Yıllar önceydi... Mustafa Koç henüz hayattaydı. Bir telefon aldım. Bir akşam yemeği randevusu isteniyordu. Şansal (Büyüka) ile beraber Nişantaşı'nda bir restoranda buluştuk.
Konumuz her şey. Siyaset var, ekonomi var, futbol var. Mustafa Koç, Allah rahmet eylesin çok sıcakkanlı, sohbeti çok güzel, alçakgönüllü, tabiri caizse "Adam gibi bir adamdı"...
İlerleyen dakikalarda şunu söyledi:
"Erman Abi, Şansal Abi siz bu işte duayensiniz. Bu bizim Ali (Koç) Fenerbahçe yönetimine girmek istiyor. Bu konuda ne diyorsunuz?" Böyle bir soruyla karşılaşacağımızı bilmediğimiz için sanki anlaşmışız gibi ikimiz de aynı anda "Sizin aileden birisinin herhangi bir kulüpte görev alması Türk futbolu için güzel bir olay. Doğru olur" dedik.
Sonra Ali Koç, Fenerbahçe yönetimine girdi. Mustafa Koç mutlaka çok değişik kesimlerle de görüşmeler yapmıştır bu konuda.
Ali Koç ilk girdiği zamanlar dengeli bir şekilde yürüdü. Ama sonra fanatik, sanki amigolar gibi beyanatlar vermeye başladı. Sonra tekrar normale döndü.
Ali Koç'taki bu gelişmeleri dikkatle izleyenlerden biriyim. Geçtiğimiz yakın zamana kadar Aziz Yıldırım, Ali Koç'u paravan kullanarak iki seçimi önde bitirdi. Aziz Yıldırım bazı yerlerde Ali Koç'u öne iterek fanatik bir şekilde onu kamuoyu önüne itti. Bu Ali Koç için iyi olmadı. Ali Koç da Aziz Yıldırım'ın dolduruşlarıyla bu yaptıklarını sonra herhalde değerlendirmiştir; "Biraz aşırıya kaçtım" diye.
Ama maalesef Aziz Yıldırım böyle çok yöneticiyi kullanarak sonradan ikinci plana attı.
Aziz Yıldırım için artık Ali Koç'un da artık son kullanma tarihi bitmişti. Onun da gitmesi gerekirdi. Aziz Yıldırım'ın yönetiminden kimler geldi, kimler geçti bir düşünün...
SEÇİM YAPMA ZAMANI
Şu anda F.Bahçe Kulübü'nün adı 'Yıldırım-spor Fenerbahçe A.Ş'dir. Aziz Yıldırım kardeşiyle beraber bu kulübü babasının çiftliği gibi idare etmektedir.
Hiç kimse kulübün hesaplarını bilmemektedir.
Aziz Yıldırım istediği kadar "Biz şuna denetleniyoruz, buna denetleniyoruz" desin.
Kendisi çok yakın zamanda şu cümleyi söylemiştir: "Bu kulüp yıllarca bakkal gibi idare edildi. Yeni bir düzene girmemiz lazım" Bunun üzerine bir CEO geldi. Bu CEO çok kısa zamanda çalıştı sonra bir zamanda istifasını basıp gitti. Bakkal gibi idare edilen (Aziz Yıldırım'ın sözüdür) tekrar bakkal gibi idare edilmeye döndü. Ve bugünlere gelindi.
Bakınız arkadaşlar Mustafa gelmiş, Aykut gelmiş, Pereira gitmiş, Advocaat gelmiş hepsi hikaye. Önemli olan Yıldırım-spor'un Fenerbahçe Kulübü üzerindeki tahakkümüdür.
Bu bizleri ilgilendirmez. Biz spor yorumcusuyuz.
Bunun sorunu Fenerbahçeliler'indir.
Peki Fenerbahçe'yi sevenler, Fenerbahçe'ye gönülden bağlı olanlar şu anda ne yapıyorlar.
Fazla sesleri çıkmıyor. Tavırları maça gitmeyerek gösteriyorlar. Çünkü artık Fenerbahçe'nin bir seçim yapma zamanı. Yoksa Advocaat gelmiş, Pereira gitmiş, Ersun Yanal gönderilmiş, Aykut gönderilmiş, Mustafa'ya "Sen mi şampiyon yaptın?" denilmiş. Bunların hepsi hikaye.
Fenerbahçe çeyrek finali kimle oynadıydı? Zico ile aynen yarı finali oynayan Aykut gibi. Neredeler?
Arkadaşlar bakınız varsa yoksa Yıldırım-spor Fenerbahçe A.Ş. 18 yıldır abi-kardeş Fenerbahçe'yi yönetiyorlar. Bu 18 yılda yatırılan paralar, kazanılan şampiyonluklar, yapılan işler eğer başarılıysa Yıldırım- spor A.Ş. devam etmeli, yoksa gitmeli.
