UEFA Disiplin Kurulu, Fenerbahçe'yi biri ertelemeli 3 yıl, Beşiktaş'ı ise 1 yıl Avrupa kupalarından men ettiğini açıkladı. TFF'nin, 'Şike sahaya yansımadı' kararına karşılık UEFA'nın aynı belgelere bakarak ceza kesmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uluslararası kuruluşlar sporun geleceği açısından üç konuya acımasız savaş açtılar: 1- Irkçılık. 2- Doping. 3- Şike. Bu savaş iki aşamada yürütülüyor. Birinci aşamada; yerel kurumların tavırlarını izliyorlar. Yerel kurumlar onları tatmin edecek bir ceza verirlerse müdahale etmiyorlar. Ama yerel kurumların geçiştirmeye, örtbas etmeye çalıştığını hissederlerse bu defa ibret- i alem için yani 'bütün dünyaya örnek olsun' diye çok ağır şekilde üstüne gidiyorlar ve öbür federasyonlara 'Bakın, iş bize kalırsa affetmeyiz. Bize bırakmadan siz kendiniz sporu temizleyin' diyorlar. Bunun uygulaması dünyanın her tarafında böyle, sadece Türkiye'ye karşı değil. Şimdi olaylara bir geri dönüp bakalım. Şike olayları patlak verdiğinde zamanın Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, aynı zamanda iyi de bir Fenerbahçeli, Fenerbahçe'yi asgari zararla kurtaracak bir yol düşündü. Bunun için de şikeye adı karışanların cezalandırılmasını, Fenerbahçe'ye de sembolik puan cezaları kesilmesini planladı.
FENERBAHÇE İÇİN YAPTIM
İtalya örneğinde olduğu gibi... İtalya'da önce küme düşmeler verilmişti, sonra cezalar puan silmeye çevrilmişti. Ama Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'nin başkanlığından silineceğini, piyasadan yok olacağını hisseder etmez önce Mehmet Ali Aydınlar'a savaş açtı ve onun devrilmesini sağladı. Ondan sonra Fenerbahçe'yi kurtarmak için devreye giren, Platini ile görüşen ve UEFA Başkanı'na 'Kişilerin suçları yüzünden kurumlar cezalandırılamaz ilkesini anlattım' diyen Başbakan'a dahi kafa tutarak 'Fenerbahçe demek ben demek. Ben ne yaptıysam Fenerbahçe için yaptım. Benim bütün yaptıklarım Fenerbahçe ile iç içedir. Beni Fenerbahçe'den ayıramazsınız' dedi. Aziz Yıldırım böyle derken onun adeta gölgesinde gibi hareket eden Türkiye Futbol Federasyonu da UEFA'yı tatmin edecek bir eyleme girişemedi. Onun üzerine UEFA 'Elinizdeki bütün belgeleri bana gönderin' dedi. 400 sayfalık dosya Nyon'a gönderildi. Onların tercümesi aylardır yapılıyordu. Neticede herkes biliyordu ki görünen köy kılavuz istemez. Hatırlarsanız Ünal Aysal da "Fenerbahçe ceza alacak" dedi. Neden? Daha olayların başında eline gelen ilk delillerle Şampiyonlar Ligi'nden Fenerbahçe'yi çıkarıp Trabzonspor'u alan UEFA'nın şimdi bu 400 sayfalık dosyayı incelemesinden sonran 'Efendim biz yanılmışız' demesi tabii ki mümkün değildi. Henüz yargı süreci bitmiş değil. Fenerbahçe'nin Tahkim Kurulu'na ve CAS'a başvuru hakkı var. Ama yine söylüyorum; bunun sonunda bir beraat kararı çıkma ihtimali çok düşük. Fenerbahçe'ye verilen cezalar hafifletilebilir. Bunun örnekleri var. 2+1 yıllık ceza daha aşağıya indirilebilir, hepsi ertelenebilir ya da hepsi kaldırılıp puan cezasına dönüştürülebilir.
KOMİK DURUMA DÜŞEBİLİR
Anladığım kadarıyla bireysel konulardaki dosyaları ayırdılar, bu kararla beraber onların kararını vermediler. Gerek Beşiktaş'ın gerek Fenerbahçe'nin bu şikenin içinde olduğu iddia edilen yöneticileriyle ilgili kararlar tahmin ediyorum daha ağır gelecek.
Trabzonspor, 2010-11 sezonu şampiyonluk kupasının kendisine verilmesini istiyor. Bu çıkan sonuç kupanın el değiştirmesine giden süreci başlatır mı?
Ben seni kandırıp, dolandırıp cebindeki parayı alsam ve bu da mahkemeyle sabit olsa mahkeme bana paramı geri vermez mi? Ortada Fenerbahçe'nin haksız edindiği puanlar varsa bu haksız edindiği puanlarla elde ettiği şampiyonluk ortadan kalkar. Fenerbahçe'nin şampiyonluğu ortadan kalkınca o kupa sahipsiz kalmaz, sıradaki kimse o alır. Olimpiyatlarda 7-8 sene sonra dopingli olduğu ortaya çıkan sporcunun madalyasını alıyorlar ve ikinciye veriyorlar. İkinci de dopingli çıkarsa madalyayı üçüncü alıyor. Fenerbahçe olmadı, sırada Trabzon varsa Trabzon şampiyon olacak. Bu doğal bir sonuç... Tabii bunlar için yargı sürecinin tamamlanması lazım. Bu daha birinci aşama... Tahkim ve CAS aşamaları var. Yarın CAS 'Fenerbahçe suçsuzdur' dediği anda bu defa Trabzon'dan kupayı geri alıp tekrar Fenerbahçe'ye vermek gibi bir komikliğe düşmemek için yerli federasyonumuzun son ana kadar beklemesi normal...
Editör: Bora EĞRİÇAYIR