* Galatasaray, Manchester United'ı mağlup ederek gruptan çıkma şansını sürdürdü. Son dönemde futbolu eleştiri alıyordu ama bu defa eleştirilen ayaklar daha istekli ve arzuluydu. Terim'in sahaya sürdüğü kadro genelde başarılı göründü. Siz maçla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Fatih Terim'in sağlam bıraktığı elemanlara bakarsak doğru... 'Manchester United'ı nasıl yenerim' düşünmüş, planlamış ve akıllı, mantıklı bir takım sahaya çıkarmış.
Bu maçta simge Emre-Amrabat tercihi...
Manchester United'ı Emre ile yenemeyeceğinin farkında... Amrabat geldiğinden beri doğru dürüst top oynamıyor, Fatih Terim de zaten oynatmıyor.
Amrabat sahaya çıktığı andan itibaren kafasında şu var; 'hoca beni ne zaman oyundan alacak!' Böyle bir düşünce ile oynayan oyuncu, kendi oyununu oynayamaz.
Durmadan hata yapar, kendine güvenini kaybeder, bir işe yaramaz. Böyle bir Amrabat oynuyor. Kayseri'de krallar gibiydi ve canavar gibi top oynuyordu.
Ama burada gözü kenarda, en ufak hatasında, 'Hocam beni alacak' diye bekliyor. Haksız da değil...
Manchester maçının başlamasından itibaren, maçı birlikte izlediğimiz arkadaşlarla, 'Fatih Terim, Amrabat'ı ne zaman oyundan alacak' diye beklemeye başladık. Çünkü evladı manevi kenarda oturuyor, muhakkak oyuna o girecek! Allah'tan 80 dakika sabretti.
Benim samimi düşüncem; '45. dakikada Amrabat'ı alır, Emre Çolak'ı alır ve Galatasaray da maçı kaybeder' şeklindeydi.
BANA SELAM VERMESİN
Bir teknik direktörün, Fatih Terim olmaya gerçekten gerek yok, sempati ya da antipati yönünde herhangi bir takıntısı olmayan herhangi bir teknik direktörün hem de ikinci yarıda önünde oynayan bir adamın, takıma ne katkı yaptığını görmemesine imkan yok.
Amrabat o ikinci yarıda dikine oynayan, hızlı oynayan, kaptığı topla Manchester savunmasını karmakarışık eden, üç kişiyi, dört kişiyi birbirine katan, topu orada oyalayan birisi... Hele Galatasaray 1-0 galipken, böyle birine ihtiyaç var. Muslera dahil topu sadece ileri tepen ve duvar tenisine döndüren takımla maç kazanılmaz. Galibiyeti korumak için topu öbür tarafta tutacaksın.
Hele de böyle bir savunman varsa...
Bunu yapan bir tek adam var ve de Fatih Terim'in gözünün önünde... Hadi öbür açıkta olsa, 'Oturduğu yerden karşı tarafı görmüyor' dersin. Hayır, gözünün önünde... Ama kafasında sabit fikir var. Amrabat değil, Emre Çolak...
Odasına kapansın Fatih hocam, Emre Çolak'ın oynadığı 10 dakikayı izlesin.
Şu sözümde abartma varsa, bir daha bana selam bile vermesin: Emre Çolak, o 10 dakikada 'Galatasaray kaybetsin' diye elinden geleni yapan bir adam gibi oynadı. Olmadık toplar kaptırdı, kendisine atılan hiçbir topu doğru dürüst alamadı ve de Amrabat-Riera ikilisi Manchester'ın sağ kanadını çökertirken, Ambarat çıkıp, Emre Çolak girince Riera da bozuldu. O ana kadar sahanın en iyisi olan Riera şaşkına döndü. Önünde doğru dürüst kaçan adam yok, attığı topu alan adam yok.
Durmadan topu kaptırıp, üzerine yüklenilmesine sebep olan birisi var. Son 10 dakikada oldu bunların hepsi...
YANINA ON ADAM KOYARIM
Fatih hocamın amacı eğer Emre'nin maç primi almasıysa Umut'a yaptığını ona yapardı. 90+2'de oyuna sokardı.