F.BAHÇE'DEN MANDELA ÇIKMAZ
Bakınız şu anda Galatasaray neredeyse 40 bin kişiye oynuyor, Beşiktaş 35 bin kişiye oynuyor, Fenerbahçe kaç seyirciye oynuyor?
Ortalama 10 bin. Ama Türkiye'nin makus kaderi bu. Bizim kulüplerimizin bir kısmı da böyle, partilerimizin bir kısmı da böyle.
Partilerimizde parti liderleri 5-6-8 seçim kaybediyorlar ama hâlâ partilerinde liderler.
Sonra da kalkıyorlar devamlı seçim kazanan parti veya partilere sallıyorlar. Yahu arkadaşlar başarısız olduğunuz yerden gidin.
Gidin ki; başkaları gelsin.
Fenerbahçe şu anda doğru idare edilirse, kurumsal bir hale gelirse, bırakın Türkiye'yi Avrupa'da en üst düzey 10 kulübün içerisine girer. Ama bu zihniyetle giremez. Bakın şahıslardan bahsetmiyorum şu anda. Mantıktan bahsediyorum, gerçekten bahsediyorum.
Fenerbahçe seyircisi Türkiye'de takımına en fazla sahip çıkan seyirci. Forma dersin alır, seyahat dersin gider, kombine de alır.
Kulübü için her şeyi yapar. Sonuç?
Sıfıra sıfır, elde var sıfır.
Peki Fenerbahçe'de bu kulübü çuracak beyinler yok mu? Kesinlikle var hem de çok fazla ama korkuyorlar. Neden biliyor musunuz?
En ufak öne çıkana belden aşağı vuruyorlar. Demokratik şekilde vurmuyorlar. Akıl almaz saçma sapan iftiralar atılıyor ve kimse bu konuda korktukları için çıkamıyor.
Peki Yıldırım-spor Fenerbahçe A.Ş.'den sonra Fenerbahçe'ye başkan olacak şahsı neler bekliyor? 18 yıl görev yapan Yıldırımspor Fenerbahçe A.Ş'de acaba hesaplar nasıl tutuldu? Yeni gelen yönetim geri dönüp bu hesapları incelediğinde acaba açıklar bulur mu? Veya her şey çok doğru ve temiz mi yapılmıştır?
Yıldırım-spor yönetimi gelecek şahsa bunları bırakırken acaba bazı şartlarla mı bırakacaktır idareyi? Bunlar da Yıldırımspor Fenerbahçe A.Ş için önemli konulardır.
Bakınız Güney Afrika'ya gittim. Oradaki işkence yerlerini gezdim. Şu andaki Fenerbahçe seyircisi maalesef bu işkenceleri görüyor haksız yere. Onun için de "Fenerbahçe'ye bir Mandela lazım" diyorum. Ama bu kongreden Mandela çıkar mı? Çıkmaz.
Advocaat, bundan evvelki teknik direktör Pereira birinin yaptıkları ve gönderilme zamanı, geldi diğeri. Onun verdiği beyanatlar.
Peki Advocaat öyle yerlerde öyle konuşmalar yapıyor ki ben çok düzgün bir yönetici olsam onu dakikada gönderirim...
KURBANLIK KOYUN DİCK
Ama AKILLI yöneticiysem göndermem.
Önümde oynayacağım 5-6 maçı iyi geçirirsem zaten sorun kalmaz. Ama bu maçlar kötü giderse 'kurbanlık koyunum' hazır: Advocaat.
Her şeyi ona yıkacağım, onu yollayacağım, benim Ali'yi, Veli'yi Hasan'ı getirmek için bir şansım daha doğacak.
18 senedir yaptığım gibi.
Aptal mıyım Advocaat'ı şimdi yollayayım! Çünkü Advocaat'ı şimdi yollarsam artık seyirciyle direkt ben muhattabım.
Yani şark kurnazlığı.
Ama öbür türlü elimde bir tane Advocaat var. Advocaat ne diyor?
Fenerbahçe'nin adını bile kullanmıyor.
"Ben bu kulüp için buradayım" diyor. Bu bile Advocaat'ı yollamaya yeter.
Ama neden yetmediğini görüyorsunuz.
18 yıldır Fenerbahçe 'aile takımı' yani Yıldırımspor Fenerbahçe A.Ş.'yi Abi-kardeş idare ediyorlar. Galatasaray, 'lisenin takımı', Beşiktaş 'halkın takımı' Karşıdan görüntü o, aksini iddia edenlerle sonuna kadar tartışırım çünkü ben üçünü de tutmuyorum. Ankaragüçlüyüm, büyük resme karşıdan bakıyorum.