Galatasaray haftayı galibiyetle kapattı ve avantajını sürdürdü. Karabük karşısında daha kontrollü bir Galatasaray vardı, galibiyete ulaştı ama ters bir sonuç da çıkabilirdi. Siz oyun anlayışını nasıl buldunuz? Karabük maçının en güzel yazısını Rıdvan Dilmen kardeşim yazdı! Galatasaray'ın harika oynadığını anlattı. "Çok kontrollü, çok güzel oynadı" diye yazdı. Alnından öpüyorum Rıdvan'ı!.. Fatih Terim'e diyor ki 'Fenerbahçe karşısında da aynen böyle oyna, Fener sana 5 atsın!' Aynen bu... Rıdvan Dilmen'in futbolu ne kadar iyi bildiğini, en iyi bilenlerdenim ben... Ama son zamanlarda böyle yazması, tamamen Fener'e abone olduğunu gösteriyor. Şu Galatasaray'ın Karabük önündeki futbolunu beğenmesinin tek anlamı var: 'Aman Fener'e de böyle oyna.' Çünkü bu Fenerbahçe'nin istediği futbol... 5 atar Fenerbahçe... Tarihi fark olur, 6'yı da geçer. Galatasaray, Saracoğlu'nda Fenerbahçe karşısında bu topu oynasın, 6-0 unutulur, başka bir skor konuşulmaya başlanır. Futbol bu kadar mı kötü oynanır! Hafta arasında bir haber: 'Selçuk İnan, ünlü isimleri geçmiş, pas isabeti en yüksek adam olmuş.' Selçuk İnan, Galatasaray'a değil istatistiklere oynuyor. Ben Fatih Terim'in yerinde olsam, Selçuk'u 18'e almam. Takıma değil istatistiğe oynayan adamdan hayır gelmez. Yüzde 77 ile oynuyormuş! Beni koysun, yüzde 100 ile oynarım.
REAL MADRİD DURDURAMADI
Kendi yarı sahamın ortasındayken, en yakın rakip öbür yarı sahadayken, yani benden 20 metre uzaktayken ayağıma gelen her topu ben bir Galatasaraylıya atarım. Sağımdakine, solumdakine ya da arkamdakine... Kimse de müdahale etmez ve yüzde 100 ile oynarım. Böylece İniesta'ları da, Xavi'leri de geride bırakırım. 'Hıncal Uluç, dünyanın en iyi pas dağıtan adamı' diye tarihe geçerim. Böyle bir şey olur mu ya!.. Selçuk, Galatasaray'ın oyununu öldüren adam... Drogba, Galatasaray'ın 18'inin üzerinde dolanıyor. Top çıkarmaya gelmiyor zavallı, top almaya geliyor. Çünkü orada beklemekten anası ağlıyor! Selçuk Semih'e, Semih Gökhan'a, Gökhan Selçuk'a, Selçuk... 17-18 pas yapıyorlar santranın gerisinde kendi yarı sahalarında ve Rıdvan bu futbola 'iyi futbol' diyor! Çünkü Galatasaray böyle top çevirecek ki Fenerbahçe'nin hücuma katılmış olan Gökhan Gönül'ü, Fenerbahçe'nin hücuma katılmış olan Ziegler'i, Fenerbahçe'nin hücuma katılmış olan Egemen'i rahat rahat geri dönsünler, yerlerini alsınlar. 'Hey Selçuk! Artık topu bu tarafa atabilirsin. Biz yerimize geldik' desinler. Bu futbolu alkışlayan Rıdvan'ın futboldan anlamadığı söylenemez. Bu futbolu alkışlayan Rıdvan için bir tek şey söylenebilir; 'Aman Fener'e de böyle oynayın, ne olur hocam!' Resmen inanamadım.
Real Madrid karşısındaki futboldan eser yoktu.
