* Fenerbahçe ile yollarını ayırmak zorunda kalan Alex, 2 saat 15 dakika süren bir basın toplantısı yaparak yaşadıklarını anlattı. En büyük eleştirileri, "Hocam olamadı, gollerime sevinmedi" diyerek suçladığı Kocaman'a yönelikti. Alex'in açıklamaları ve uğurlanışı ile ilgili neler söyleyeceksiniz?
Türk milleti oldum olası mağdurun yanındadır. Fenerbahçe öyle aptalca mağdur duruma düşürdü ki Alex, Galatasaraylıların, Beşiktaşlıların bile sempatisini topladı. Dünya üzerinde olmayacak bir şeyi yaptılar.
Aykut Kocaman iyi bir hoca olmadığını bir kere daha kanıtladı.
Benim her zaman söylediğim bir laf var: Büyük hoca, büyük adamları yöneten hocadır. Alex'i yönetemeyen, benim için büyük hoca olamaz. 'Büyük futbolcu' demek 'Kapris' demektir. Futbolu küçük olan futbolcu kapris yapamaz. Kapris yaptığı anda kendisini kapının önünde bulur.
Kapıda da onun gibi beş yüz kişi var zaten... Büyük futbolcu bilir ki kendi gittiği zaman yerini dolduracak adam yok. Onun için naz yapmaya başlar.
Ona tahammül edeceksin, edemediğin boyutlara geldiği zaman da sınırların içine çekeceksin.
EFES'TE YER AYIRMAMI İSTEDİ
Ben Atletizm Federasyonu Üyesi olduğum dönemde, Balkan Atletizm Şampiyonası yapılıyor. İzmir Palas Oteli'ni konuk atletlere ayırdık. Yunan Federasyonu Başkanı telefon etti.
Ben de Jerfi (Fıratlı) ağabeyin o organizasyon ile ilgili yardımcısıyım.
Bana, "İzmir Palas Oteli'nde yer ayırmışsınız.
Teşekkür ederim ama iki atletim için Efes'te yer istiyorum" dedi. Bütün takım İzmir Palas'ta kalacak, iki atlet, Efes'te kalacak.
Benim kafamdaki takım, birlik, beraberlik, eşitlik ilkelerine ters düştü.
Efes'te yer ayırttık. "Siz merak etmeyin.
Efes'te kalanların parasını biz ödeyeceğiz" dedi.
Akşamüzeri, Yunan Federasyon Başkanı ile kahve içiyoruz. "Hepsi milli takımın atletleri değil mi? Öbür atletler, Efes'te kalanların torpilli olduğunu düşünmeyecek mi?" dedim. "Uluç Bey" dedi, "Efes'te kalanlardan birisi dünya rekortmeni, birisi Avrupa rekortmeni...
Diğer atletler bilecekler ki Avrupa rekortmeni olurlarsa aynı muameleyi görecekler. Bu onlar için bir teşvik olacak.
Ben buraya gelirken, 'Bu ikisi rekortmen atlet. Onun için Efes'te kalacak.
Yarın siz de aynı sıfatla karşıma gelirseniz; siz de aynı muameleyi göreceksiniz' diye hepsine anlattım."
Adam büyüğün farkını biliyor. Büyüğün farklı olması gerektiğini de biliyor ve bunu bir teşvike döndürüyor.
Diğer takımların atletleri ile birlikte İzmir Palas'ta kalıp zil çalınca yemeğe inip, zil çalınca yatacaklarına Efes'te havuzun başında kaldılar. Bunu hak etmek için bir şey yapmak lazım.
Büyük sporcuya böyle bakacaksın. 'Bu adam ayrıcalıklı muameleyi hak ediyor. Benim buna ayrıcalıklı davranmam lazım. Bu ayrıcalığın sebebini de öbürlerine anlatmam lazım ki siz de Alex olun. Siz de ayrıcalıklardan yararlanın.' Bu bir tanesi...
Siz Messi'nin ya da Ronaldo'nun kolay yönetildiğini mi zannediyorsunuz!
Aklınıza gelen bütün yıldızların hocalarıyla gidin, konuşun. Akla gelmez ne kaprisleri var!
1988'de Hollanda, Avrupa Şampiyonu olduğu zaman ben oradaydım.
