Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un Türkiye Kupası'ndan 4. turda elenmesi, sistem tartışmalarını da beraberinde getirdi. Siz kupa statüsü ile ilgili ne düşünüyorsunuz; bir değişikliğe ihtiyaç var mı?
ATA AĞIRLIK EKLENİYOR
Sistemde, benim sinirlendiğim bir tek nokta var. Gidin, bakın Avrupa'ya... Tek maç üzerinden oynanıyorsa ve bu maçı Fenerbahçe ile Fethiyespor oynayacaksa; o tek maç zayıf takımın, yani puan cetvelinde aşağıda olan takımın sahasında oynanır ki aradaki uçurum biraz kapansın. At yarışlarında, yarışı dengelemek için kuvvetli atın üzerine 'Handikap' dediğimiz ağırlığı eklerler. Birisi 55 kilo ile koşarken, öbürü 65 kilo ile koşar ki atların kalite farkı azalsın; yarış heyecanlı olsun. Avrupa'da da böyle bir kupa maçı olduğu zaman, 'Fenerbahçe, Fethiye'ye gitsin. Hiç olmazsa Fethiye ve civarı Fenerbahçe'yi görme fırsatı bulsun. Fenerbahçe ile Fethiye arasındaki uçurum da ortadan kalksın' diyorlar. Sporun amacı bu... Sporun ilkesi bu... Türkiye'de futbol; 'Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve medya para kazansın' diye yapılmıyor. Bu kadar ucuz ve bu kadar çirkin bir pazarlığı, günlerden beri, gerçekten midem bulanarak izliyorum.
Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, 'Geçen sezon kupayı kazandıklarını ama 2 milyon euro zarar ettiklerini' söylemiş; elenmeleri halinde, çok da üzülmeyeceklerini açıklamıştı.
500 milyon lira civarında...
BEN İHBAR EDİYORUM
Hayır; medya, Aziz Yıldırım'ın peşine takılmış, 'Sponsor Ziraat Bankası şampiyonluk primini artırmalı ki Fenerbahçe tahrik olsun, sonuna kadar gitmeye oynasın!' Yok ya! Dinimiz, imanımız para olmuş; haberimiz yok!
Elendikten sonra, paranın gündeme getirilmesi de garip aslında... Kimse 4. turda, kendinden kat ve kat zayıf bir rakibe bilerek elendiğini söyleyemez herhalde!
Büyük takımlar, B takımlarıyla sahaya çıktı. Aslında forma şansı bulamayan oyuncular için kupa, müthiş bir şans...
TRİBÜNDE OTURUYORLAR
Düzelecek konu var tabii: Takımın teknik direktörü, 6+0 yüzünden tribünde oturttuğu yabancı oyuncuları oynatmak zorunda... Adamı oynatabileceği tek yer, kupa maçı... Lig maçındaki puan mücadelesinde, daha iyi olanı oynatmak zorunda... Öbürü ne zaman oynayacak! Galatasaray, Bruma'yı para kazanmak için aldı. 'Bu sene takıma bir katkısı olsun' diye almadı. Adamdaki yeteneği gördüler; 'Bunu alalım, satarız. 10 milyona alırız; 50 milyona satarız. 40 milyon kâr ederiz' dediler. Haksız da değiller, düşünce olarak... Ama oynatmazsan nasıl kıymeti olacak adamın? Lig maçlarında oynatacak halin yok; kupada oynatıyorsun. Haftalarca oynamayan, gelip kupa maçında oynayan adamın; o bir maçta ne kadar
faydası olur? O da var.
***
REZiLLiK SÜRECEK
Halbuki; 6+0 gibi aptalca kuralı kaldırırsın; kaç tane yabancıya izin veriyorsan belirlersin. On olur, dokuz olur, sekiz olur. Dersin ki 'Bunların beş tanesi oynar; gerisi kulübede oturur.' Böylece maç içinde değiştirebilir. Melo'yu çıkarır; Bruma'yı sokar. Ama Bruma da hiç olmazsa, o maçta oynar. Çünkü maç başına da para alıyor. İşin bir de maddi yanı var. Futbolcuların büyük bir bölümü, maç başı ücret alıyor. Kazandığı prim ayrı... Para alması için oynaması lazım. Oynayıp da kazanırsa, bir de galibiyet primi alıyor. Adam sürekli tribünde oturursa, ondan hayır gelir mi? Mecburen, forma şansı bulamayan Türk oyuncu da forma şansı bulamayan yabancı oyuncu da kupa maçında oynatılıyor. Bu durumda da bir arada oynamamış 11 tane adam, kupa maçına çıkıyor. Sorun esas burada... Sen dünyanın en iyi 11 adamını seçip getirsen, 'Çıkın, oynayın' desen; oynayamazlar. Bir arada oynamayan takım, doğru oynayamaz. Niye sürekli 'Takım ruhu, takım ruhu, takım ruhu' diyoruz? Karmaların başarılı olduğunu gördünüz mü? Karmalar başarılı olamaz. Şimdi, bunu düzeltecek olan federasyon... Seneye de 5+0 olacak. Düzeltilmezse eğer, aynı rezilliği yaşayacağız! Dokuza inecek; 5+4 olabilir ama 5+0 olur mu! Tonla para vereceğim, alacağım; tribünde oturtacağım! Şimdi bu düzenlemeyi yaptığın zaman, kupa maçları da daha değerli olabilir.
ÇARELER TÜKENMEZ
Tabii, olan yayıncı kuruluşa oldu. 11.3 milyon dolarlık bir bedelden bahsediliyor.
***
HERKES YASAK OLAN BiR ŞEYi YAPARSA
Kupa maçlarından geriye, Fethiyesporlu oyuncuların maç öncesi giydiği 'Yüce Atatürk' yazılı tişörtler kaldı. Federasyonun, bu nedenle Fethiye Kulübü'nü PFDK'ya sevk etmesi eleştiriliyor. Tabii üstüne, Drogba ve Eboue'nin Mandela'nın ölümü nedeniyle giydiği tişörtler de eklendi. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Eleştirenler, 'Rabia' işaretinin PFDK'lık olmamasını örnek gösteriyor.
'Rabia' başka bir örnek... Sahaya çıkan takımın, sahaya çıkan futbolcunun üzerinde, başka bir yazı olmaz. Yazıyı bırak, koluna takacağı siyah bant için dahi izin alması lazım. Kural bu... Bu kuralı niye koymuşlar: Birtakım örgütler; takımları kullanmasın, takımlara baskı yapmasın.
Reklam yapmak için de kullananlar var.
FETHİYESPOR FARKINDA
'Bu, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran adam; o, uluslararası terörist. Nasıl mukayese edersin?' Doğru. Nasıl mukayese edersin? Ama realite de bu... İzin verdiğin anda... Fethiyespor, zaten maça çıkarken böyle bir şey yapmak için izin almamasının gerekçesini, 'İzin vermezlerdi' şeklinde açıkladı. Yasak olan bir şeyi yaptıklarının farkındalar ve herkes yasak olan bir şeyi yaparsa; o zaman... Çaykur Rize-Fenerbahçe maçında, sahadan yürüyerek geçen adamın kimseye zararı oldu mu? 'Bu taraftaki tuvaleti beğenmedim; öbür tarafa gidiyordum' derse... Ne koşuyordu, ne saldırıyordu; yürüdü adam... Yaka paça götürdüler. Atatürk'ü yasaklayıp da Mandela'yı göndermeselerdi o zaman... Ama 'Mandela' yazanlar da gidince...
Dengelenmiş mi oldu?
Röportaj: Bülent CAN