* Trabzonspor, Beşiktaş ile berabere kalarak ligi 3. sırada tamamladı ve Avrupa Ligi'ne play-off'tan katılma şansını elde etti.
Reklam almaya aslında hakkı yok, ahlaken de hakkı yok. Ben çünkü para ödüyorum o maça... Beşiktaş-
Trabzon maçı...
Avrupa'ya gidecek üçüncü takımı belirleyecek final maçı...
Tam devrenin bittiği anda ortada kırmızı kart var, kim gördü bilmiyorum ben! Beşiktaşlı mı, Trabzonlu mu belli değil! 'Bir kırmızı kart gösteriliyo.' kesti; reklamlara girdi ya!
Böyle bir habercilik olabilir mi? Yani Türkiye'de seyirciye saygı kalmamış. Hakikaten kalmamış.
Aynı akşam NTV Spor'da Diamond League'i seyrediyordum, çıldırdım ki orada gerçekten sporcu arkadaşlar var. Diamond League'in önemini biliyorlar.
Bir gün evvelden bizi çağırıp orada program yaptılar. Diamond League'i sunan bir program yaptık. Ben de kutladım; "Aferin, atletizm programı yapıyorsunuz" diye...
Ama bir gün evvelden sunum yaptıkları Diamond League'in canlı yayının içine tükürdüler.
İnanamadım!
Neden? Çünkü bu reklamcılar her şeyi perişan ediyor.
Türkiye reklam arasında program seyreden bir ülkeye döndü ve kimsenin umurunda değil.
HER GECE YANGIN VAR
Nasıl Kadıköy'de benzincide polisin arabasını yakana kimse bir şey demiyorsa televizyonda da her gece yangın var kimsenin umurunda değil!.. "Ortada bir kırmızı kart var" derken yayın kesilir mi!..
Mert Aydın ile beraber sunum programında bir saat konuştuk.
Bu gecenin en büyük yarışı "Kızlar yüz metresi" dedik. İlk defa olarak kadın yarışı öne çıktı.
Basket bittiğinde Diamond League başlamış ve yüz metre yarışı yapılmış. Banttan verecekler.
Banttan şöyle verdiler:
Sekiz kız yan yana. Tabanca patlıyor, çıkıyorlar.
Kim bunlar bilmiyoruz. Sunum yok! Otuz saniyelik sunum bölümünü başa koymamışlar.
Yarış on saniyede bitiyor.
Allyson Felix'in kazandığını duyuyorsun ki sürpriz... Orada Dünya Şampiyonu 100 metreciler varken 200 ve 400 metre koşan Allyson Felix Olimpiyat senesinde bunların hepsini geçiyor.
Bu Olimpiyatta ne koşacak; yüz mü, iki yüz mü, dört yüz mü?
Usain Bolt da 200-400'cüydü. 100'e döndü, dünya rekortmeni oldu.
Felix de öyle olacak mı? Neler söylenebilir.
Allyson Felix yarışı kazanıyor 'Ulan ne oldu' diye şaşkınlık içinde tekrarı bekliyorsun. Tekrar da start veriliyor, beşinci saniye, kesiliyor yayın. Tekrar dediğin şey 10 saniye!.. 10 saniyenin kesmesi olur mu ya!
Üstelik bir de bir spor kanalı bunu yapar mı?
TEKRARINI VER
Ya da orada anons yap de ki 'Biz bu basketbol maçı arasına sıkıştık.
Bu yayının tamamını atletizm meraklıları için yarın şu saatte vereceğiz.' Bir sürü dandik futbol maçının tekrarını vereceğine...
Ben de pazar sabahı kalkayım saat 10.00'da NTV Spor'u açayım Diamond League'i başında sonuna keyifle seyredeyim.
Bir tane yarışı doğru dürüst seyretmedik. O zaman beni niye çağırdın arkadaş perşembe günü de 'Diamond League başlıyor' diye program yaptık!
Yayıncılık bitmiş. Reklamcılık uğruna, kulüpçülük uğruna her şey yapılıyor.
ŞAMPİYONLUK 7 SALİSEDE GELMEDİ
Galatasaray'ın yendiği iki takımın final oynaması da ilginçti...
Oktay Mahmuti'ye 'koç' diyenler Ivkovic'i izleyip bir koç nasıl olur herhalde görmüşlerdir, herhalde anlamışlardır.
Olympiakos'un buraya gelmesi tarihsel bir sürprizdi. 'Final Four'dan ilk önce gidecek takım' diyorlardı ama Avrupa'nın en büyük iki takımını, 'final oynayacaklar' denilen iki takımı Barcelona ve CSKA'yı arka arkaya yendi.
Maç sonunda "Nasıl kazandınız" diye sordular; "Şimdi herkes" dedi; "Siskauskas'ın kaçırdığı iki faul ve arkadan Printezis 7 salise kala attığı basketi konuşuyor. Ama şampiyonluk orada kazanılmadı. Şampiyonluk oraya kadar gelen süreçte kazanıldı." "Bizde koç var" diyenler bir baksınlar bakalım.
Türkiye'deki süreçler nasıl işliyor?
Saha kenarında yönetimler nasıl işliyor? O 'İmkansız' denilen Olympiakos finale nasıl geliyor? Finalde 19 sayı geriye düştükten sonra hem de CSKA gibi bir takımı nasıl yenebiliyor?
Herkes biliyor ki işi Ivkovic başardı, Olympiakos değil!
Koç da bu...
TOPUZ'A NE DEDİ!
Ali Yıldırım ya da herhangi bir yöneticinin böyle bir müdahalede bulunabileceğine ihtimal veremiyorum.
Bu haber nereden alındı bilmiyorum; ama Ali Yıldırım böyle bir şey demişse, evvela kendisi haddini bilmeli...
Şampiyon olmuş bir kulübün futbolcularının nasıl sevineceklerini söylemek hele de rakip takıma ait bir yöneticinin katiyen hakkı ve haddi değil. Bunlar genç insanlar...
Bu şampiyonluk Galatasaray'ın yıllardan beri özlediği, beklediği bir şampiyonluk...
Bu sene ki gibi çok zorlu geçmiş, iki kere şampiyon olmanı gerektirmiş bir lig sonunda zafere ulaşılmışsa genç insanlar bunun coşkusunu yaşayacak.
Buna tahammül edemeyip "Edebinizle sevinin" demeye kalkışan Fenerbahçe yöneticisinin, Galatasaray'ın stadında maçı kazandıktan sonra 'işeyen köpek' taklidi yapan kendi futbolcusuna ne dediğini çok merak ediyorum!