Gullit, Van Basten ve Rijkaard'ın yaşadığı hayatı biliyorum. Sevgilileri, eşleri dahi geliyordu kampa...
Kıyamet koptu. 'Bir milli takım kampında kadınların ne işi var?' diye...
Generalissimo... Michels takımın antrenörü ve lakabı da Generalissimo; generaller generali... 'General' askeri bir deyim. Disiplinin en önde olduğu bir deyim. Adam o kadar ünlü ki 'Generalissimo' demişler. 'Krallar kralı' dememişler. 'Şahlar şahı' dememişler. 'Generaller generali' demişler. Generalissimo, "Ben izin verdim" dedi. "Psikologlarla, uzmanlarla konuştum, bu dönem içinde seks yapmanın hatta faydalı olduğunu söylediler. 'Gerginliği azaltır' diye... Ben izin verdim."
Benzeri bir sahneye yıllar yıllar sonra Florya'da rastladım. Ben o zaman ayda bir Erkekçe dergisini çıkarıyorum.
Onun için vaktim boldu. Derwall'i de çok seviyorum. Mustafa hoca da can ciğer arkadaşım.
Derwall, Mustafa'ya takımı devredecek.
Takıma fazla karışmıyor. Mustafa Denizli teknik direktör... Mustafa Denizli ihmal edilmiş, kenara itilmiş bir sürü adamları topladı. 'Büyük takım büyük futbolcularla olur' diye...
GECE PEŞLERİNE DÜŞMEM
Bunlardan bir tanesi Fenerbahçe'nin kovduğu, o sırada ikinci lig takımlarının birisinin kadrosunda görünen Arif Kocabıyık... Arif, Türkiye'ye gelmiş geçmiş en yetenekli adamlardan bir tanesi ama saçma sapan özel yaşamı var. Geceleri nerede olduğu belli değil.
Bu yüzden antrenmanlara doğru dürüst katılamıyor.
Mustafa Denizli dedi ki "Ben futbolcunun gece peşine düşmem. Ben nöbetçi değilim. Ben sabah erken saate antrenman koyarım. O antrenmanda orada olmayan ya da olup da uyuyan hemen göze çarpar zaten." Bitti!
Bir gün sabah erken gittim, antrenmanı var Galatasaray'ın... Arif yok.
Galatasaray'ın en sabıkalı adamı... Bütün gazeteciler orada... "Arif nerede" diye sordular anında "İzinli" dedi Mustafa hoca... Kapandı olay.
Biliyorum tabii ben işin aslını... Arif'e izin falan yok aslında... Kimseye izin vermiyor ki... Öğlen yemek yiyoruz hocayla... "İzinli diye nasıl da salladın!" dedim. "Ben futbolcumu aç aslanların önüne atmam" dedi. "O konu Arif ile benim aramda. Gazetecilerle Arif arasında değil. Şimdi ben Arif ile konuşacağım.
O seni de ilgilendirmiyor" dedi bana...
Şimdi büyük hocalık kolay iş değil.
İnsanlar durup dururken büyük hoca olmuyor.
SEVİNECEK Mİ, ÜZÜLECEK Mİ?
* Alex, Kocaman için, "Gol attığında kendi kaleme gol atmışım gibi davranıyordu" dedi.
Aynen öyle... Ben anlatmadım mı? Alex maçın bitmesine 10 saniye kala frikik atıyordu. Ben "Aykut acaba o sırada ne düşünüyordu?" diye merak ettiğimi söylemedim mi? "Golü atsa 'Aykut sevinecek mi, üzülecek mi' bilmiyorum" dedim.
Fener kurtarıyor maçı sevinmesi lazım ama bütün maç hiçbir şey oynamayan Alex son saniyede yine Fenerbahçe'yi kurtaracak. 'İşte Alex bu' diyenlere karşı mahcup olacak. 'Ben Alex'siz oynamak istiyorum' diyen Alex'siz takım hazırlar. Öyle bir takım olmayınca Alex efsane oldu.
İş bu kadar basit...
ADAM ON DÖRDÜNCÜ LUİ
* Fenerbahçe Kulübü, Alex'in de uzak durmasının da etkisiyle kaptanın, Türkiye'den ayrılmasına kayıtsız kalmayı tercih etti. Fenerbahçe TV, Alex'in basın toplantısını vermedi.
