Aziz Yıldırım'ın Divan Toplantısı'nda söyledikleri değil, yaptıkları şaşırttı!
Çünkü söylediklerine artık tüm Türkiye alıştı. Aziz Yıldırım aklına geleni sallar! (Serkan Korkmaz: Aman ha sallar lafının 2172 TL cezası var!) Peki o zaman şu sözün cezası kaç para; "Beni sokaktaki ve medyadaki üç ahlaksız ve şerefsiz gönderemez!" Sokaktaki ahlaksızları bilemem.
Medyadaki üç ahlaksız lafı var ya!… Bizim zamanımızda biri böyle salladı mı bunu haber yapardık yanına da bir köşe yazısı koyardık, "Ne diyorsun başkan?" diye onu da yayınlardık. Şerefsiz birini tanıyorsan adını söyle. Yoksa bütün spor basınını töhmet altında bırakma! Ben susarsam şerefsizliği kabul edeceğim.
Cevap verirsem, "Niye üstüne alındın ki? Seni kastetmedim!
Demek ki sen şerefsizsin" O kadar büyük deha ki!
Peki buna hiç çekinmeden cevap verecek kurum hangisi? TSYD ve Gazeteciler Cemiyeti! Bunlardan bir ses çıktı mı? Sayın başkanlarımız bir kulüp başkanı aramızda şerefsizler ve ahlaksızlar olduğunu ilan etti!
Siz susup oturursanız bu yazılar bu TV'ler kime güvenerek yayın yapacaklar?
Hadi biz konuşuyoruz. Onun için de ahlaksızın şerefsizin başı biziz (!) Ama ben de diyorum ki, "Üç-beş ahlaksız ve şerefsizin lafıyla ben sözümden dönmem" Benim yaşım 77, onun için dönmem.
20-25 yaşındaki genç bir gazeteci, arkasında güveneceği kurumu olmazsa susar! Bu söz sadece 6222'ye değil basın özgürlüğüne ihanet bir söz.
Gençleri korkutur, susturur. Çünkü onların bir garantileri yok. Beni kovsalar ne olur? Umurumda mı!
ZAMANLAMA ÇOK MANİDAR!
Konyaspor-Fenerbahçe maçı Aziz Yıldırım için fevkalade kritik bir maç.
İstanbul'da protestolar başlamış, kıyametler kopmuş. Konya'ya giden Fenerbahçe'yi 3-5 ahlaksız-şerefsiz (!) yani benim gibi (!) olanlar karşılamışlar "istifa" diyerek.
Konya'daki maç çok kritik. Konya ligin önemli takımlarından biri. Fenerbahçe oradan da mağlup ayrılabilir.
Ama beraberliğe de razı gittiğini gördük.
Daha maçın başında Volkan'ın oyuna topu sokması 45 saniye sürüyor.
O Volkan maçın sonuna kadar hakemden bir sarı kart görmedi.
0-0'ken 35-45 saniyede.. Muslera'nın görmediği sarı kart yok maçlarda.
Gördüğü kartların hepsi doğru. Bas bas bağırıyorum "Sen hangi takımın kalecisisin?" diye. Sanki Volkan farkında mı? Fenerbahçe'nin Konya'da ne kadar korktuğunu gösteriyor.
Şimdi Konya'da Fenerbahçe'nin istemediği bir durum ortaya çıkarsa Aziz Yıldırım ne hale gelir? İşte Aziz Yıldırım'ın ne hale gelmesini önleyecek tedbiri Ali Koç aldı.
FENER'E BÖYLESİ YAKIŞMAZ
Ben Ali Koç'un kullandığı cümlelerden dolayı okuduğu adaylık metninin bile Aziz Yıldırım tarafından yazıldığına inanıyorum. "Ben adayım" demek kimi susturuyor en başta? "Ali Koç aday olursa ben onu desteklerim" diyen Fenerbahçe'de önde gelen bir Aziz Yıldırım muhalifi var; Sadettin Saran! Ali Koç "Ben adayım" dediği zaman bütün o medyatik imkanları ile auta çıktı!
Sadettin Saran dedi ki "Ali Koç başkan olursa ben aday olmam!" İlk açıklayan oydu. Saran'ın bunu dediği gün bu açıklamayı yapmadı Ali Koç. Ne zaman dedi? Fenerbahçe köşeye sıkışıp kendi stadında bütün kontrollere rağmen yuhalanınca.
Aziz Yıldırım, "Ben onları sahaya sokmam!" Kimsin sen ya! Fenerbahçe'nin başkanı olmak bir takım adamları sahaya alıp almama hakkı veriyor mu? Hadi bir takım gazetecileri almıyorsun.
Stada almadığın gazeteler de yağ yapmada en tepeye çıkıyor! Neden Sadettin Saran, "Koç başkansa ben aday olmam" dediği gün açıklamıyor da tam böyle kritik bir maç öncesi aday olduğunu açıklıyor? Ben de 60 yıllık gazeteciyim Ali Koç bey kardeşim.
Ben neler neler gördüm!
Ben sokak dedikodularıyla polemikleriyle kongre arayanlardan değilim.
