Milli takım, Andorra'yı 2-0 mağlup ederek umutlandı ama zayıf rakibi karşısında ortaya koyduğu futbol genel anlamda tatminkâr bulunmadı.
Andorra maçı bir yüzkarası maçıdır. Kimse inkar etmesin. Kimse de yakıştırmalar yapmasın. Andorra 207 FIFA ülkesi içinde 204. sırada... Yani dünyanın en kötü futbol oynayan üç takımından bir tanesi... Dünyanın en düşük derecede futbol oynayan üç takımından bir tanesi... Zaten 30 kilometre kare bir kasaba... 2 kilometre eni var, 15 kilometre de boyu var. Kasabanın tamamı bu kadar... Sabah kasabanın bir ucundan yürüyüşe çıksan öbür ucuna kadar gidersin rahatlıkla... Sarıyer'den Bebek'e yürür gibi... Üstelik Andora'nın bir tane futbolcusu yok. Oyuculardan bir tanesi bizim milli takımın kaldığı otelde garson, öbürü bir lokantada komi... Böyle aralarında bir takım kurmuşlar, mahalle takımı gibi oynuyorlar. Sen bu takıma karşı biri frikikten biri gol pozisyonu olmayan Burak'ın vuruşundan iki bedava gol atıyorsun! Bütün maç boyu 'gol pozisyonu' denilecek bir tane pozisyonun var. Onların da bir tane pozisyonu var. Onların pozisyonu bizimkinden daha net... Şimdi bunun izahı yok.
AVERAJ TAKIMI OLURUZ
Futbolda her şey var tabii... 15 tane pozisyona girersin, direklerden döner, kalecinin orasına burasına çarpar, sağından solundan kaçar. '10 tane atacaktı ama 2'si oldu' dersin. Hayır! İki tesadüf gol atmışsın! Ne bireysel olarak hücum edebilmişsin ne de takım olarak hücum edebilmişsin. O zaman adama sorarlar 'Sen niye niyetleniyorsun Brezilya'ya gitmeye!..' Dünyanın en kötü üç takımından biri karşısında sen futbol oynayamıyorsan, dünyanın en iyi 24 takımı arasında olmak ne cesaret ya!.. Averaj takımı olmaya mı gideceğiz Brezilya'ya!..
Bu futbol Macaristan maçına nasıl yansır?
Andorra maçının havası ile Macaristan maçının havasını mukayese edemezsin. İster istemez futbolcunun motivasyonundan tut da maçın heyecanına kadar bir yığın yan faktörler var. Macaristan maçı herhalde farklı olacak Andorra maçından... Ama bir de laf var; 'Adam olacak çocuk' diye... Andorra maçında ne bireysel olarak ne takım olarak 'biz adam olacak çocuk' izlenimini dahi vermedik. Macaristan'ı yenebilirler, yenmeleri lazım. Türkiye'nin şu anda Hollanda ile beraber birincilik için yarışıyor olması lazımdı. Şimdi gazetelerde birtakım hesaplar var; 'Nasıl gideriz?' diye... O hesaplar da sonunda mucize ile biten hesaplar. Zaten bu duruma düştüysen mesele bitmiş.
Bu noktaya nasıl geldik?
Yurt içindeki futbol kaynaklarını tükettik çünkü... Yabancı transferini serbest bıraktık. Kadroda 6 tanesini oynatma izni verdik. İçeride futbolcu yetiştirme heves ve heyecanını bırakmadık. Anadolu kulüpleri oyuncu yetiştirmekten vazgeçtiler. Çünkü satamıyorlar. Adam yetiştirecek satacak, üç kuruş para kazanacak ki sattıklarının yerine yenilerini yetiştirsin. Satamazsa oyuncu yetiştirmek için yatırım yapabilir mi? Büyük takımlar çoktan vazgeçtiler. Neden; mal ucuz... İç piyasayı bitirdik. Yabanc ı l a r bedava çünkü... Sen Manisa'nın adamını bedava alırsan yerine gelecek adamı nasıl yetiştirecek! Tabii para vereceksin. 2-3 milyon vereceksin ki Manisa da o parayla yenilerini yetiştirsin.