Galibiyet neredeyse gidiyordu ama maç gitseydi günahı Emre Çolak'ın olmayacaktı.
Onu inatla ve ısrarla büyük futbolcu zannedip, Galatasaray'a monte etmeye çalışan Fatih Terim'de olacaktı. 'Emre'yi monte edeceğim' diye Amrabat gibi bir adamı ziyan ediyor. Korkak, şaşkın, çekinken bir Amrabat oynuyor sahada...
* Amrabat ayağında top tutabildiği gibi şut çekme, isabetli ortalar yapma özelliği de var.
Tabii... Galatasaray'ın ihtiyacı olan ne varsa Amrabat'ta var. Bugün bana Galatasaray'ı verseler, Amrabat'ı koyarım yanına da on tane adam koyarım.
Çünkü başkası yok.
Burak'ın yerine Umut, Umut'un yerine Elmander, Melo'nun yerine Yekta oynayabilir. Şu anda Galatasaray'da Amrabat'ın yerine koyacağın adam yok. Amrabat'a tercih edilecek tek adam Arda'ydı, o da şu an Atletico Madrid'de oynuyor.
Geçen sene aynı şeyi Riera'ya yaptı Fatih hoca... Yine bu Emre Çolak'ı oynatmak için!.. En iyi oynadığı maçlarda 50. dakikada Riera'yı oyundan alıyordu. O görüntüler Digiturk arşivlerinde duruyor.
Maçtan çıkarken Riera'nın yüz ifadelerine bakalım beraber...
O adamdan hayır gelir mi! Adam biliyor ki ağzınla kuş tutsa 60. dakikada alınacak oyundan...
Bir teknik direktör için böyle bir damga yemek de çok acı... Teknik direktör vizyonu en geniş, duruma en iyi çözümleri bulan adamdır. Fatih Terim'i Fatih Terim yapan özellik bu... 'Emre'yi takıma nasıl sokarım' diye bütün Galatasaray'ı allak bullak ediyor.
Ceyhun'un bitirilmesinin sebebi de Emre... Çünkü ikisi de orta sahada oynuyorlar.
Melo, Galatasaray'ın oyuncusu değil.
Ben ısrarla ve inatla söylüyorum. Çünkü futbolu bilmiyor ve dengesiz. Ama orta sahada fiziği ile güçlü, enerjisi ile güçlü Galatasaray'ın elinde iki tane adam vardı; Melo ve Ceyhun, Ceyhun'u yok etti! Yekta, Melo'yu 'futbol' diye oynar ama Yekta'nın fiziği küçük...
Manchester maçında küçük fizikli adamlar başa çıkamaz. 'Allah ne verdiyse' deyip Melo'yu salacaksın çayıra, dua edeceksin Mevlam kayıra... 'Aman kart görmesin, kendini attırmasın, sağa sola saldırmasın...' Kazanmış olmak yanlışları örtmemeli...
Türkiye'deki medyanın yanlışlarından biri de bu... Baktım maç sayfalarına, destanlar yazılmış.
* Sonuçta Manchester as kadro ile gelmedi ve bu da Galatasaray'ın rahat futbol oynamasını sağladı.
Manchester'ın sahaya çıkan birtakım adamları ilk defa forma giyiyorlar. Bunun ne demek olduğunu Fatih Terim iyi anlar. Bir takımın gücü açısından...
A takımından üç tane adam var; Fernandes, Welbeck, Fletcher... Kadroda arası sıra oynayan üç tane adam var.
Gerisini ben ilk defa duyuyorum.
BİLBAO'YA YENİLMİŞTİ
Ferguson'un halinden maçı ne kadar ciddiye aldığı belli... Ama buna rağmen maçı kazanmak önemli. Çünkü hatırlıyorum, hafta sonu çok önemli bir maçı olan Athletic Bilbao'ya, Fatih Akyel'in sebep olduğu golle nasıl yenildiğimizi biliyorum.
Futbol böyle bir şey... Rakibin nasıl geldiği önemli değil, sen yine kazanmayı düşünmek zorundasın. 'Nasıl olsa yenerim' diye bir kural yok.