'Fener TV' diye bir televizyon yok! Aziz Yıldırım TV var. Fenerbahçe de Aziz Yıldırım'ın takımı zaten. Gerçek Fenerbahçeliler nihayet bunun farkına vardılar, isyana başladılar. 'Fenerbahçe' demek 'Ben' demek diyor. On dördüncü Lui adam!..
ORMAN DEMİRÖREN'İ ARATACAK
* Beşiktaş'ta Quaresma krizi derinleşmeye devam ediyor. Önce Quaresma'nın affedildiği söylendi daha sonra Orman "Quaresma konusu bizim için tamamen kapandı" ifadesini kullandı. Quaresma'nın para ödenirken kenarda bırakılması doğru mu?
Beşiktaş yönetilmiyor. Fikret Orman, Beşiktaş'a tarihinin en büyük kötülüğünü yapacak, Yıldırım Demirören'i arattıracak. Öyle görünüyor.
İnanamıyorum.
Bir Quaresma krizini çözüp atamayan adamlar Beşiktaş'ı nasıl yönetecek? Quaresma'yı konuşmuyorum bile...
İşin o tarafını konuşmuyorum, kim olursa olsun. İlk krizde daha her şeyi yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Bugün biliniyor mu Quaresma ne olmuş? Kaçıncı 'Bu iş bitti' deyişleri, kaçıncı 'Elimizde Quaresma gibi bir oyuncu varken oynatmamız lazım' deyişleri!.. Böyle kulüp yöneticiliği olmaz. 'Ayıp' denen bir şey var.
ALEX SEÇiMi AKILLICA
* Alex'e plaketi de havaalanında verildi.
Bunları tartışmaya bile gerek yok. Alex'in basın toplantısından sonra verecek cevapları olmadığı için... Biz Fenerbahçe'nin ne kaptanlarına nasıl davrandıklarını biliriz. Bana kimse palavra atmasın.
Fenerbahçe kaptanı değil miydi Rüştü; Fenerbahçe'nin otoparkında dayak yediği zaman? Rüştü niye Fenerbahçe'de bir daha hayat boyu kaptan olmayı kabul etmedi? Kendisinden çok gençler, çok yeniler kaptanken "Bana kaptanlık teklif etmeyin" dedi. Kimse beni güldürmesin.
Onlar şimdi zevahiri kurtarma peşinde...
Alex'ten kurtulduk, şimdi bir de zevahiri kurtaralım. Zamanlama da güzel, geçen hafta da söyledim; 'Bir palavra Avrupa maçı var, bir de ondan daha palavra derbi maçı var. Bunların ikisini de biz kazanırsak işte neticede Avrupa maçıdır, neticede derbi maçıdır kazanmış oluruz. Bu arada Alex'e de plaket falan filan işi kurtarırız!..'
GERİLİMİ BİLMEYEN YOK
* Alex'in gidişinin dikkat çeken yanlarından birisi de Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmeydi. Başbakan'ın, Alex'e 2020 Olimpiyat adaylığımızla ilgili Brezilya'da yüzümüz olmasını teklif ettiği ifade edildi. Bu ziyaret ve teklifle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Burada bir Brezilyalının, Türkiye'nin yüzü olması akılcı bir seçim... Galatasaraylıların, Beşiktaşlıların dahi sevdiği bir Fenerbahçe kaptanının seçilmesi içeride de akıllı bir seçim.
Öteki taraftan Başbakan Erdoğan ile Aziz Yıldırım arasındaki anlaşmazlık ve gerilimi bilmeyen yok. Başbakan'ın "Kulüpler ayrıdır, şahıslar ayrıdır" diye Fenerbahçe'nin ceza almasını önlediği biliniyor herkes tarafından...
Aziz Yıldırım ne diyor; tam tersini... "Kulüplerle kişiler birbirinden ayrılamaz.
Ben Fenerbahçe'nin başkanıyım.
Ne yaptıysam Fenerbahçe için yaptım. Ben suçluysam Fenerbahçe de suçludur." Yani 'Ben Fenerbahçe'yim' diyor.
Başbakan da böyle bir ortamda Alex'i kucaklayarak Fenerbahçe camiasına diyor ki 'Biz iktidar olarak, bu ülkeyi yöneten olarak Fenerbahçe Başkanı'nın arkasında değiliz.' Dışarıya mesaj o, içeriye mesaj bu...
Röportaj: Bülent CAN