Galatasaray, Fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftada, Trabzon'u mağlup ederek çok önemli bir galibiyet elde etti. Pozisyonu bol, çekişmeli bir karşılaşmaydı.
HİÇ UTANMADI, SIKILMADI
Sahneyi iyi hatırlayın: Başlatan Riera... Colman'ı itiyor. Colman da onun bu itişine cevap veriyor. İtmeye sarı kart; cevaba kırmızı kart!.. Colman tokat attı; ondan kırmızı kart gördü. Colman'ın attığı tokadın, Riera'ya değip değmediği bile belli değil. Ama hakemin gözüne sokmak için; Riera hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, insanlık dışı, sportmenlik dışı bir şekilde kendini yere attı. Hakemi de tuzağına düşürdü; Trabzon 10 kişi kaldı. Colman'ın hareketi tartışılır; ayrı. Ama Riera'nın yaptığını, tartışmadan lanetlememiz lazım. Maçın ikinci kırılma noktası, Trabzon'un iptal edilen golü... Televizyondan izlediğimiz görüntüde, kıl payı beyaz formalı rakibinin önünde... Ama o kamera, gerçek bir ofsayt kamerası değil. Onun için bilemiyorum. Yan hakemin verdiği kararın, ne derece doğru olduğunu bilemiyorum. Tartışmalı bir karar ama fazla diyecek bir şey yok.
Trabzon cephesinden, Aydınus'a tepki var. Galatasaraylı futbolculara toleranslı davranmakla suçlanıyor. Melo'nun Olcan'a yaptığı sert harekete kart çıkartmaması da eleştiriliyor.
KALECİLERİ ÖLDÜRÜYOR
Onur, çok iyi bir çıkış yakaladı. Her geçen gün, üzerine koyarak ilerliyor. Galatasaray karşısında da harikalar yarattı.
Sneijder ile Onur arasında, adeta bir düello yaşandı.
KANAT ADAMI YOK
Tabii Muslera'yı da es geçmemek gerekiyor. Maçın kırılma anlarından birisiydi. Henrique'nin yakın mesafeden kafa vuruşunu inanılmaz çıkardı ve Onur'a nazire yaptı.
G.SARAY'I PERİŞAN ETTİ
Kendi sahanda Trabzon'a karşı oynuyorsun, Fenerbahçe iki saat evvel üç puan kaybetmiş, farkı 8 puana indirme şansın doğmuş; bu maçı muhakkak kazanman lazım. Aaa Chedjou yedek! Hâlâ korku, kafasında bir yerde duruyor. Orada Hakan Balta varken, orada Ceyhun varken... Kulübede stoper yedeğine ihtiyacı yokken, yedeğe Chedjou'yu almış! Sonra da Mancini, maçın sonunda 10 kişi kalmış Trabzonspor'a karşı yaptığı değişikliklerle, takımı perişan etti. 10 kişilik Trabzon, beraberliği sağlıyordu. Panik içinde bir Galatasaray vardı.
PREKAZi MüTHiŞ BiR BURAK YARATABiLiR
Galatasaray'ın galibiyet golleri, Burak'tan geldi. Kısa bir duraklama dönemi yaşadı ama gollerine kaldığı yerden devam ediyor. Burak'ı nasıl buldunuz?
Hafta içi, benim için çok önemli bir haber geldi: 'Cevad Prekazi, Florya'ya dönüyor' diye... Cevad Prekazi, Florya'ya dönüyorsa eğer; Burak'ı şimdi görün. Cevad Prekazi; Tanju Çolak'ı, Tanju Çolak yapan adamdır. Ben o zamanlar, 'Erkekçe' dergisini çıkarıyordum; ayda bir çıkıyordu. Yani bol vaktim vardı. Derwall'in yardımcısı Mustafa Denizli de arkadaşım. Hemen hemen her gün, öğleden sonraları Florya'ya giderdim. Antrenman bittikten sonra Derwall ve Mustafa'nın katılımı ile 'king' oynardık. Çok severdi Derwall... Hâlâ ondan kazandığım 10 lira; evde, koleksiyonumda durur. İmzalamasını istemiştim ama "Paranın üzerine, katiyen imza atılmaz" diye yanıt vermişti. "Ben yine de saklayacağım" dedim. Neyse... Oldukça ağır antrenman yapılırdı; antrenman biterdi. Mustafa hoca ve ben, antrenman sahasına bakan terasta otururduk. Sahada üç kişi var; kaleci, Cevad ve Tanju... Cevad, Tanju'yu birebir çalıştırırdı; gol çalışması, aşağı yukarı 45 dakika-1 saat sürerdi ve şöyle biterdi: 'Yeter, tamam!' Derwall ve Mustafa hoca, kalkıp bağırırlardı. Çünkü insan bedeninin de bir sınırı var. Zaten ağır bir antrenman yapmışlar ama arkadan bir 45 dakika daha çalışırlardı ve ancak öyle Tanju, Cevad ve de kaleci duşa giderlerdi. Burak, golü fevkalade iyi koklayan bir golcü... Golcülüğün de birinci vasfı bu; golü koklamak. Nerede olacağını, nereye atak yapacağını iyi bileceksin. Bir gazetede 'İkinci gol tesadüf' diye yazılmış. Hayır! Burak'ın orada olması, katiyen tesadüf değil. Burak, orada olması gerektiğini bilen bir adam. Gol, adamın damarlarında dolaşıyor. Ama gol vuruşunu, her zaman doğru yapamıyor. Hakan Şükür de öyle değil miydi?
İPLERİ ELİNDE TUTACAK
Hakan Şükür ile Tanju'nun farkı neydi; Hakan'ın yanında Prekazi yoktu. Bizde birebir gol eğitimi yapılmıyor. Bunu, bir tek Gündüz Kılıç yapardı; Metin Oktay'ı yarattı. Cevad yapardı; Tanju'yu yarattı. Şimdi, golü çok iyi koklayan Burak'ın golcü olmasını, yeteneklerini artırmasını sağlayacak adam geldi Florya'ya... Eğer Mancini izin verirse, Prekazi müthiş bir Burak yaratır.
Prekazi, altyapıda görev yapacak. Tomas Ujfalusi de Futbol İdari Koordinatörlüğü'ne getirildi. İlginçtir; sportif direktör olması bekleniyordu ama farklı bir mevki yaratıldığı ortaya çıktı.
Niye yaratılmış o mevki? Bütün bu tezgahları kuran Bülent Tulun... Oraya, her dediğine 'he' diyecek birini koyuyor; kendi Florya'da görünmeyecek, dedikodular olmayacak ama bütün ipleri bildiği gibi çekecek, yönetecek, oynatacak.
Bu arada Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea ile eşleşti. İyi bir kura diyebilir miyiz? Tur şansını nasıl görüyorsunuz?
Juventus maçından önce Fatih Terim'in söylediği lafı tekrar etmekte fayda var; "Galatasaray'ın olduğu her yerde umut vardır." Chelsea de bu sene, Mourinho'ya rağmen, daha henüz ahım-şahım bir top oynamış değil. Avrupa'da zaten, ahım-şahım top oynayan pek fazla takım kalmadı. Epey de vakit var. Araya bir de transfer dönemi girecek. Mourinho boş durmayacak; transfer yapacak. Mancini de yapacak. O transferlerden sonra, durum çok farklı olabilir. Onun için, bugünden bir şey söylemek çok hatalı olur.
Röportaj: Bülent CAN