* Ama galibiyete fazla da kendini kaptırmamak gerekiyor. Bu hava Braga maçında sıkıntı yaratabilir.
1- Abartmayacaksın. Şu Manchester United'ı akıllı planlamış Mesut Bakkal'ın Karabükspor'u da yenerdi. Fatih hocam yenemezdi diyorsa, 'O zaman sen niye üç yedin Karabük'ten!' diye sorarım!
2- Şu maçta herhalde ders almıştır; Umut-Burak ikilisini bozmak intihar Galatasaray için.
FUTBOLU YÖNLENDiREBiLiR
* Aslında Elmander'in oynamasını fazla anlamadım. Karabük maçında Umut kadar kötüydü.
Elmander'i, Terim anlayana kadar 63 dakika geçti. Bu 63 dakika boyunca Elmander oyunda yok. Bandı koyalım, görüntüyü kapayalım, spikeri dinleyelim, 'Elmander'in ismi kaç kere geçti? Ben iki tane hatırlıyorum ama üçüncüyü hatırlamıyorum. Rakam konuşuyorum ben istatistik.
Burak da Umut da futbol kaliteleri çok yüksek adamlar değil. Futbol kaliteleri çok yüksek adamlar olsalar bu golcü içgüdüleri ile bu golcü yaratılışları ile zaten Avrupa'nın en büyük kulüplerinde tartışmasız oynarlar.
İkisi de mesela Manchester United'da Galatasaray'a karşı oynarlardı o gece...
Golü muhteşem kokluyorlar bir; iki aralarında çok güzel bir uyum var. Terim inatla ve ısrarla 4-4-2 oynuyor, bunlar 4-4-2'nin ideal santrforları.
Çünkü harikulade çapraz koşular yapıyorlar, bu çapraz koşular sayesinde birbirlerine koridorlar açıyorlar, birbirlerine gol alanları açıyorlar, ayrıca çok iyi de asistler yapıyorlar.
BÖYLE İSTATİSTİK OLMAZ
Hele de kapalı savunmadan şikayet eden bir teknik direktör için çapraz koşular yapan iki santrfor bulunmaz Bursa kumaşı... Elmander hikaye!..
Elmander topu Burak'tan da Umut'tan da iyi biliyor. Ama Elmander golcü değil, Elmander santrafor değil, Elmander, Selçuk'un gol attığı gibi dışarıdan şutlarla gol atacak bir adam. Elmander orta saha adamı...
Selçuk girse Selçuk atar, Elmander girse Elmander atar.
Selçuk kötüydü. Takımın en kötü, en durağan oyuncularından biri de oydu. Hâlâ kendine gelememiş. Korkak, kişiliksiz geriye dönük oyununu azaltmış nispeten ama hâlâ o kafada...
Şut atmaktan korkan bir Selçuk'a benim tahammülüm yok. İleriye top atmaktan korkan bir Selçuk'a benim tahammülüm yok.
* Ki bu yetenekleri var.
Olmaz olur mu! Onun için geldi Galatasaray'a... Ama geride kalan, geriye oynayan, sorumluluk almayan bir görüntüde... Selçuk istatistiğe oynuyor. Türk futbolunu katleden de bu istatistikler!.. Kim tutuyorsa lanet olsun.
Santra yuvarlağının içinde topu alıyorsun bir pas atıyorsun; 20 metre geriye, Dany'ye; iyi pas! Bir pas atıyorsun, 20 metre geriye, Semih'e; iyi pas! Niye; çünkü rakibe gitmiyor!
Bir pas atıyorsun santradan, Muslera'ya; iyi pas! Bunların hepsi istatistiklere 'iyi pas' diye geçiyor.
İleriye depar yapan Burak'ın önüne bir pas atıyorsun, son anda rakip stoper ayak koyuyor, koymasa Burak kaleci ile karşı karşıya, o kötü pas!
Çünkü rakibe gitti top!
Böyle istatistik olur mu! Böyle geri zekalı istatistik olur mu? Ve sanıyorum Fatih hocam bu istatistiklere hayran. Bakıyor maçın sonunda; 'Selçuk 126 kere topla buluşmuş, 124 iyi pas yapmış. Tamam, haftaya gene oynasın.' Hesap sorarım ben o Selçuk'tan!..
