Medya şiddeti körüklüyor

Galatasaray'ın Trabzon'la oynadığı ligin son maçına tribünlerin ırkçılık başta olmak üzere gösterdikleri tepkiler ve açtıkları pankartlar maça damgasını vurdu. Ayrıca Trabzonspor, "2010-11 sezonu şampiyonu hoş geldin" şeklinde karşılandı. Arena'daki mesajlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Bu pankartların açılmasından doğal bir şey yok. İngiltere, İspanya, Fransa, İtalya maçlarını izleyin. Futbolda eğer sen rakibinle şakalaşmayacaksan, dalga geçmeyeceksen, o zaman sporun eğlenceli tarafını bana söyler misin! İlla bir şey söyleyeceksen tiyatroya gidersin, sinemaya gidersin. Spor niye popüler, spor niye neşeli bunun için...

Fenerbahçe'nin tepkisini çekti.

Stadyumlarında "Kill for you" pankartı açılmasına ses çıkarmayanlar, stadyumlarına boydan boya "Bu ülkede sizin kurallarınız geçmez. Çünkü burası Fenerbahçe Cumhuriyeti'dir" pankartı açanlar ve ses çıkartmayanlar, birden bire Galatasaray'ın bu tür şakalarına tepki gösteriyorlar! Bu tepkiler aslında Türk spor medyasının yüz karasıdır. Bunlar şaka olarak yazılır ve gülünür geçilir. Uzatılmaz bile...

Bunun üzerine iki tane konuşulan açıklama var. Burak Yılmaz, şampiyonluk kupasını Trabzonspor için de kaldırdığını söyledi. Gökhan Gönül ise 2010-11 sezonu için, "Kanırta kanırta şampiyon olduk" ifadesini kullandı.

Bunun günahı Türkiye Futbol Federasyonu'nda; hala karar alamadığı için... Bunun günahı Yargıtay'ımızda; kararı hala beklettiği için... UEFA, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden çıkardı, yerine Trabzon'u aldı. Bu ne demektir; 'UEFA, şampiyon olarak Trabzon'u kabul ediyor.' Ama o UEFA da aldığı bu kararın arkasını getirmedi. Platini hala "Tercüme ediliyor" diyor. Ne bitmez tükenmez tercümelermiş! O zamandan bu zamana 30 cilt eser tercüme edilirdi. Nedense herkes bu işin ucunu koy vermiş, ondan sonra futbolcular bir iki laf edince de olağan karşılanacağına büyütülüyor. Çünkü medya olay yaratmaya uğraşıyor. Okunacak adam gibi yazı yazmaktan, başlık atmaktan, resim bulmaktan aciz oldukları için medya gerginlikten medet umuyor. Tiraj için ve reyting için... Bunun için de bunları büyütüyorlar. O şike olayları karara bağlansa ve UEFA'nın Fenerbahçe'nin yerine Trabzon'u Şampiyonlar Ligi'ne alması değerlendirilse Burak'ın lafına kimsenin bir şey diyeceği yok. Üstelik de Burak, Trabzon'dan ayrıldığı için Trabzon'da tepki gören birisi... O kendisine tepki gösteren Trabzonlulara da 'hoşluk olsun' diye bunları söylüyor.

GÖKHAN MÜCADELE ETMİŞ

Öte yandan Gökhan Gönül alnının teriyle 34 hafta aslanlar gibi mücadele etmiş, çok değerli bir milli futbolcumuz. Bir şey var mı, yok mu bilmez. Haberi bile yoktur. 'Biz sapına kadar oynadık, sapına kadar şampiyon olduk' diyor. Bu lafa nasıl itiraz edebilirsin! Aksi bir belge ile bir karar ile ortaya konmadığı sürece... Burak'ın o lafı söylemesi normal, Gökhan'ın o lafı söylemesi normal... Ama bu ikisinin de normal olduğunu söyleyen bir tane gazete ya da gazeteci yok. Maksat Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzon kapışması yaratıp, fırsattan istifade üç gazete fazla satıp, bir buçuk reyting fazla yapmak! Futboldaki şiddetin kökeninde yatan bir numaralı suçlu; medya...

Galatasaray şampiyonluk kupasına kavuştu, Federasyon Başkanı Demirören Amerika'da olması nedeniyle törene katılmadı.

Federasyon Başkanı o stada gelemezdi. Gelemeyeceğini bildiği için de kendini dışarı attı. Hiç... Bunu kimse kimseye saklamasın. Şimdi hissettiğim kadarıyla; futbolda şiddetin nereye gittiğinin farkında Sayın Başbakan ve bizzat birtakım önlemleri yönetiyor. Stadyumlardan özel güvenlikçilerin çekilip, polisin görev yapması düşünülüyor.

