Manisaspor karşılaşması şike soruşturmasıyla dillerden düşmeyen Fenerbahçe'nin adını dünyaya duyurmaya yetti. Tabii olumlu bir şekilde...
Futbol Federasyonu seyircisiz oynama durumunu kaldırdı. Bunun yerine kadın ve çocukların maçları ücretsiz olarak izleyebileceğini açıkladı. Artık Türkiye'de seyircisiz maç oynanmayacaktı.
Kadın ve çocukların 55 bin kişilik Şükrü Saracoğlu Stadı'nı doldurabileceği kimsenin aklına gelmedi. Ama zor günler geçiren sarı-lacivertli takımın seyircisi vefalıydı. 80 yaşındaki teyzeler kulüp binasının önünde sıraya girmiş, maç bileti almak için bekliyordu.
Karşılaşma başladığında tribünler hınca hınç doluydu. Dışarıda da içeri girme ümidiyle bekleyen binlerce kişi vardı.
TÜM DÜNYAYA DUYURDUDünya medyası bu görülmemiş durumu manşetlerine taşıdı. Yaralı Kanarya yine bir ilke imza atmış ve adından bahsettirmeyi başarmıştı. Örneği olmayan maçta yaşananlar "örnek" olunacak cinstendi.
Tarihinde ilk kez parfüm kokan Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yaşananlar, dünya futbol tarihinde bir ilkti. Kadın ve çocuklardan oluşan taraftarlar, heyecanlarıyla erkeklerden daha fazlasını yaptı. Erkekler kaldırımda, kadınlar tribünde takımlarına destek verdi.
Şike soruşturması sürecinde üzerine düşeni hep fazlasıyla yapan Fenerbahçe taraftarı, bir kez daha 'destek' kelimesinin anlamını herkese öğretti.
Karşılaşma 1-1 sona erdi. Tribünleri dolduran kadın ve çocuklar galibiyet göremedi. Kaybedilen 2 puandı ancak kazanılan çok daha fazlasıydı.
Sadece şampiyonluk değil onur mücadelesi veren Fenerbahçeli oyuncular insanüstü bir gayretle mücadele ediyordu.
Takımdan ayrılan futbolcular yüzünden gücü yarı yarıya azalan sarı-lacivertliler, İnönü Stadı'na yenilmezlik unvanıyla geldi.
Herkes maçın favorisi olarak Beşiktaş'ı gösteriyordu. Quaresma'lı, Simao'lu Beşiktaş karşısında galibiyeti kaçıran taraf Fenerbahçe'ydi. Zor bir sınav daha atlatılmıştı.
Aykut Kocaman'ın zor şartlarda hazırladığı takımın eksikleri her geçen gün biraz daha kendini göstermeye başladı. Özellikle forvet sıkıntısı ayyuka çıkmıştı. Kocaman'ın transfer listesinde dahi yer almayan Bienvenu, Emenike ve Niang'ın gidişinin ardından apar topar transfer edilmişti.
Ancak bir türlü bekleneni veremiyor, kulübede bekleyen Semih ise 'nöbetçi golcü' sıfatından her geçen gün daha da uzaklaşıyordu.
KAPTAN ALEX KAPIYI ÇALDI
Forvet hattında alternatifi bulunmayan Kocaman'ın takımı gol sıkıntısı çekiyordu.
Büyük ümitlerle transfer edilen Sezer, Özer gibi isimler kendilerinden beklenen performansa bir türlü ulaşamadı. Buna yoğun maç trafiğinden oluşan sakatlıklar da eklenince 'yeterli' düzeyde 11 oyuncuyu sahaya çıkarmak her geçen maç daha da güçleşti.
İşte o tarihlerde kaptan Alex, Aykut Kocaman'ın Samandıra Tesisleri'nde bulunan odasının kapısını çaldı. İkili yaklaşık 1 saat süren bir görüşme yaptı:
Alex: "Hocam takımın durumu hiç iyi değil. Gol atamıyoruz. Kadro kalitemiz ligi taşıyacak düzeyde değil."
Kocaman: "Bunu ben de görebiliyorum.
Ancak şu anda yapacak bir şeyimiz yok. Devre arasında transfer yapmak için çalışmalar yapıyoruz."
YANLIŞ KADRO İLE ÇIKTI
Gerçekler yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlamıştı. F.Bahçe'nin kurmayları acı gerçeği görüyordu. Yönetimin takımla ilgilenecek vakti yoktu. Şike soruşturması hepsinin tüm vaktini alıyordu. Kulüp spor kulübünden çok avukatlık bürosu gibiydi.
