Galatasaray, Gaziantep'i mağlup ederek şampiyonluk için dev bir adım attı. Sivas maçını da kazanırsa 19 şampiyonluğunu ilan etmiş olacak. Tabii kazandı ama iyi futbol oynadığı söylenemez. Siz Galatasaray'ı nasıl buldunuz?
AVRUPA ÇAPINDA!
Gaziantep 5 atardı, atamadı! Galatasaray savunma falan yapmadı. Galatasaray, Avrupa'da zayıf rakiplerle oynadığı zaman Fatih hocamın bin defa söylediği bir lafı var; "Kapalı savunmayı aşamadık." Peki sen niye kapalı savunma yapmıyorsun? Kaç defa söyledim, bu maçta aynen yaşadık. Galatasaray 18'inin içinde on tane beyaz formalı, yani Galatasaraylı adam var, üç tane kırmızı formalı, yani Gaziantepli... O üç adam saha bomboş gibi top çeviriyorlar ve üçüncüsü şutu atıyor, düşünebiliyor musun!.. Hiçbir bir işe yaramayacak, 'öyle dursun' diye 10 kişiyi oraya dizmenin, ormana döndürmenin alemi yok. Hakem maçı 3 dakika uzatmış, 90+3 oynanıyor, 92. dakika 58. saniyede boş kaleye kafa vurdu Antep'li oyuncu ve auta attı. Galatasaray gibi bir takım stoperleri üçlemek için Gökhan Zan'ı da oyuna almışken o kafayı vurduruyorsa ve golü Anteplinin beceriksizliği yani bir mucize önlüyorsa bana kimse 'Galatasaray bu maçı hak etti, Galatasaray bu şampiyonluğu hak etti' demesin. Fenerbahçe başka bütün lig takımları, Kasımpaşa'sına kadar, şampiyonluğu ikram etmek için, 'Biz istemiyoruz' demek için ellerinden geleni yapıyorlar ve şu Galatasaray'ın haline bak. Elinde Avrupa'nın en iyi kadrolarından biri olan Galatasaray'ın haline bak.
HAMİT MAÇTA DEĞİLDİ
Fatih Terim tribünde... O kulübede oturanlar ne işe yarıyor! Ne işe yarıyor! Ümit Davala ve Hasan Şaş'ın ne işe yaradığını Fatih Terim dahil birisi bana söylesin Allah rızası için... Bu iki adam Galatasaray'a kaç paraya mal oluyor? Sahanın kenarında oturup da Hamit'in 90 dakika takımı on kişi oynattığını fark etmiyorlarsa ne iş yapıyorlar! Hamit'in yüzüne baktığında anlaşılıyor. Hamit maçta değil, maçı yaşamıyor. Oyunla alakası yok. Top süremiyor, Hamit'e doğru atılan bütün toplar Antep'e gidiyor. Maçı izleyen birisi 10. dakikada, 15. dakikada Hamit'i oyundan alır. 89 dakika oynadı! İnanamadım. Drogba hiçbir şey yapmıyor, Hamit'ten farksız. Drogba'nın tarafına atılan bütün toplar rakibe gidiyor. Ama Drogba'nın bir faydası var. Drogba'nın korkusundan Antep'in savunma adamları ileri çıkamıyor. İkinci yarıda Galatasaray on kişi ile savunmaya çekildiği halde Gaziantep beş kişiyle bekliyordu hala... Drogba adıyla orada adam tutuyor. Kendisinin bir işe yaradığı yok. Top Galatasaray'dayken Drogba oyunda yok. Geriye kaldı mı dokuz! Yekta ne iş yaptı; kaldı mı sekiz! Galatasaray'ın 45 dakikayı 8 kişiyle oynamasını seyrettiler.
Burak'ı, Riera'yı da onlara katabiliriz.
Kadrodaysa oynar.
