Seçime tek aday olarak girmeye hazırlanan Aysal listesini açıkladı. Eski yönetimden Öztürk, Dürüst, Albayrak, Haznedaroğlu gibi öne çıkan isimlerin çoğu yok. Eleştiriler var. Siz Aysal'ın yeni yönetimini nasıl buldunuz?
Türk medyası, Fenerbahçe ile o kadar meşgul ki Galatasaray'daki gelişmelerden haberi yok. Galatasaray çok kritik günler yaşıyor. Galatasaray'da bir Aykut Kocaman- Aziz Yıldırım olayı her an patlak verebilir. Ünal Aysal-Fatih Terim olarak... Bunu duygularımla söylüyorum. Yarın bana gelip, 'Fatih Terim sürpriz bir şekilde istifa etti' demeyin!.. Benim için sürpriz olmaz. Ünal Aysal çok yanlış işler yapmaya başladı. Üç sene için yeniden kongre yapması çok ayıp... Söylediklerinden ne demek istediğini anlamıyorum; "Yenilikçiler, gelenekçiler" diye Galatasaray'ı ikiye bölüyor! Liseliler-lisesizler bölünmesi yetmezmiş gibi... Galatasaray'ı Galatasaray yapan gelenekleridir. Gelenekler temeldir. Bunun üstüne yenilikleri koyacaksın. Gelişmecilik budur. Kökeninde geleneklerin vardır, üstüne yenilikleri koyarsın. Ünal Aysal tam tersini söylüyor; "Yenilikleri temele koyacağım, üstüne gelenekleri koyacağım." Yarın bir başkan gelecek, yenilikleri değiştirdiğinde temel gitti. Çökecek bina... İnsan söylediği lafın nereye gideceğini bir düşünmeli...
KİMSEYİ TANIMIYORUM
Ünal Aysal tam bir Aziz Yıldırım olma yolunda... Öyle bir yönetim kurulu yapmış ki gıkını çıkaracak adam yok. Yönetimdeki çok sesliliği bitirmiş. 'Başüstüne Sayın Başkanım! Senden büyük Allah var' diyen bir yönetim kurulu ilan etmiş. Ben kimseyi tanımıyorum. Sedat Doğan'ın dışında ki ben yıllardan beri Galatasaraylıyım! Ne olduğu anlaşılmayan bir yönetim kurulu yapmış. Yine kimbilir kimin tesirinde kaldı! Bu listeyi Ünal Aysal'ın yaptığına inanmıyorum. Geçen listeyi de o yapmadı. Onun hatırına bunu aldı, bunun hatırına onu aldı. Bu garip listeyi çıkardı. Buna rağmen o liste Galatasaray'ı iki sene üst üste 19 puan fark atarak şampiyon yaptı. Çok seslilik iyi bir şey... Ama şimdi bakıyorum; Aziz Yıldırım listesi yapıyor Ünal Aysal... Aziz Yıldırım listesi yaptığı zaman da Fatih Terim orada kalmaz. "Duygularım" derken onu kast ediyorum. Ünal Aysal'ın nereye gittiği belliyken Fatih Terim orada kalmaz. Fatih Terim ileriyi gören bir adamdır. Aykut Kocaman'ın duruma düşüp istifa etmez. Düşmeden istifa eder!..
Aysal'ın, Süren, Yalman, Cansun gibi isimlere ikinci başkanlık teklif ettiği yönünde haberler yer aldı basında ama bu üçlüden yönetime giren çıkmadı. Aysal'ı kabul mu etmediler?
Alp Yalman ismini telaffuz eden Mustafa Sarıgül... Bir salı toplantımızda herkesin içinde... Onun için rahat söylüyorum. İkili bir konuşma değil. Masada yirmi kişi varken "Florya, Alp Yalman'a emanet edilecek" dedi.
