Fatih Terim, sürpriz bir şekilde Elmander'i oynattı ve katkısı sıfıra yakındı. Dany'nin yerine de kontenjan nedeniyle Gökhan sahadaydı. Kanatlar hiç çalışmadı ve forvetlere top gitmedi. Tabii isteksiz futbol da eklenince mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Terim'in tercihleri sonucu ne kadar ekledi?
Önemli olan Sneijder... Ben şiddetle şüphe ediyorum; Sneijder de Emre Belözoğlu gibi kronik sakat. Ne zaman oynayacağı, ne zaman oynamayacağı belli değil. Galatasaray gelecek sene Avrupa'da iyi işler yapacak bir kadro kuracaksa eğer Galatasaray formasını giymeyi hak etmeyen Melo, Riera, Eboue ve Dany'den derhal kurtulacak. Tartışmadan... Ve de Sneijder'in oynayıp oynamayacağından emin olacak. Galatasaray'ın aptalca bir kararıyla kritikleşen Fenerbahçe maçında oynayamıyorsa Sneijder hangi maçta oynar, ben çok merak ediyorum. Bu adamın herhangi bir maçta aldığı darbe yok. Bu nedenle sakat değil. Nasıl sakatlanıyor o zaman! Nişantaşı'nda dolaşırken mi! Nişantaşı'ndaki bütün resimlerde var. Karısıyla beraber reklamlar çekiyorlar, paralar kazanıyorlar. Oralarda da var. Galatasaray'ın maçlarına gelince yok. Deplasman maçlarına gitmiyor. Gaziantep deplasmanında yoktu. Ben Sneijder'e ne kadar güveneceğim, bilmek istiyorum. Snejder takımın lideri durumunda... Var mı, yok!
YANLIŞ ZAMANDA OYNATTI
Sneijder yok. Fatih Terim de Saracoğlu'na 14 sene sonra Fenerbahçe'yi yenmeye gidiyor. Galatasaray'ın kurban olduğu hırs da bu... Ne demekse 14 yıl sonra Saracoğlu'nda Fener'i yenmek! Seneye yen... Hem de ligin heyecanlı bir zamanında yen. Saracoğlu'na gidiyor. Sneijder yok ve birini oynatacak. Normalde Dany'nin oynaması lazım. Sezon başından beri 'Dany'yi oynatacağım' diye Gökhan Zan'ı yok ettiklerine göre, Sneijder de yok, yabancı kotası uygun, Dany oynar. Ama Dany'yi oynatmıyor, Gökhan'ı oynatıyor; yabancı kotasını hücumda kullanmak için... 'Fener'i yeneceğiz ya!..' İki senedir Elmander'in takımda iyi de forvetler varken illa oynatılacaksa, oynaması gereken yerin orta saha olduğunu söylüyorum. Hücuma yönelik orta saha oyuncusu olarak... Elmander, Galatasaray'a transfer olduğundan beri ilk defa Fatih Terim benim dediğimi yaptı. Ama en yanlış zamanda yaptı. Aylardan beri topa vurmamış, tribünde oturan, takımdan kafaca fiilen kopmuş bir durumdayken oynattı... Bu senenin sonunda gideceğini de adını bildiği gibi biliyor. Şimdi sen Fener'in stadına kazanmaya gidiyorsan, şampiyonluğun da ötesinde görüyorsan, bütün bir şampiyonluk zaferini riske edecek kadar önemli görüyorsan, Fenerbahçe'yi Saracoğlu'nda yenmek gibi anlamsız hedefi bu kadar önemsiyorsan ne yapman gerekiyor? Fenerbahçe'nin en zayıf yeri neresi; sağ kanat... Çünkü Gökhan Gönül forvet gibi oynuyor. Forvet gibi oynadığı zaman Fenerbahçe sağ açıkta çok güçleniyor ama Gökhan artık fizik olarak iyi durumda olmadığı için geri dönmekte zorlanıyor. Geri dönemediği için de sağ bek mevkii boş kalıyor. Türkiye'nin en iyi sol kanat adamlarından biri kimde; Galatasaray'da... Amrabat hele Riera ile birlikte ikili hücum yaptığı zaman Gökhan Gönül ileri çıkamayacak ve Fenerbahçe'nin sağ kanattaki en büyük hücum gücü sıfırlanacaktır. Ya da ileri gidip geriyi boş bıraktığı zaman Amrabat orada