Şampiyonlar Ligi'nin Aslan'ı çeyrek finalde... Galatasaray, 1-1'in rövanşında Schalke'yi Almanya'da 3-2 mağlup etti ve adını çeyrek finale yazdırdı. Bu muhteşem zaferi getiren golleri Hamit Altıntop, Burak Yılmaz ve Umut Bulut attı. Maçı nasıl buldunuz?
Hem de çok zor bir işi başardılar. Kendi sahanda berabere kaldıktan sonra, Türkiye'de arka arkaya çok kötü maçlar oynadıktan sonra herkesin umutlarının neredeyse sıfıra indiği bir dönemde, rakip sahada, bir Alman takımını yenerek son sekize kalmak dünyanın bütün futbol lügatlarında zaferdir. Bunu bir defa yaşayalım, bu bir! İki, Fatih Terim'in özellikle bu sene ne kadar ağır koşullarda çalıştığını en iyi bilenlerdenim.
Fatih Terim'in Galatasaray'ın başına gelmesi için en çok çalışan yorumculardan biriyim ben ve kendisinin de çok yakın aile dostuyum.
Buna rağmen biliyorsunuz Terim ile ilgili en ağır eleştirileri de ben yaptım. Fatih Terim'in yaşadığı koşulların zorluğunu sadece dışarıdaki değil, içeridekilere karşı da nasıl bir savaş verdiğini bilmek ayrı bir şey, ortadaki 90 dakikayı izlediğin bir maça yönelik eleştirileri yapmak ayrı bir şey.
Bu eleştiri eğer duygularını, sempatilerini, antipatilerini karıştırıyorsan o zaman yorumculuk işini yapmayacaksın.
Böyle baktığın zaman dünkü maçı aynı sonuçla Schalke de kazanabilirdi. Galatasaray işi ilk yarıda bitirebilirdi. Yani 2-1 ile değil, 3-1'le, 4-1'le de bitirebilirdi. İlk yarı olağanüstü güzel top oynadı, kaybettiği Gençlerbirliği maçında olduğu gibi.
Ama garip bir şekilde ikinci yarıda o Galatasaray kayboldu sahada. Yani Schalke'nin beraberlik golü bu kadar göstere göstere, bu kadar bağıra bağıra gelmez.
Ondan sonra üçüncüyü atması için Galatasaray bütün imkânları verdi Schalke'ye.
Adamlar atamadılar! Yani o kadar beceriksiz ve başarısız vuruşlar yaptılar ki. Adamlar atamadılar. Atsaydılar maçın sonucu ne olurdu? Şimdi Galatasaray'ın bitmeyen, tükenmeyen ve düzelmeyen iki sorunu var: 1- Galatasaray duran toplara nasıl savunma yapacağını hala bilmiyor. Galatasaray'a korner ya da Galatasaray'ın yarı sahasının herhangi bir yerinden serbest atış yapmak, Galatasaray'ı penaltı atması kadar tehl i - keli! Aynı oranda çünkü, Galatasaray'ın penaltı atma oranı yüzde elli!
Birinci golü düşünün. Üç dakika evvel korner attı adamlar ve iki tane Schalke'li adam bomboştu ve birisi vurdu. Arkadan ikinci korner ve gol oldu. Yani o kadar adamı var Galatasaray'ın, ne adam savunması yapmayı biliyor ne alan savunması yapmayı biliyor. Top Galatasaray on sekizine ortalandığı zaman adamlar geliyor. Senin için de dua etmek kalıyor, 'dışarı vursun' diye ya da 'Muslera kurtarsın' diye.
Burada ikinci nokta, Muslera gerçekten maçın kahramanıydı.
Yani geldiği günden beri M u s l e ra ' y ı eleştiriyorum. İlk defa Simoviç gibi, Taffarel gibi maç kurtaran bir kaleci gördük.
Böyle oynasın canımı yesin. Son golde elle çıkardığı top...
Ama her topu öyle çıkarması lazım.
D e g a j yaparken topu öyle diktin mi Galatasaraylı vursa bile rakibe gidiyor. Muslera'nın yaptığı degajlardan üç dört tanesine Drogba kafayla vurdu.
Drogba ancak çırpınmayla topu bir yere vuruyor, vurduğu yerde de Galatasaraylı yok.
Ama oyunu elle başlattığın zaman, top sende.