SARIGÜL HAYAL GÖRÜYOR
Ben de o yirmi kişinin içinde dedim ki; "Hayal görüyorsun Sarıgül başkan... Çünkü İnan Kıraç, Alp Yalman'dan nefret eder. Ünal Aysal da İnan Kıraç'ın sözünden çıkamaz." Medya "Alp Yalman, Alp Yalman" diye yazmaya devam etti. Alp'i aradım. Yakın arkadaşım. "Başkan ne oluyor?" diye sordum; "Medya kendi kendine gelin güvey oluyor" dedi. "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Kimseden bana 'Bizimle çalışır mısın?' diye herhangi bir ima dahi yok. Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben de gazetelerde okuyorum. Nereden çıktığını bilmiyorum." "Nereden çıkıyor diye merak etme... Benim bildiğim Mustafa Sarıgül'den çıkıyor. Çünkü salı toplantısında söyledi." Alp de gelir salı toplantılarına... O gün gelmemişti. "Senin olmadığın toplantıda Sarıgül, 'Florya, Alp Yalman'a emanet edilecek' dedi. Ben de ona şu yanıtı verdim" dedim. Yani Alp'in olaylarla uzaktan yakından ilgisi yok. Dışarıda... Nitekim, Sarıgül'e, "Ne oldu Alp!" dedim. Ünal Aysal, İnan Kıraç'ın tasvip etmediği bir liste ile adım atmaz. Onun için de Galatasaray'ın başkanı bence hala İnan Kıraç'tır. Elini asla taşın altına sokmayan, öne kendisine 'he' diyen adamları çıkarıp kötü durumlarda onları feda edip yenilerle yoluna devam eden bir kişi... Yıllardır oynadığı oyun bu... İstediği bu... Bazen başarılı oluyor, bazen olmuyor. Alp Yalman ve Faruk Süren, İnan Kıraç hegemonyasına boyun eğmeyen ve İnan Kıraç'ın kafasını içeri sokmayan iki başkandı. O yüzden İnan onlardan nefret eder. O yüzden Faruk Süren bugün bu hallerde... O yüzden bu Galatasaray'ın, yani UEFA Kupası'nı kazanan Galatasaray'ın temellerini atan Alp Yalman'ın esamesi okunmaz kulüpte... Çünkü İnan Kıraç yönetir bu kulübü...
Aysal, Ali Dürüst'e başkanlık teklif ettiğini ama kabul etmediğini söyledi. Böyle bir teklif yapmasına gerek var mıydı? Kabul etse gerçekten çekilir miydi?
Ali Dürüst'e herkes başkanlık teklif edebilir. Ediyorlar da... 2000 yılından beri, Faruk Süren ayrıldığı günden beri ediyorlar da... Ali Dür ü s t benim hayatta çok sevdiğim insanlardan biri... Çok iyi Galatasaraylı... Bir adamın adı, bu kadar kendisini tarif eder. 'Dürüst' diye... Ama Ali'nin bir özelliği var: Ali lider vasıflı bir adam değil. Galatasaray'da ne muhalefet platformları kuruldu, Fatih Altaylı'nın liderliğinde, ne yemekler yenildi, ne toplantılar yapıldı. Bunlardan bir kısmına ben de katıldım. Sonra baktım ki onlardan hiçbir hayır yok. Durumu kurtaracak adam aranan bir yerde Galatasaray olur mu? Ondan sonra rahmetli Özhan'ı arka arkaya başkan seçince de Galatasaray Kulübü Üyeliği'nden de istifa ettim. Bitti, bağımı da kopardım. Bütün bu dönemde Ali'nin adı hep ortaya atıldı ama Ali hiç 'Ben varım' diye çıkmadı ortaya... Bu yaratılışta biri değil. Bu bir yapı meselesi, bu karakter meselesi... Ali Dürüst'e ben şimdi rahatlıkla Galatasaray Başkanlığını teklif ederim. İçimden 'Aman aday olmasın' diye geçerken bile... Çünkü adım gibi bilirim ki 'Hayır' diyecek. Ali Dürüst'ü tanıyan herkes onun başkanlık teklifine 'Hayır' diyeceğini biliyor. Ünal Aysal da geri zekalı değil. Ama bunu açıklaması ayıp bir şey... Ali Dürüst'e başkanlık teklif etmiyor, iki kişi, aralarında görüşüyorlar, o görüşmeyi medyaya açıklayıp aklınca kurnazlık yapıyor. Galatasaray Başkanı'nın böyle oyunlara başvurması ayıp... Ünal'a yakıştıramadığım şeylerden biri de bu...