Hayır. Sneijder'e yer yok. Fatih hoca onun için Antep'e götürmedi. Çünkü Galatasaray savunmasında Melo ile birlikte beş yabancı hakkın doluyor. Altıncı için de Drogba'yı kullanıyor, Sneijder'e yer yok. Öyle bir takım yapmış ki hocam; o takımda Sneijder'e yer yok. Eboue sakat olacak, Dany cezalı olacak, Riera bilmem ne olacak ki Sneijder takıma girsin. Yoksa 'korku dağları bekler' takımı yapıyor, Muslera, Eboue, Dany, Riera, Melo beş; hani Sneijder'e yer. Sen en iyisi gelme de... Fatih Terim, 'Sneijder'i oynatmaya korktu' demesinler; Sakat!.. Sen İstanbul'da kal... Sneijder, cumartesi günü Nişantaşı'nda sapasağlam geziyordu. Ben gördüm. 'Sakat' diye Gaziantep'e gitmeyen adam Nişantaşı'nda magazin muhabirlerine defile yapmaz. Bu işin bir de adabı var. Sneijder, 'Bakın görüyorsunuz, sapasağlamım' diyor. İnanılır şey değil. Şu andan itibaren Galatasaray sıfır puan alırsa hiç şaşmam. Hiç şaşmam... Gaziantep maçındaki oyunu Saracoğlu Stadı'nda düşündüm, gece uykum kaçtı, resmen uykum kaçtı, ilaç aldım. Uyuyabilmek için... Fenerbahçe bu takıma 8-9 atar. Dağıldığı zaman da Galatasaray'ın ne hale geldiğini 6-0'lık maçta gördük. Bu defa altıya çok şükrederler. Ondan sonra da darmadağın Galatasaray'ı Trabzon havada götürür. Böyle aptalca savunma olur mu? Direkten dönen topu nereden attı adam; 20 metreden... 20 metreye kadar bomboş geliyor adamlar. Böyle geriye yaslanarak savunma olur mu! Fatih Terim gibi adam böyle bir savunma olmayacağını bunu bilmez mi! UEFA Kupası kazanmış bir takımın hocası, Dünya Üçüncüsü Türk Milli Takımı'nı yaratan hocası bilmez mi böyle bir yaslanmanın intihar olduğunu!.. Adam bomboş vuruyor. Direğe çarptı Allah'tan... İçeri girse ne olacaktı? Gaziantep'in her akını böyleydi. Geriye doğru çekilmeye başlıyorlar. Orada bastırdıkları anda topu kaptıklarını göre göre, üç-dört pozisyon oldu çünkü öyle, hayır böyle bir sihirli el Galatasaray'ı geriye doğru koşturuyor!..
Gaziantep de yakaladığı fırsatları kullanmakta becerikli değildi.
'Ş' HARFİ YAZILMAZ
Muslera son haftalarda iyi oynamaya başladı. Gaziantep'te Galatasaray'ın en iyilerinden biriydi. Hatta en iyisiydi. Muslera'dan başka iyi yoktu. Kimse sakın ha; 'Galatasaray şampiyon' falan demesin. 'Ş' bile yok ortada. Üç hafta kalmış Galatasaray 7 puan önde 'Ş' harfi daha yazılmadı. Pazar günü seyrettiğim maçtan sonra 'Ş' harfi daha yok ortada... Galatasaray'ın kendine gelmesi lazım, Fatih Terim'in kendine gelmesi lazım, bu korkak futboldan, bu yanlış futboldan vazgeçilmesi lazım. Galatasaray o iğrenç doktrin ile sahaya çıkıyor; 'Yenemiyorsan yenilme!' Birinci dakikada böyle oynuyor Galatasaray... 'Hele bir yenilmeyeyim de benim ileride çok adamım var biri bir tane atar.' Antep'te tuttu. Antep tonla gol kaçırırken hiç olmadık bir pozisyonda gol yedi. Binya ıska geçti, Burak hayatının en berbat vuruşlarından birini yaptı, kaleci bacak arasından yedi, gol oldu. Dünyanın en bedava galibiyetidir bu... Bu maç 5-1 falan biterdi normalde... Yenemiyorsan yenilme futbolu bu işte. Fatih Terim nasıl başladı: 'Yediğimizden fazla atacağız' diye... Öyle mi oynuyor Galatasaray şimdi! Tam tersine oynuyor. Fatih Terim'in söylediğinin tam tersini oynuyor. Şu adamlarla Gaziantep'e dört tane, beş tane atardı. Elinde 15 dakikada Real Madrid'e 3 gol atan takım var senin... Bu takım Antep'e mahkum oynuyor! Hem de nasıl mahkûm; aptalca mahkûm. Akıllı mahkûm oynasa yüreğim yanmaz, aptalca mahkum oynuyor. Teslim olmuşlar, adam direğe bağlamış Galatasaray'ı, fakat yirmi iki adamın yirmi ikisi de kurşunu dışarı atıyor. İnanılır gibi değil!
*****
KORKUNÇ BiR OLAY
Gaziantep'te karşılaşma öncesinde faciaya yol açabilecek bir olay yaşandı. Polisin biber gazı kullanması nedeniyle kale arkası tribününde bulunan taraftarlar zarar gördü ve sahaya indiler.