Kazanınca yorumlar da değişiyor
Taffarel'in yaptığı değişiklikleri nasıl buldunuz? Burak'ın yerine Emre'yi alması doğru bir karar mıydı?
SİSTEMİNDEN VAZGEÇTİ
Boş kaleye atamadığı top döndü, Galatasaray kalesine giriyordu. Atamadı onlar da Allah'tan... 2-0 olacak maç Emre'nin beceriksizliğinden 1-1'e dönüyordu. Kaç tane top kaptırdı girdikten sonra! Emre'nin Galatasaray A2 takımında dahi oynayacak yeteneği yok. "Fatih Terim'in evladı manevisi" demekten dilimde tüy bitti. Şimdi soruyorum, Burak'ı çıkarıp Emre'yi oyuna sokmanın anlamı nedir? Karabükspor'dan korktun, ikinci santraforu çıkardın, Riera da hücuma dönük bir savunma adamı, geri dönemiyor, tek başına sol tar a f ı tutamıyor, Riera'nın önüne de 'Bir sigorta koyayım' dedin. Görünüşteki mantıklı niyet bu... '1-0'ı koruyayım, onun için santrforumdan vazgeçeyim, Riera'nın önüne de bir sigorta daha koyayım.' Eğer niyetin buysa, eğer Karabük korkudan dudaklarını uçuklatmışsa; Burak'ı çıkarttığın zaman Riera'yı ileri alırsın, Hakan Balta'yı geriye koyarsın, savunma gücü olarak dört tane Emre eder, Riera da hücumcu olarak on tane Emre eder. Gerçi sıfırla çarpımlar sıfırdır matematikte ama o anlamda almasınlar. Matematiksel anlamda söylemiyorum. Zerre mantığı yok! Korkmasını kabul etmiyorum. Diyelim; korktu! Korktuysa yapacağı değişiklik bu... Emre'den ne beklediğini Allah rızası için birisi bana anlatsın! Kendimi geri zekalı falan zannetmeye başladım. Burak çıkıp Emre giriyor bir de! Galatasaray korkudan orada Umut varken, orada Elmander varken oyun sisteminden vazgeçiyor! Korktuysan doğru dürüst önlem al o zaman. Yapılan değişikliğin bir tek anlamı var; Emre'yi oyuna sokmak! Başka hiçbir anlamı yok. Emre prim alsın!
***
86. dakikada Sneijder çıktı, Umut girdi, uzatma dakikalarında ise Drogba kenara alındı ve Yekta oyuna dahil oldu.
Zerre mantık yok. Taffarel "Kimse bana telefon falan etmedi. Bütün kararları ben verdim" demiş. Taffarel'i Galatasaray kulübesinin civarına sokmamak lazım bir daha! Tribünde dahi oturtmam ben Taffarel'i!.. 'Florya'da otur, kaleciyi çalıştır, başka bir şeye karışma sen.' Burak'ın ölüsü orada dururken başında en az bir kişi bekliyordu. Burak'ı çıkarıp Emre'yi aldığı andan itibaren kamera yandan Mesut Bakkal'ı gösterdi. Bağırıyordu, 'Orada artık niye duruyorsun' diye... Burak çıktıktan sonra Karabük'ün bir stoperi de hücuma katılmaya başladı. Dakika 90, uzatmalara kalmış iş, iki dakika da ne olur; Dortmu n d - Malaga maçının uzatma iki dakikasında ne oldu; Malaga iki gol yedi ve turu kaybetti. İki dakika çok önemli... Drogba'yı da oyundan alıyorsun ki Drogba orada en az iki kişiyi meşgul ediyor, bir kişi de değil Burak gibi. Burak'ı tutan adam hücuma katılmaya başladı, Dorgba'yı bekleyen iki kişi de hücuma katılmaya başladı ve zaten üç dakika var. O üç dakika içinde Karabükspür doldur boşalt oynamak zorunda... Yakaladığı topu sallayacak Galatasaray'ın 18'ine...