Adnan Öztürk, Alanya'da katıldığı şampiyonluk balosunda "İlk resmi kutlamamızı yapıyoruz. Maalesef seçim gölge düşürdü, şampiyonluk unutuldu" dedi. Gerçekten de sarı-kırmızılılar Arena'daki son maçın ardından şampiyonluk coşkusunun uzağında kaldı.
Haklı... Yüzde bir milyon haklı... Bırak şu taraftar şampiyonluğu bir kutlasın ya... Sen de transferleri bitir, sezonu aç, Süper Kupa'yı oyna... Ondan sonra gelecek sene eylülde, ekimde kongreyi yap... Tabakhaneye ne yetiştiriyorsun Ünal Bey! Ne yetiştiriyorsun, acelen nedir?
KENDİSİNİ DÜŞÜNÜYOR
Haa... 'Ne olur ne olmaz; Fenerbahçe çok cazip transferler yapar, Süper Kupa'yı da Fenerbahçe kazanırsa ben tehlikeye girerim. Şimdi tam zamanı...' Ünal Aysal'ın düşündüğü bir tek şey var; kendisi... 'Bugün illa seçim' diyorsa bunu sebebi bu... 'Ben seçimi bugün yapıyım da üç seneyi garantiliyim. Yarın ne olacağı belli olmaz.' Bu mu Galatasaray Başkanlığı? Ünal Aysal bu mu? Bu Ünal Aysal'ın etrafında bir tane akıllı adam yok mu ya! 'Başkan bu yaptığın yanlış' diyecek bir tane akıllı adam yok mu ya! Bütün dili uzun adamları temizlemiş, böyle bir adeta köleler listesi yapmış, onlarla üç yıl daha başkanlık yapacak. Sineksiz yaz yapacak. Galatasaray çok seslidir, Galatasaray'ı Galatasaray yapan budur.
İktidar olmak böyle bir şey galiba...
İktidar da değil, bak söylüyorum; Ünal Aysal'ın iktidar olduğuna inansam, tamam... Ama hayır! Ünal Aysal, Kıraç'ın adamı...
***
TAKIMI DEĞiŞTiRMEK ZOR
Süper Lig bitti ve ilginç bir istatistik çıktı ortaya... 18 takım var, 15'i hocasını gönderdi. Sadece Fatih Terim, Ersun Yanal ve Hamza Hamzaoğlu görevlerine devam ediyor. 15 hocanın birden değişmiş olmasını neye bağlıyorsunuz? Bir kıyım mı var, yoksa başarısızlığın getirdiği bir sonuç bu?
Al birini vur ötekine... Bir takım hocalar biliyorlar ki en iyi transfer sezonu kasım ayındadır. Kötü giden bir takıma geleceksin, 'Enkaz devraldım' diyeceksin, bir basamak yukarıya çıkardığında da başarı olacak. Denize düşen yılana sarılır durumu olduğu için bütün şartlarını da kabul ettireceksin. Haziranda 4 senelik mukavele yapsan alamayacağın parayı kasım ayında altı aylık mukavele için alacaksın! Onun için bazı hocalar aç kurt gibi kasım ayını bekler. Sezon biter bitmez de Mayıs 15'te istifayı basarlar ki kasım ayına hazır olsunlar! Kimse kulüp başkanlarını suçlamasın. Dünyanın her yerinde işler kötüye gittiği zaman değişiklik gerekir. 1- Takımı değiştirmek çok zordur, çok pahalıdır. 2- Zaman yoktur zaten bütün kadroyu yenilemek için... Ama hocayı değiştirmek kolaydır. 'Git Hıncal, gel Bülent' dersin biter iş. Dünyanın her yerinde olan bu... Yönetici kendini kurtarmak için hocayı feda eder. Ama o yönetici bilse ki o hocayı feda ettiği zaman yerine aynı değerde bir adam bulması zor, iki kere düşünür. Şimdi düşünmüyor biliyor ki böyle bir sürü aç kurt etrafta dolanıyor zaten; 'Atsalar da ben gelsem' diye...