bomboş oynayıp, iki tane iyi kafa vuran santrforuna yerden ya da havadan istediği topları atacaktır. Yani eğer Sneijder oynamıyorsa ve sen kazanmak için oynuyorsan Elmander'i değil, Amrabat'ı kullanacaksın. Bağırıyor. Fenerbahçe'nin sene başından beri oynadığı oyun böyle olması gerektiğini bağırıyor. Senin orta sahada Elmander'e ihtiyacın yok ki! Orada Selçuk gibi lider var, Melo gibi de bir ön libero var. Sen maça çift santrforla çıkıyorsan sana iki kanat adamı lazım. Hamit haftalardan beri dökülüyor. Oynatıyorsan sağ bek oynat. Madem Eboue'yi de oynatmak istiyorsun; Eboue dünyanın en iyi kanat adamlarından biri koy açığa... Hücumda sahtekarlığından belki penaltı da kazanır! Çok iyi adam eksiltiyor, süratli, çok iyi orta yapıyor, çok iyi pas veriyor. 'Ben hücum adamıyım' diye bas bas bağırıyor. Eboue'yi geriye koyup gol yediriyor, ileride son 5 haftadır topa vuramayan Hamit'i açık oynatıyor, sol açığa da adam koymuyor! O zaman niye çift santrfor! Drogba'yı niye aldın takıma! 'Kaleye giren topu çıkarsın' diye! Drogba o işe yarıyor. O golü de yeseydi Galatasaray maç kaça giderdi, bilmiyorum. Ya da sahada kaç kişi kalırdı! Galatasaray sahaya kötü çıkarıldı, kötü yönetildi, her şey kötüydü. Doğru olan hiçbir şey yoktu. Galatasaray 2-1 mağlup durumda, Hamit'i oyundan alıp Aydın'ı sokuyor. Hangi ümitle! Ne bekliyorsun Aydın'dan! Oynadığı son maçlarda, bu dakikalarda ne yapmış Aydın? Aydın'ı en iyi oynadığı zamanda kenara alıp unuttun, öldürdün. 'Aydın' diye biri yok.
F.BAHÇE'Yİ BİRLEŞTİRDİ
Şimdi ben Sevgili Fatih hocama soruyorum; Aydın mı iyi sağ açıktır, Eboue mi iyi sağ açıktır? Eboue'yi niye oyundan çıkarıyorsun? Sabri'yi beke çek, Eboue'yi sağ açığa koy. Hadi göreyim bakalım; Aydın mı iyi, Eboue mi iyi? Hamit'i beke çek, Eboue'yi açığa koy! Fatih hocam fikri sabit, Eboue sağ bek oynayıp, gol yedirecek ama o gün sağ kanatta oynattığı adamların hiçbiri de Drogba'ya, Burak'a istedikleri topu atamayacak! Niye? Türkiye'nin en iyi sağ açığı Eboue, eğer orada oynatılırsa... Sabri oynuyor sağ açıkta, Hamit oynuyor, Aydın oynuyor! İnanılır gibi değil. Bunun adı inatlaşmak değilse nedir? Resmen inatlaşıyor. Fatih Terim birileriyle inatlaşıyor. Kendine zarar veriyor, Galatasaray'a zarar veriyor. Ligin bitmesine bir hafta kala Fener'i 13 puan geçmiş olmanın keyfini yaşatmadılar Galatasaray'a... Zevkini yaşatmadılar, heyecanını yaşatmadılar. Dağılmış Fenerbahçe'yi birleştirdiler, dağılmış Fenerbahçe'yi zafer kazanmış hale getirdiler. 'Fenerbahçe kongreye mi gider?' diye konuşulurken şu an ki duruma bak! Ben Aziz Yıldırım'ın yerinde olsam Ünal Aysal'ı kırmızı halı döşer öyle davet ederim. 'Allah senden razı olsun, beni kurtardın başkanım! Sen olmasan ben ne yapardım' diye ki tersini Galatasaray'ın yapması lazım. Tarihin en çok Galatasaray şampiyonluğu gören başkanı orada oturuyor. 8 tane... Fatih Terim'in rekoru 6, Aziz'in rekoru 8!.. 'Fatih Terim'i de geçmiş birisi orada oturduğu sürece ben ne kadar mutluyum' demesi gerekirken Aziz Yıldırım'ı yeniden kahraman yaptı. Haa tabii; 'Biz onları kahraman yaparsak seneye yine Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman kalır, biz yine 10 puan fark atarız' diyorlarsa eh o mantıklı olabilir!