Olumsuz pas var, olumlu pas var.
Benim doksana attığım şutu kaleci yumruklamış, çıkarmışsa o kötü şut olur mu ya! Pas da öyle... Rakip savunma iki büklüm olarak o pası kesmişse nasıl 'kötü pas' diye istatistiğe geçer!
Ve 'topa sahip olma' istatistikleri... Şansal (Büyüka) kardeşimden rica ediyorum, Allah rızası için kaç haftadır rica ediyorum. İngiliz ligini yine Digiturk yayınlıyor. Maçın sonunda sahanın görüntülerini veriyor.
Ona baksınlar ve Galatasaray topa yüzde 70 sahip, bu 'yüzde 70 nerede oynanmış' onu bana bir göstersin.
Sahanın tamamını ekrana getirsin, top Galatasaray'dayken 'nerede oynanmış' bir göreyim. O yüzde 70'in yüzde 80'i Galatasaray'ın yarı sahasında oynandıysa canı cehenneme öyle topa sahip olmanın! Versinler ekrana da millet de görsün.
Açıklardan kaç akın yapmış bir BBC onu gösteriyor. Maçı konuşturacak görüntüler bunlar... Böyle görüntüler verse Lig TV maçın sonunda, o sabahlara kadar kavga ederek reyting toplamaya çalışan adamlara da malzeme çıkar. 'Bak Galatasaray bütün akınlarını soldan yapmışken sen Amrabat'ı nasıl oyundan alırsın!' diye konuşur adam mesela... Ya da 'Hıncal efendi, 'Amrabat, Amrabat' diyorsun işte sağ kanatta Eboue ile Hamit daha çok dağıtmışlar ortalığı, sana öyle gelmiş' der mesela.
O görüntüler elimizde olmadığı için afaki konuşuyoruz. Reyting yapmak isteyince de Türkiye'de kavga ile gürültü ile alınmaya çalışılıyor. Ben çay bardağını Bülent'in kafasına atıyorum Özge araya girmeye uğraşıyor.
İşte reyting bu!
Sen beni malzemeye doyuracaksın.
Ondan sonra ben futbolun dışında bir şeyi konuşuyorsam o zaman diyeceksin ki 'Bak, biz her şeyi verdiğimiz halde Hıncal'la Bülent ne konuşuyorlar!' Zeynep Bayraktar hanımefendi herhalde bu defa ne dediğimi anlayacaktır!
KÖTÜ KULLANILIYOR
Yanlışları düzeltecek herhangi bir eylem de yapmıyoruz. İstatistiklerin en kötü kullanıldığı yer Türk futbolu en kötü ve en yanlış yönlendirici...
Galatasaray 568 pas yapmış, Karabükspor 170 pas yapmış, 3-1 Karabük galip... Çünkü o verilen istatistik eksik değil. 570 pas yapmış ama bunun 520'si lüzumsuz pas. Karabük'ün ekmeğine tereyağı süren üstüne de kaymak süren pas! Hiçbir Karabüklü üstlerine gelmezken kendi aralarında top dolaştırmayı marifet zannetmiş pas! Bunların istatistiğini versene bana!
Emre Çolak 5 bin metre koşmuş.
Nerede koşmuş; adamın arkasında...
Adamın arkasında, görüntüde görüyorsun. Topu alamayan, topa müdahale edemeyen, yalnız adamın sağ açığa giderken arkasında, sahte koşu yapan adam 5 bin metre koşsa ne olacak, 15 bin metre koşsa ne olacak! Koşmuş da ne işe yaramış!
Bakıyorsun maçın sonunda en çok koşanlar listesine 'Oo amma koşmuş yaa...' Koşmuş da ne işe yaramış!
Adam iki kere koşmuş iki gol atmış, iki asist yapmış, onun koşusu bin, boşa koşanın koşusu 5 bin; 'Vay ne koşmuş ne koşmuş.' Digiturk, Türk futbolunu yönlendirebilir, teknik direktörleri yönlendirebilir, televizyon programlarını yönlendirebilir.
Doğru işler yaparsa.
Röportaj: Bülent CAN