CARLOS İKİNCİ SINIF
Sivas hoca tercihini Roberto Carlos'tan yana kullandı. Lige renk katacak bir isim olacak gibi... Ne diyorsunuz, başarılı olabilir mi?
Futbolcu olarak yıldızdı ama antrenör olarak böyle deneyimi yok. Onun için ikinci sınıf bir Türk antrenörden farkı yok. 'Vay Roberto Carlos!' denilecek. Roberto Carlos antrenörlük kariyerine başlamak için kendini bir takım seçmiş, böyledir. Fatih hocam da Ankaragücü'nde başlamıştı. Mustafa Denizli, Galatasaray Genç Takımı'nın hocasıydı. Roberto Carlos da Sivas'ı bulmuş.
***
ARKA ARKAYA ÇAM DEViRiYOR
Trabzonspor'da hareketli günler yaşanıyor. Yeni yönetim Tolunay Kafkas'ı gönderip yerine 1461'i çalıştıran Mustafa Reşit Akçay getirildi. Sportif direktörlük için Fatih Tekke konuşuluyordu ama Ünal Karaman olacak gibi görünüyor.
Trabzonspor'un başına bana sorarsan şu ana kadar ki tutumu ile gelebilecek en kötü başkan geldi. Daha birinci gün; 'Trabzonspor Başkanı'na bu nasıl soru' diyerek kırdığı potu, devirdiği çamı henüz kaldırmış değilken arka arkaya yeni çamlar... Altyapının başından Özkan Sümer'i alması intihar. Trabzon'u Trabzon yapan iki tane adam var. Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer... Üçüncüsü yok.
ROTASYON YAPARLARDI
Bu başarının da sebebi şuydu; bunlar aralarında sözleşmiş gibi rotasyon yaparlardı. Özkan Sümer takımın başına geçtiği zaman Ahmet Suat altyapıyı yönetirdi. Ahmet Suat takımın başına geçtiği zaman Özkan altyapıyı yönetirdi ve aşağıdan durmadan yeni adamlar gelirdi. Trabzon'u şampiyon yapan kadronun yarısından fazlası Trabzon'un çocuklarıydı. Sonra gelen Aziz Yıldırım kafasındaki başkanlar yüzünden, bu zincir koptu. Oradan buradan transferlerle, derme çatma Trabzonspor oluşturmaya başladılar ve bu noktaya geldiler. Özkan Sümer'in altyapının başına gelişi eskiye, Trabzon'u Trabzon yapan günlere dönüşün bir işaretiydi. Önce onu görevden aldı. 'Ben eskiye dönüyorum' demek için Fatih Tekke'yi getirdi, onu da işe başlamadan kovdu. Adamın geldiği günden beri yaptığı doğru iş yok. Tolunay gibi gerçek bir Trabzonluyu, yüzüne bakmadan kovaladı. Şimdi Ünal Karaman'ı çıkarmış getirmiş yine... Ünal Karaman, bugünkü Trabzon'un Şenol Güneş ile birlikte sorumlularından biri... Ünal Karaman'ı yeniden getirip nasıl yenilik yapacaksın? Bir Gezi Park'ı olayı Trabzon'da yaşanıyor. Durmadan çam deviriyor adam! Trabzonlular bakalım ne zaman 'Çamlarımızı istiyoruz' diye ayağa kalkacak!
Röportaj: Bülent CAN