OLGUN BİR TÖRENDİ

Sayın Başbakan'ın yapması gereken şey; Türkiye'deki bütün itibarını, zaten yoktu ya, kaybetmiş bu federasyonun görevinin sona ermesini sağlamak. 'Efendim özerk.' Nasıl özerk olduğunu Türkiye'de herkes biliyor. Sen ne kadar özerk olursan olsun devletin idari vesayeti vardır, yasal... Özerk kurumlar üzerinde... İdari vesayet; denetim ve gözetim görevidir. Türkiye'de bir spor bakanı varsa bu yetkisini kullanır, futbol genel kurulunu toplantıya çağırır, bu toplantıda da bütün Türkiye'nin güveneceği bir Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu seçilir. Onun 6-1, bunun 5-2 galip olduğu Tahkim Kurulları, Profesyonel Ceza Kurulları seçilmez. Onun bunun hatırı ile gönlü ile federasyona girmiş, federasyon üyelerinden oluşmuş bir yönetim olmaz. İyi bir Futbol Federasyonu kurulur, o Futbol Federasyonu'nun yönetiminde herkesin güveneceği isimler görev yapar.

Kupayı Başkanvekili Ufuk Özertem verirken Galatasaray tribünleri Demirören nezdinde Özertem'i ıslıkla protesto etti.

Ufuk Özertem'in günahı Federasyon Başkanı vekili olması. Aslına gösteremeyince vekile tepki gösterdiler. Ufuk Özertem gayet olgun davrandı, fevkalade iyi götürdü. Yıldırım Demirören orada olsa ne olurdu, neler yapardı, tahmin bile etmek istemiyorum. Beşiktaş'ı batıran adam federasyonda ne yapacak! Galatasaray kulübü gayet hoş, olgun, vakur bir tören düzenlemişti. Aşırıya kaçılmadan, yerli yerinde bir tören

yapıldı.

***

ALNINDAN ÖPERiM

Maç başındaki seremonide Süper Lig'deki kulüplerin 'fair-play' yazan formalarını taşıyan çocuklar arasında Fenerbahçe formalı çocuk olmadığı ortaya çıktı ve bu eleştiri topladı.

Kim tespit etmiş?

Haber Beyaz TV'de yer aldı ve bu konu program boyunca tartışıldı.

Ben Beyaz TV'nin lafını bile etmek istemiyorum. Türkiye'nin bu halinden sorumlu televizyonların başında gelir. Beyaz TV bayılıyor böyle şeyler yaratmaya... Söyledim ya tiraj ve reyting uğruna yapılmayacak şey yok.

Arena'daki çocukların Fenerbahçe forması giymek istemediği hatta bunun için ağladığı iddia edildi.

Çocuklar Fener forması giymek istemiyorlarsa bundan da medya utansın. O Fenerbahçe formasını Metin Oktay giydi jübilesinde... Metin Oktay giydi hatta oynadı Fener takımında... O halden bu hale niy e getirdik; Beyaz TV'nin konuşmacıları bir kendilerini yargılasınlar.

BURAK YETMEDİ Mİ!

Üç gün evvel Ali Koç'un kızıyla konuşmasında birinci sayfaya manşet olacak bir lafı var. "Baba biz Galatasaray'ı sevmiyor muyuz?" demiş kızı... Okulda öyle Fenerli olunca Galatasaray'dan nefret edeceksin, Galatasaraylı olunca da... "Baba biz Galatasaray'ı sevmiyor muyuz?" deyince Ali Koç "Nereden çıkardın onu kızım!" demiş ki Ali Koç biliyorsunuz Fenerbahçe'nin en fanatik yöneticilerinden biriydi... Bu yüzden ben onu ne kadar eleştirdim... Ama inanamadım. Ali Koç'u bir yerde görsem gidip alnından öperim. O olay gösteriyor ki şu çocukların arasında o yaştan itibaren bu nefret tohumları ekiliyor. Kim ekiyor; medyamız ekiyor. O zaman! Beyaz TV'de birisi 'Kabahatli biziz' diye söyledi mi? 'O çocuk Fener forması giymedi ağladı çünkü o havayı biz yarattık' dedi mi konuşmacıların bir tanesi...

Giymek istememesinden ziyade Galatasaray'ın bilinçli olarak yaptığı iddia edildi.