Bu korkunç bir olay!.. Türkiye'de biber gazıyla ilgili söylenmedik laf kalmadı. Yani tribünlerin dışından sıktığın biber gazı, tribünün içind e k i adamı boğacak noktaya geldiyse ne kadar biber gazı sıkılıyor anlayın. Biber gazı neticede zehir. Polise biber gazı verirsin, herkes veriyor ama onu kullanmanın bir ölçüsü vardır! Tribünleri aşıp sahanın içini zehirleyecek kadar sıkmak ne demek? Kurşun at daha iyi! Kurşun çünkü sadece karşısındakini vurur, ötekileri değil. Gaziantep'teki maçın gergin olacağı belli, Gaziantep'te valilik yapmış İçişleri Bakanımız var. Gaziantep'i benden iyi tanır. Gaziantep polisi, o gün sabahtan itibaren önlemleri almaktan aciz demek ki! Son anda stadı boğacak kadar tonlarla biber gazı kullanıyor. Böyle bir şey olur mu? Ama soruşturan var mı? Türkiye'deki biber gazı doğru mu, kullanılıyor yanlış mı kullanılıyor soruşturan var mı? Maskeyi takan eline biber gazını alıyor, salla Allah salla!..
*****
PROTOKOLE TETiKÇi GiREBiLiR
Bir korkunç olay da İnönü Stadı'nda vardı. Protokolden inen takım elbiseli üç adam coplarla taraftar dövdü ve hiçbir şey olmamış gibi yeniden protokole çıkıp ortadan kayboldu.
O bana sorarsan asrın olayı! Bu neyi gösteriyor; her türlü eşkıya protokol tribününe girebilir ve oradaki bir devlet büyüğünü öldürebilir. Çünkü aranmıyorlar demek ki... Numaralı tribüne girerken üzerindeki 50 kuruşu 'madeni para' diye alanlar protokol tribününe girenleri aramıyorlar. Oraya cebinde 'glock tabancayla girebilirsin' demek ki! Buna böyle bakan bir kişi yok. Neden; bu ülkede savcı yok çünkü!.. Ben resmen ona inanıyorum. Polis üçünü de yakalamış ve savcılığa göndermeden serbest bırakıyor ve ertesi gün Cumhuriyet Savcısı 'Ne yapıyorsun hemşerim! Nerede bu adamlar?' demiyor Emniyet Müdürü'ne!.. Maçta savcı da var. Özel savcı var maçta... O özel savcı gelsin ona sorun, maç yorumunu o yapsın. O iş için gidiyor herhalde!.. Ben burada savcılık yaptığıma göre Hıncal Uluç olarak, maçta görevli özel savcı da yorumculuk yapsın. Ne bileyim ben! Protokol tribününe üstü aranmadan üç kişi nasıl girmiş? Bu dünya çapında skandaldır. Demek ki yarın Putin, Türkiye'ye maç seyretmeye gelse adamı tribünde öldürebiliriz biz! Böyle bir şey olabilir mi!.. O protokol tribününün kapısında kim varsa hepsinin tutuklanması gerekirdi bugün... Sadece saldıranlar değil. 'Siz bunları içeri nasıl bıraktınız?' diye... Vilayetin yaptığı açıklamaya bakar mısın; 'Biz takımlara on beşer tane akreditasyon kartı veririz. Gerisine...' Yok ya! O on beş tane kart eşkıyanın eline düşerse ne olacak? Böyle bir şey olur mu!..
YASA RAFTA DURUYOR
Çoluk çocuk önünde insanlar kan revan içinde kaldı.
O önemli değil! Protokol tribününde adam öldürülür, tetikçi sokarsın oraya adam öldürürsün. Ben çok başka bir şey konuşuyorum. 'O adamların oraya nasıl girdiğini' konuşuyorum. Bunu sorması gereken İstanbul Valisi, bunu sorması gereken kişi İstanbul Cumhuriyet Savcısı... Protokol tribününe üç tane adam, ceplerinde coplarla nasıl girdiler, bunlar nasıl aranmadı ve niye o gece ve ertesi gün hiçbir işlem yapılmadı? Yoksa biz tribün kavgasına her zaman şahit oluyoruz. O tribün kavgaları yüzünden işte o rafta duran yasayı çıkardık. O başka bir şey... Ama ben biliyorum ki numaralı tribünde emniyetteyim, en fazla ağzımı burnumu kırarlar, hastanede kendime gelirim. Protokol tribününe gidersem emniyette değilim, orada öldürülebilirim. Çünkü orada arama yok. Oraya her türlü silah girebilir, her türlü eşkıya, her türlü tetikçi oraya girebilir. Polat Otel'in güvenlik müdürünü adamın biri satın almadı mı o resimler için... Başka bir adamın biri de bir başkasını satın alır; 'Ver şu akreditasyon kartını bana' der boynuna asar glock tabancasıyla içeriye girer, istediğini vurur çıkar gelir. Olaya böyle bakan yok ya!
Röportaj: Bülent CAN