ŞAMPİYON OLAMAZ
1- Ceza sahası içine bu şekilde ortalar gelirken Emre ve Yekta gibi 1.50 metre boyundaki adamlar mı, yoksa Drogba gibi fizikli, yapılı ve 2.5 metreye zıplayıp kafa vuran adam mı lazım sana! Mantık olarak; savunma niyetindeysen eğer.
2- Drogba'yı da çıkardığın zaman Drogba'yı tutan iki adam da hücuma gelecek yani Karabük'ün kendi forvetlerinin dışında bütün stoperleri Galatasaray'ın 18'inde olacak. Üç tane daha kafa vuran adam orada... Sana o sırada 1.50 boyunda adam mı lazım oyunda yoksa Galatasaray savunmasının en güzel kafa vuran adamlardan biri Hakan Balta mı lazım? Korkuyor niye korktuğunu bilmiyor! Korkmuyorsa bu yanlış değişiklikleri niye yapıyor? Galatasaray, Karabük'e karşı maçı kaybetmek için elinden geleni yaptı. Bu kafayla oynarsa söylüyorum; Galatasaray şampiyon falan olamaz. Dua etsinler Beşiktaş 7 puan geride kaldı da Şampiyonlar Ligi tehlikede değil, şimdilik. Ben Karabük maçını seyrettikten sonra Real Madrid'e 3 dakika da 2 gol atan takımın şampiyonluğundan şu an ümidimi kesmiş durumdayım bir Galatasaraylı olarak. Bu futbolu Rıdvan'ın alkışlaması da ne kadar haklı olduğumu ortaya çıkarıyor.
***
FEDERASYONA GüVEN KALMADI Mersin maçında yaşananların ardından PFDK, Fatih Terim'e 9 maç ceza kesti. Hasan Şaş 2, Ümit Davala ise 1 bir maç ceza aldı. Geçen hafta "Sezonu kapattı" demiştiniz, biraz daha fazlası var. Ne düşünüyorsunuz?
İki taraftarın sahaya girmesine para cezası çıktı. Bu da eleştirildi, 'Arena'nın kapanması gerekirdi' diyenler var. Bir eyyam söz konusu mu?
YEMİNLİ FENER MEDYASI
Şimdi biz sadece sonuçlarla ilgiliyiz. 'Efendim sahaya indi, kapatırlar', 'Efendim sahaya indi, para cezası!' İkisinin arasında Himalayalar kadar fark olur. Sahaya inmeden inmeye fark var. Niyeti var, amacı var. İnmenin yarattığı tahrikler var. Bunların hepsinin göz önünde bulundurulması lazım. Yoksa ne PFDK'ya, ne Tahkim'e gerek var! Yazarsın maddeleri; sahaya indiğinde cezası bu kadar, santraya kadar gelirse bu kadar, öbür tarafa gelirse bu kadar... Böyle bir şey olur mu? Niye bu kurullara ihtiyaç duyuyoruz; 'olayı kendi koşulları içinde değerlendirsin' diye... Ama olayı kendi koşulları içinde değerlendiren kurullara güvenmemiz lazım, inanmamız lazım. Görünürde aynı suçtan Bülent 10 sene yerken Hıncal beraat ediyorsa benim bu kararı veren yargıca güvenmem lazım. Yoksa her türlü dedikodu başlar.
Başkanların, federasyonları ziyaretine nasıl bakıyorsunuz? Daha önce Yıldırım gitmişti, bu defa da cezalar açıklanmadan önce Aysal federasyona gitti.
Ziyaretin ardından medyada, Aysal'ın 'Hocamızın yaptıklarını onaylamıyoruz' dediği ileri sürüldü.
SON MAÇI BEKLEYİN
Karabük maçında Aysal ve Terim'in soğuk davranışları da aslında biraz da bu iddiaları güçlendirdi. Siz aralarında bir soğukluk hissettiniz mi?
Röportaj: Bülent CAN