Amaçları o işte... Bir tek Burak'ın ölmesi yeterli değil, seneye onlarca, yüzlerce kişi ölsün istiyorlar. O zaman daha çok tiraj yaparlar çünkü!.. Türkiye'deki kadar yangına körükle giden bir medya dünyada yok. Ama bu medyaya karşı hiçbir önlem yok. Ne Spor Yazarları Derneği'nin gıkı çıkıyor, ne Gazeteciler Cemiyeti'nin gıkı çıkıyor, ne adı kalmış Basın Konseyi'nin sesi çıkıyor, ne savcılar görev yapıyorlar. Tahrik, tahrik, tahrik...

Terim sakız çiğneyerek çıktı şampiyonluk seremonisine... Bu bir mesaj mıydı, tepki miydi? Gerçi Ferguson da sürekli sakız çiğniyor.

Nasıl tepki oluyor ciklet çiğnemek? Neye tepki oluyor? Her şeyden bir mana çıkartmamak lazım.

***

MEiRELES'iN HiMAYE EDiLMESi UTANÇTIR

Derbinin ardından kesilen cezaları konuşalım biraz da... Volkan'a 5, Sabri'ye 4 maç ceza verildi. Bunlar normal karşılandı ama Meireles'e kesilen 4 maçlık ceza az bulundu.

Volkan ile Sabri'ye itirazım yok. Doğru ve dengeli cezalar. Olayı başlatan Volkan olduğu için Volkan'ın bir maç fazla alması da normal ama Meireles'in ikinci defa himaye görmesi PFDK'nın da federasyon kurullarının da yüz karasıdır.

Özellikle de benzer bir hareket yapan Nouma'ya verilen ceza ortada dururken...

Sen Fenerbahçe forması giymeyen çocuğu konuşuyorsun da bunu niye konuşmuyorsun? Maça çocuklar gidiyor, tribünlerde de binlerce çocuk var. Böyle bir ahlaksızlığı cesaretle sahanın içine taşıyan bir adama dört maç! Nouma'nın günahı neydi ki asıl Nouma'nın ki tevil edilebilecek bir şeydi. Yani şöyle dolaş o hareketi plajlarda yapanı görürsün. Ama Meireles'in yaptığının telafi edilir tarafı yok.

Direkt kişiye...

Hayır! Bir de hareket açık. Nouma "Ben kaşıdım" diyor. Meireles'in hareketi kaşıma hareketi değil ki! Tarif ederken dahi utanıyorum ben Meireles'in hareketini... Ama Profesyonel Disiplin Kurulu o Meireles'e dört maç ceza verirken utanmıyor. Şimdi Tahkim de indirir zaten!.. Açıklamayı da yapar, 'Aslında bu hareket 10 maç ceza almalıydı ama oradan ceza verilmediği için bizim de yetkimiz yok. O yüzden 10 maça çıkaramıyoruz.' Öyle değil miydi geçen sefer? Bu komediler bitmeli. Bu komedilerin bitmesi için de Yıldırım Demirören'in gitmesi lazım.

170 BİN LİRA CEZA MI OLUR!

Asıl komik ceza Fenerbahçe'ye verilen 170 bin lira para cezası... Aziz Yıldırım için 170 bin liranın lafı mı olur? Şurada en on para etmez futbolcunun fiyatı 3 milyon euro, 4 milyon euro, 5 milyon euro... Yani 5 milyon lira, 10 milyon lira, 15 milyon lira konuşulan bir ülkede... Statta ırkçılık var. Meşalelerin yakılması var. Sahaya atılan içki şişesi var. Hasan Ali Kaldırım'ı yaralayan telefon var. Sahaya atılmadık şey yok. Küfrün bini bir para... Bütün bunların cezası 170 bin lira!.. Bu Aziz Yıldırım'ın Papermoon'da ödediği hesap. Seneye Fenerbahçe stadında bunların üç misli olur; Aziz Yıldırım bu defa 400 bin lira ceza öder. Bu mu şiddeti önlemenin yolu! Böyle bir eyyamcı federasyonla, böyle eyyamcı kurumlarla şiddeti nasıl ödeyeceksin? Savcılar da işin peşine düşmüyor. O şişeyi atanın, o telefonu atanın, o meşaleyi yakanın, o ırkçı gösterileri yapanın peşine Kadıköy Savcısı'nın düşmesi lazım. O düşmüyor, federasyon komik cezalar veriyor. Sonra Edirnekapı köprüsünün üstünde Fenerbahçeli çocuk öldürülüyor. Kimde günah; Galatasaraylı Yusuf'ta! Öyle mi acaba? Vicdanınız rahat mı?

Röportaj: Bülent CAN