Karşılaşma öncesinde Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, Galatasaray'ı hedef alan açıklamalar yaptı.
Şimdi onların hepsini şu cinayet olayının detayları ortaya çıksın, konuşacağım epey şey var. Muhatabım çünkü Aziz Yıldırım değil. Muhatabım Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları...
*****
TRABZON HEVESLENMESİN
Türkiye Kupası'nda finalistler belli oldu. Fenerbahçe- Eskişehir maçı penaltılara gitti ve tur atlayan Fenerbahçe oldu. Tabii öteki taraftan Eskişehir'in sayılmayan da bir golü vardı. Bundan sonra neler yaşanır, finalde kimi favori görüyorsunuz?
Hakemler Fenerbahçe'yi finale taşıdı. Ersun Yanal da hakemlere yardımcı olmak için elinden gelen her şeyi yaptı. Maçın başından itibaren Eskişehir vakit geçirdi ve 'penaltılara kalsın' diye uğraştı. Zannediyorsun ki harika penaltıcıların var, zannediyorsun ki harika kalecin var! Ve oyunun penaltılara kaldığı belli olduğu 119. dakikada oyundan aldığı futbolcu Alper Potuk... Topa en iyi vuran Eskişehirli oyunculardan birini oyundan alıyor. Sadece ben değil herkes biliyor Ersun Yanal'ın nasıl Fenerli olduğunu, gönlünde yatan aslanın Fenerbahçe olduğunu, Fenerbahçe'ye gittiği gün aynen Emre Belözoğlu gibi 'Zaten ben doğduğumdan beri Fenerliyim' d i ye demeçler vereceğini herkes biliyor. Ama bunu böyle teşhir etmenin de alemi yok. Ersun hocam haklı olarak benim bu sözlerime 'Ne münasebet!' diyecek ama verdiği görüntü... Bu iş penaltılara kaldığında o penaltılar üç tur atılsa, beşer beşer, üç turu da Fener kazanır. Böyle bir takıma karşı maçı penaltılara bırakmak için oynadı. Eskişehirspor niye böyle oynadığını bana izah etsin ve de penaltı atacak adamları oyundan almasını... 'Penaltılara kalsın ama bende penaltıcı kalmasın!'
LİSANSI PARÇALANIRDI
Tabii Necati'nin o golü sayılsa bitmişti iş. Süzememiş!.. Geçiniz! Resmen o golü yediler. O golü resmenyediler, o golü medya da resmen yedi. Çünkü tersi olsaydı, böyle olmazdı. Bugün o yan hakemin adını bilen var mı Türkiye'de? O yan hakemin adı şimdi ezberlerdeydi tersi olsaydı. Fener'in golünü saymasaydı ve Eskişehir penaltılarla kazansaydı o hakem lisansını duvara asacak duruma dahi gelmezdi çünkü parça parça etmişlerdi lisansı... Duvara asacak lisans da kalmazdı, o adamın hakemliği de bitmişti, her şey bitmişti. Medyamız satır aralarında 8 punto ile geçiştirdi 'Necati'nin golünü de ofsayt değildi' diye... Yani bu kadar kendinden utanmayan bir medya da görmedim, yüz karası! Türkiye'nin bu hale gelmesinde en büyük sorumlusu medya olduğunu hep söylüyorum işte bu... Resmen Türkiye Kupası finalistinin adını değiştiriyor bir hakem ve çıt yok medyada. Tarafsız medya! Onun için Trabzonspor boşuna heveslenmesin. Sezona '3'te 3 yapacağız' diye başladılar Aziz Başkan ve Aykut Efendiler. Maçtan sonraki konuşmasına dikkat ettin mi Aykut Efendinin? Yalnız 'Aykut' denmesinden hoşlanmıyormuş da onun için 'efendiyi' de ekliyorum sonuna... "Galatasaraylı futbolcuları da emeklerinden dolayı kutlarım" dedi. "Galatasaraylı futbolcuları" diyor, 'Galatasaray'ın şampiyonluğunu kutlarım' demiyor! Dili varmıyor söylemeye... Bunların hepsini konuşacağım uzun uzun... Ben onun gibi 'biliyorum ama susuyorum' diyenlerden değilim.