Avukatlarla toplantı üzerine toplantı yapılıyor, kulübün soruşturmadan en zararla çıkması için planlar yapılıyordu.
Galatasaray maçı gelip çatmıştı. 2000 yılından bu yana ligde rakibine hiç kaybetmeyen sarı-lacivertliler, tarihinin en zor sezonunda ezeli rakibinin karşısına çıkacaktı. Aykut Kocaman ve yardımcısı İsmail Kartal, derbi kadrosu üzerine kafa yoruyor, rakibi devirmek için taktik geliştiriyordu.
Ama Galatasaray maçında sahaya çıkan kadro, sarı-lacivertli takımın mağlup olmasına yol açtı. Eleştirilerin odağında sahaya yanlış bir kadro süren Aykut Kocaman vardı.
G.SARAY KARŞISINDA EZİLDİ
Fenerbahçe sadece kaybetmemiş ezeli rakibi karşısında deyim yerindeyse ezilmişti.
Yanlış kadro seçimi sarı-lacivertlilerin sonunu hazırladı. Maç sonrası basın toplantısı yapan Kocaman ve futbolcular mağlubiyetin sorumluluğunu üstlendi.
Kaybedilen karşılaşmanın adı Galatasaray maçı olunca acı daha da büyük olmuştu.
Takım otobüsünde kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.
Ayağa kalkan Volkan'ın söyledikleri takım arkadaşlarının moralini biraz olsun düzeltti: "Arkadaşlar sonsuza kadar kazanacak halimiz yoktu.
Elbette bir gün yenilecektik.
Zor bir sezon geçiriyoruz. Emin olun taraftarlar bizi anlayışla karşılayacaktır.
Kaybetmemiz için sezon başından bu yana her şey yapıldı. Buna rağmen çok iyi durumdayız. Tekrar ayağa kalkıp yolumuza devam edelim. Bu mağlubiyet dünyanın sonu değil."
BU KEZ HADDİNİ AŞMIŞTI
Bursa deplasmanında önce Cristian'la saha içerisinde kavga eden Emre, problemi soyunma odasına taşımış ve Aykut Kocaman'a da bağırıp çağırmıştı.
Bu affedilmez bir hataydı.
Soyunma odasında yaşanan kavga, gazetelerin manşetlerini süslüyordu. Emre bu kez haddini aşmıştı. Sinirli ve agresif yapısıyla bilinen milli futbolcuyu annesi Fatma Belözoğlu anlatıyor: "Oğlum aslında sinirli biri değildir. Çok uyumlu ve sevecendir.
Bazen ben bile onu sahada tanımakta güçlük çekiyorum. Galatasaray'da oynarken bile Fenerbahçe'yi tutuyordu.
Odasında sarı-lacivert bayrak ve posterler vardı. Oğlum haksızlığa hiç gelemez."
ALİ YILDIRIM DEVREYE GİRDİ
Ali Yıldırım: "Hocam bu hafta Trabzon maçı var. Bu karşılaşmanın ne kadar önemli olduğunu size anlatmama gerek yok. Ben Emre'yle konuşurum. Gelip elinizi öper, konu kapanır."
Bu konuşmanın ardından Emre, önce Aykut Kocaman'ın evine giderek özür diledi. Ardından bir basın toplantısı yaparak kamuoyu önünde af diledi.
NOKTA TRANSFERLER ŞART
Geçen sezon nefes nefese şampiyonluk mücadelesinin verildiği Trabzonspor'la ilişkiler çok gergindi. Karşılıklı verilen demeçler iki büyük camiayı karşı karşıya getirmiş oynanacak maçın önemini bir kat daha fazla arttırmıştı. Zorda olsa 1-0 kazanılan bu maç moralleri yükseltti.
104 yıllık koca çınar hiç şüphesiz tarihinin en zor sezonunu yaşıyor. Böyle bir ortamda ligin ilk yarısını ikinci bitirmek Fenerbahçe camiası açısından başarı kabul edilebilir.
Devre arasında yapılacak nokta transferlerle takım şampiyonluğun en güçlü adayı olur. Orta saha ve forvet hattına transfer şart. Psikolojik süreci çok iyi yöneten Aykut Kocaman'ın alınacak oyuncuları iyi seçmesi gerekiyor.