Buna karşıyım. Fenerbahçe'ye böyle kongre yakışmaz! "Ben normal kongrede adayım!" ne zaman yani 2018'de. Şimdi kaç? 2016!
Meşhur bir Osmanlı öyküsü vardır;
Padişah atını çok severmiş.
Atıma 6 senede konuşmayı öğretene servetimin yarısını veririm. Ama 6 sene sonra atım konuşmazsa kellesini de alırım. Konyalı'nın biri talip olunca karısı demiş ki, "Sen deli misin? At konuşur mu? Adam demiş ki, "6 seneye! Ya at öle, ya padişah öle ya da ben öle!" Ali Koç'un söyledikleri başından sonuna kadar Aziz Yıldırım'ı kurtarma operasyonunun hamlesi. Ben bir ihtimal daha veriyorum; ciddi olduklarını göstermek için kapışabilirler de!
Etrafa yayılırsa "Bu tezgahtır" diye "O tezgah değildir" şovunu da yapabilirler.
O kadar iyi planlanmış bir şov!
Açın Ali Koç'un adaylığını koyduğu açıklamayı, açın Yıldırım'ın son konuşmasını böyle birbiri ile nasıl örtüştüğünü, öpüştüğünü iki konuşmanın göreceksiniz.
Aziz Yıldırım yazıp verse ancak bu kadar olur! Zamanlamaya bakın; Konyaspor maçı oynanırken TV'de görüntünün üstüne alt yazı biniyor; "Ali Koç başkan adayı oldu" diye… Koç bunu başka gün yayınlasa ertesi gün gazetelerde çıkacak. Ama maç anında açıklayınca binlerce F.Bahçeli zaten maçı izliyor.
Yani bu kadar güzel planlanmış olabilir her şey.
Aziz Yıldırım'ı kutlamak gerekir!
BU NASIL BİR ŞEY!
Galatasaray'da muhalif bildiklerim alkışlayıp çıkıp "Evet" oyu verdiler. "Başkan hani hesap soracaktın?" diyen olmadı.
Galatasaray kongresini dikkatle izledim; hepsi böyle terbiye edilmişler gibiydi! Kongreye gelenlerin hepsi yıkama-yağlama yaptı!
Hepsinin nasıl muhalif olduğunu ben çok iyi biliyorum.
Her şeyi başkana teslim ettiler, ederken de demediler ki, "Başkan biz sana bunları teslim ediyoruz. Riva'yı da sat, Florya'yı da sat! Mecidiyeköy'deki oteli de sat! Geri alırsan eğer adayı da sat! Ama iki şeye cevap ver;
1- Sen başkan olurken 14 yılın hesabını soracağım diye geldin. Sormak isteyenleri de yönetimden attın.
2- Ada'yı mahkeme boşaltma kararı vermişken o gün adaya el koyacakken itiraz karar düzeltme talebi, Ada'yı işgal eden adamdan değil Galatasaray Kulübü'nden geldi. Su Ada!
Galatasaray Ada'sı falan değil.
Kimse kendini kandırmasın. Su Ada!
"Bu Ada'yı neden inatla bu adamın üstünde bırakıyorsun? " diye kimse sormadı.
İYİ Kİ İSTİFA ETMİŞİM
Ben "Bu Galatasaray kongre üyeliği bana gurur vermiyor" diye 10 sene önce istifa etmekte ne kadar haklıymışım.
Muhalif bildiklerim çıktı alkışlayıp "evet" oyu verip indiler. Bu nasıl bir şey!
TRABZONSPOR FARK ATARDI
Galatasaray dua etsin Trabzonspor 25 ve 58. dakikalarda hızlı hücuma çıkabilen iki önemli adamını sakatlandığı için kaybetti. Yoksa fark atardı.
Geçen hafta G.Saray kazanırken döküldü, Trabzon ise kendi sahasında berabere kalırken son yılların en iyi Trabzonspor'uydu.
Trabzon fark yapardı. En büyük şanssızlığı 25 ve 58'de sakatlıkla hızlı akın yapan iki adamını yitirmesiydi. Riekerink Bey fark olsun diye intihar etti.
Bu seneki tek değişiklik Olcan'ın yerine Bruma'nın olmasıydı.
Ancak Bruma, Olcan gibi üçlü oyunun içinde yok. Topu aldığı zaman tek başına gidip şut atarsa "Aslan Bruma, yaşasın Bruma, kurtardı Bruma!" Attığı gole göre yorumlar değişiyor.
Öbür tarafta sağ kanadın iki adamı Sabri ve Yasin ikisi birden yok. Geri dörtlü zaten kötü. Hakan Balta sakat geri dörtlüde iki kişi birden değişiyor.
Hele maç içindeki değişiklikleri tam intihar.
Selçuk ilk defa bu maçta ileri doğru oynadı. Yana, geriye pas yapmadı.
G.Saray 1-0 mağlupken Selçuk'u çıkarıp De Jong'u alıyor. İnanılır gibi değil. Futbol zekası sıfır bir adam.
Florya'nın kalbinde oturan (!) Alp Yalman, bu G.Saray'ı Riekerink'e teslim ediyorsa ve Türk hoca diye yanına arkadaşı Ayhan'ı alıyorsa yazıklar olsun.