******
POLiS iLE HALKIN ARASI AÇILIYOR
Beşiktaş'ın İnönü'ye veda maçıydı ve maç sonunda saha içi mahşer yeri gibiydi, bir hatıra almak için son kez çimlere basmak için Beşiktaşlılar birbirleriyle yarıştı. Öteki taraftan karşılaşma öncesi de yine polis ile taraftarlar arasında istenmeyen olaylar yaşandı.
Maç öncesi önemli... Bu ülkede resmen polis terörü görüntüsü var. Yunuslar havaya ateş ediyor ya! Ortada bir isyan yok, saldırı yok, hiçbir şey yok. Çarşı her zamanki gibi toplanmış, 'veda maçı, son maç' diye bu defa kalabalık toplanmış, her zaman olduğu gibi Dolmabahçe'ye yürüyecekler, gidecekler. Bunları dağıtmak için havaya ateş ediliyor! Doğacak paniği düşünsene? Bu polise ateş emrini kim verdiyse derhal görevden alınmalı! Katliam olurdu İstanbul'da, Allah göstermesin! Sonra da biber gazı!.. 14 yaşındaki çocukların amatör maçında gaz sıkılıyor, resim var gazetede... 50 cm'den çocuğun gözüne sıkıyor biber gazını! Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür, bu nasıl bir hırstır, bu nasıl bir öfkedir? Bir ülkede polis ile halkın arası böyle düşmanca açılır mı? Sonra 'polisinizi sevin.' Nasıl seveceğiz polisimizi biz? Polisinize güvenin; nasıl güveneceğiz biz? Benim polisim değil ki! Valinin polisi, emniyet müdürünün polisi... Benim değil... Durmadan bana saldırıyor polis... 1 milyon İstanbulluya işkence ettiler 1 Mayıs'ta! Böyle bir şey olur mu?
HESABINI KİM VERECEK!
Maçtan sonra sahanın içine girilmesi normal... Orada herkes bir hatıra eşyası almak istedi. Berlin duvarını nasıl indirdi, Berlin halkı... Orada yılların geçtiği bir stadyum orası, 'bir hatıra da benim evimde bulunsun' diye alacaklardır. Ama polisin yaptığının affedilir tarafı yok. Uygar bir ülkede İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü bugün görevden alınmıştı. Pazartesi günü görevden alınmıştı İçişleri Bakanı tarafından... 'Sizin işiniz gücünüz halkı polise düşman etmek mi, tabancalar patlatırsanız, biber gazlarıyla saldırırsanız, çıkan panikte orada insanlar yaralanırsa, ölürse bunun hesabını kim verecek.' Panikte her şey olur, hiçbir şeyi kontrol edemezsin. Polis tabanca atarak üstüne gelirse paniklemez misin? Oradakilerden birinde bir tabanca olsa ve çıkarsa bir polisi vursa ne olacaktı? Olayı bir düşün bakalım. Zincirlemeyi bir düşün. İki tane provokatör orayı kana boyardı. Açık seçik trafik uygulamalarında da görülüyor, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü için İstanbul halkının zerre değeri
yok!..
Röportaj: Bülent CAN
Not: Röportaj pazartesi günü cinayet olayının detayları belli olmadan önce yapılmıştır.