Sen Selçuk'u bedava al, Burak'ı bedava al, Umut'u bedava al; sonra o adam neyle geçinecek! Tarla mı bu; tohum atınca mı çıkıyor ki ona bile para lazım, emek lazım. Yabancı piyasasını bollaştırarak 3 tane 5 tane komisyoncuya teslim olarak transfer yapılıyor ki o komisyoncuların yurt içindeki bazı teknik direktörlerle nasıl ortak çalıştıklarına dair dedikodular da arşıalaya vardı artık! En olmadık adam Türkiye geliyor. Niye geliyor, nasıl geliyor! Altını bir karıştırıyorsun ki alan razı, veren razı! Oyuncu hayli hayli razı... Sonra da bu durum işte... Fenerbahçe'de oynama fırsatı bulamayan adam milli takımda direkt oynuyor. Fener'de niye oynayamıyor; yabancılar var çünkü... Galatasaray'da oynama fırsatı bulamayan adam milli takımda direkt oynuyor. Niye? Çünkü Galatasaray'da da yabancı oyuncular var.
ERDAL DOSYA TUTUYORDU
En son Eskişehir'de yıldızı parlayan Erkan Zengin, İsveç Milli Takımı'nı tercih etti.
TRABZON'UN ÇOCUKLARI
Trabzon'u konuşuyoruz sezon başından beri... On iki tane yabancısı var Trabzon'un bir tanesi değer mi? 6 sene üst üste şampiyon olan Trabzon'da bir tane yabancı var mıydı? Trabzon'un dışından kaç adam vardı? Hepsi Trabzon'un çocuklarıydı. Türkiye'nin değil Trabzon'un çocuklarıydı. Bu işte... Türkiye'nin futbolunun bu olması lazım. Diyarbakırspor amatör kümeye düşüyormuş. Gidin bakın bakalım kaç tane Diyarbakırlı var takımda! İstanbul'a ucuz yabancılar doluyor, İstanbul'un bütün yaşlıları, işe yaramazları da Anadolu'ya pazarlanıyor. Malatyaspor'da Malatyalı kalmadı, Manisaspor'da Manisalı yok. O zaman niye Manisa'da spor var? O zaman milli takıma nereden oyuncu gelecek?
MİLLİ TAKIMI TAŞIYAMADI
Şansımızı sürdürmek için Macaristan'ı mutlaka yenmemiz gerekiyor. Tabii galibiyet için de mutlaka son dönemdeki futbolumuzun üstüne çıkmamız gerekiyor.
Uzun bir süre Galatasaray'da kadroya dahi giremeyen Gökhan Zan milli takıma çağrıldı. O da ilginçti...
YARIŞMAYAN ATLETTEN HER ZAMAN KORKARIM
Aldığı altın madalya ile Olimpiyatlarda gururumuz olan Aslı Çakır'ın üzerinde kara bulutlar dolanıyor. Doping yaptığına dair iddialar ortaya atıldı. Ardından Nevin ve Gülcan'ın da adı geçiyor. Federasyon "Bize bir bilgi gelmedi" diyor ama araştırma yapıldığı ifade ediliyor. Siz ne düşünüyorsunuz, doping söz konusu olabilir mi?
Lance Armstrong'un girdiği testlerin sayısı 500'e yakın... Hepsi negatif. Ama Marion Jones'un da bütün madalyaları ve unvanları geri alındı, Lance Armstrong'un da... Bütün dünya bunları bilirken, konuşurken 'Efendim raporu var!' Bu tatmin edici bir açıklama değil. Saklamak da çok yanlış. 'Biz konuyu gündeme getirmedik. Durup dururken şu sebeplerle getirmedik; Olimpiyat şampiyonu bir atletin adını ortaya atıp polemik konusu yapmanın alemi yok.'
AÇIKLAMA YAPILMALI
Ama günümüzde raporların ötesinde, yarışmalarda ve kontrollerde alınan tahlillerin ötesinde yeni bir uygulama var, 'biyolojik pasaport' diye. İnsanların çeşitli zamanlardaki kan değerlerine bakıyorlar, kan değerleri değişiklerinde ani artmalar olduysa bunun sebebini araştırıyorlar. Bunun sebebi gayrimeşruysa doping aldığını kabul ediyorlar, bunun için raporunun olması şart değil ve gereken cezayı veriyorlar. 'Birtakım atletlerimiz hakkında böyle bir araştırma yapılmaktadır. Sonuç alınana kadar kimsenin adını ortaya atmanın, polemik yaratmanın alemi yok. Bunun için de federasyon olarak biz herkese saygı duyarak sessizliğimizi muhafaza ediyoruz. Sonuç alındığı zaman gereken açıklama kamuoyuna yapılacaktır' dersin, geçer gidersin.
Aslı'nın Olimpiyatlardan sonra hiçbir resmi yarışta koşmaması bir soru işareti midir?
OK YAYDAN ÇIKTI ARTIK
Umarız sorunsuz atlatırız; değerli bir sporcu, Türkiye için değerli bir madalya...
Röportaj: Bülent CAN