SPORTİF ADI DUVAR TENİSİ
Bunun adı tepik. Orta Asya'da atalarımız oynarlarmış ya! Tepik, topu ileri tepme.
Sportif adı; 'duvar tenisi.' Öyle vurdun mu top aynen sana geri gelir ve sen psikolojik olarak "ezilmeye" başladığını hissedersin. Bir kaleci olarak, bir bek olarak koşmaktan anan ağlar.
Topu uzaklaştırıyorsun gene geliyor, topu uzaklaştırıyorsun geri geliyor!
Topu çıkarırsan sana nefes alacak vakit kalır.
Topu uzaklaştırırsan duvara tenis topu atmış gibi olur, gene sana döner.
Galatasaray'ın yediği ikinci gol bağıra bağıra böyle geldi.
Duvar tenisinin sonucu. Kaçıncı dakikada?
63. dakikada. Yani ikinci yarının 18. dakikasında.
On sekiz dakikadır Galatasaray duvar tenisi oynuyor ve buna bir önlem alınmıyor.
Ama Galatasaray'ın geçmişteki maçlarına bak. Skoru korumaya niyetlendiği anda futbolcular...
Galatasaray'ın oynadığı oyun bu, duvar tenisi.
Galatasaray öndeyken, Galatasaray galip durumdayken, 768 tane pas yapacak kadar rahat oynayan takım, asıl o pasları yapması gereken skoru koruma döneminde, bunu unutuyor. Ve topu durmadan rakibe atıp ezilmeye başlıyor baskı altında.
Yani siz o devirleri bilmediniz. Ben seyirciydim, rahmetli Yaşar Doğu vardı, teknikle değil öyle gücü ve kuvveti vardı ki ezerek yenerdi rakiplerini.
Adam sonunda bitsin güreş diye adeta.
Schalke'nin golü öyle geldi. Eze eze golü attılar. Çünkü Galatasaray'ın ezilmesinin dışında yaptığı bir şey yok. İyi ki 2-2 oldu aklını başına devşireceksin artık çünkü bir tane daha yersen gidiyor. Hayır, aynı futbol devam.
Galatasaray öyle oynasaydı, 90+5. dakikada Umut'un attığı golü ikinci devrenin tamamında 10 kere atardı.
Çünkü 2-1 skor, iki tane gol atması lazım Schalke'nin bir tane yetmiyor. 2-2 Galatasaray'ı tur atlatıyor. Onun için alabildiğine açık oynuyor.
Rakibin alabildiğine açık oynadığını düşünürsen akıllı top ve hızlı çıkarmalarla perişan edersin. Bak bir akıllı top gol oldu. Kaleci ile karşı karşıya gol oldu hem de. Hamit'in golü gibi 40 metreden muhteşem şut değil.
Kaleci ile karşı karşıya gol oldu.
TAKIM OYUNU OYNADILAR
Galatasaray'ın bir şeyi iyi öğrenmesi lazım.
Gol atacaksan hızlı akın yapacaksın. Schalke maçını lütfen izlesin bütün Galatasaray futbolcuları ve teknik adamları.
Schalke nasıl çıktı, Schalke topu kaptığı andan beş saniye sonra değil üç saniye sonra bir Schalke adamı Galatasaray'a şut atmak zorunda. Öyle hızlı çıkıyorlar.
Dün gece futbol diye bir şey takım oyunu oynandıysa eğer Almanlar oynadı. Ama Almanların hepsi böyle oynuyor zaten. Niye Alman makinesi diyoruz?
NİHAYET İKİSİ DE KOŞTULAR!
Vakit kaybetmeden. Çünkü, rakibi, düşmanı ne kadar gafil avlarsan zaferin o kadar kolaylaşır. 'Ayy' diye gelirsen adam bütün savunma önlemlerini alır.
Galatasaray'ın hızlı çıkışı yok. Adamlar fırtına gibi geliyorlar. Takım futbolu adına aklımda kalan her şey Schalke'de.
Galatasaray'ın aklımda kalan şey bireysel başarıları. Başta Muslera ve de bugüne kadar koşmuyor bunlar 'hoşaf' diye eleştirdiğim Sneijder ve Drogba özellikle birinci yarıda basmadık yer bırakmadılar.
Maçtan sonra isim vermedi ama Fatih Terim de aynı şeyi söyledi 'Birtakım arkadaşlarımıza koşmanın önemini anlattık' dedi.
Keşke Fatih hocam koşmak kadar hızlı hücuma çıkmanın önemini de anlatsaydı.
SELÇUK CASUS GİBİYDİ
Yani sen bu kadar yetenekli bir oyun kurucu olarak bu kadar geriye nasıl oynarsın, ne hakkın var ya!
Galatasaray'ın kaptanı Selçuk, Schalke'nin casusu gibiydi!
Bakıyorum yediler- sekizler vermişler Selçuk'a. İleriye topu şöyle atıyor, çok büyük adam ya! Büyük adam asist yapar. Son pozisyonda olduğu gibi atığı tek pasla gol bulduracak.
Her zaman gol pası vermezsin.
Bazen de oyun kuran pası verirsin, bazen de basit pası verirsin.
Schalke'lilerin hangisi büyük oyuncu. 'Ah şu Galatasaray'da olsaydı' içimizden geçen belki o akşamki takımdan Draxler, onun ötesinde 'Ah şu olaydı' dediğin kim var?
Bir de Schalke'nin hocasına sor bakalım Galatasaray'da 'Biz de olsaydı' dedikleri. Ama adamlar basit ve hızlı oynuyorlar.
Selçuk, geriye oynuyor ve asist yapacağım, gol pası vereceğim diye de top kaptırıp kontratak yememize neden oluyor. Galatasaray turu kaybetseydi 1 numaralı sorumlu Galatasaray'ın kaptanıydı. Bundan vazgeçilmesi şart.
RİERA VE EBOUE BEK DEĞİL
O Riera, Eboue bek değil. Stoperler işte!
Muslera da her maçı kurtaracak hali var mı yok mu bilmiyorum. Bu nedenle Galatasaray'ın hücumları çok önemli. İlerdeki adamlar nasıl gol atacaklarını gösteriyorlar. Topu onlara götürmek lazım.
MAKİNELİ İLE TARAMALI!
Aklıma Hitler Almanya'sı günleri geliyor.
Santraya makineliyi koyacaksın geriye geleni tarayacaksın! İnanılacak şey değil. Fatih Terim bunları görmüyor mu? Görüyor da lafını mı geçiremiyor. Yani bu kadar aptalca geriye yaslanan, orta sahayı bu kadar rakibe bırakan!..
Orta sahada Hamit gibi şut atan, şut atma yüreği olan 3 tane Schalkeli olsa G.Saray en az 5 yerdi ikinci yarıda. 18'in dışında herkes bomboş. O kadar geriye çekilmiş ki 18 içine Galatasaray herkes bomboş.
Vur Allah vur! Şamar oğlanına dönerdi Galatasaray dayak yemekten. Allah'tan adamlar vurmuyorlar, kalecinin burnunun dibinden atmaya çalışıyorlar. Nitekim gol de öyle geldi. Böyle kapanma olur mu? İntihar kapanması!
Top sendeyken geri oynuyorsun, top rakipteyken de 18'ine kapanıp topu ileri tepiyorsun. (DEVAM EDECEK)
GALATASARAY'IN TURU GEÇMESi MUCiZEYDi
Söylediklerinizden Galatasaray'ın ikinci yarıdaki oyunu çeyrek finalde tekrarlamaması gerektiği çıkıyor. Çünkü ikinci yarıdaki rakipler çok daha güçlü. Öyle mi ?
İkinci yarıdaki görüntüyle Galatasaray'ın tur atlaması bir mucizedir.
1- Muslera mucizesidir.
2- Schalke'nin beceriksizliği mucizesidir.
Zaferimize sevinelim, zaferimizin kıymetini bilelim ama zaaflarımızı ve yanlışlarımızı da görelim çünkü bundan sonra gelecekler Schalke değil. Adamı öyle bir döverler ki çeyrek finale geldiğine pişman olursun.
Barcelona, Real Madrid, PSG, Juventus, Dortmund, Malaga ve Bayern Münih, Galatasaray'ın çeyrek finaldeki rakipleri... Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Fatih Terim bütün oyun taktiğini 'Maçı rakip yarı sahada oynamak' üzerine kurmalı.
Galatasaray ister galip ister mağlup olsun.
Çünkü Galatasaray kendi sahasına bu kadar kapanıp oynadığı sürece rakibinin baskısına ve zorlanmaya mahkum kalacaktır.
Röportaj: Yılmaz ŞENOL