Gülsüm Tatar, yaptığı açıklamada, her sene daha güçlü rakiplerle mücadele ettiğini belirterek, ''Ancak, bu Avrupa Şampiyonası'nda rakiplerden çok hakemlerle mücadele etmek zorunda kaldım. Hemen her müsabakamda rakip lehine verilen haksız puanlara karşın, benim hak ettiğim puanları vermekte oldukça zorlandılar. Her şeye rağmen altın madalyaya uzandığım ve onlara rağmen şampiyon olduğum için çok mutluyum'' dedi.
Tatar, şampiyonluğa adım adım ulaştığını ifade ederek, ''Özellikle 4'üncü maçımdan sonra altın madalya alacağıma iyice inanmaya ve kendime olan güvenimi de tam anlamıyla kazanmaya başladım. Ardından gelen birincilik kürsüsü, önümüzdeki dünya şampiyonası öncesi beni daha da motive etti. Şimdi önümde iki hedefim var. Birincisi ve önceliği olan dünya şampiyonasında bir kez daha altın madalya alarak, 2012 Londra Olimpiyatları vizesini cebime koymak, ikincisi de ilk kez olimpiyatlara alınan bayan boks tarihinde Türkiye'ye ilk altın madalyasını kazandırmak'' diye konuştu.
Londra Olimpiyatları için bayanlar kategorisinde 51, 60 ve 75 kiloların kabul edildiği, bu nedenle olimpiyatlarda mücadele edebilmek için 4 kilo düşmesi gerektiğinin altını çizen Gülsüm Tatar, şunları söyledi:
''Ancak, zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır. Bunun için kilo düşülmesi gerekiyorsa, düşerim. Bu durum beni asla zorlamaz. Ülkem için, başarı için katlanamayacağım hiçbir şey, çekmeyeceğim hiçbir çile yoktur. Avrupa'da sözde seri başıydım. Fakat birçok maç yapmak durumunda kaldım. Şimdi 2012 Dünya Şampiyonası'nda da seri başı olarak mücadele edeceğim, umarım orada seri başı avantajımı kullandırırlar.''
Diğer altın kız Şemsi Yaralı
Avrupa Şampiyonası'nda rakiplerini bir bir dize getiren 81 kilo boksörü Şemsi Yaralı ise yaptığı açıklamada, kadınlar için yüzlerinde oluşan morlukların ve şişliklerin pek doğal karşılanmadığını vurgulayarak, ''Ancak, bizim için öyle değil. Bizler artık boksun birer parçası olmuşuz ve bu sporu severek yapıyoruz. Örneğin, benim şampiyonadaki maçlarımda her ne kadar koruyucu kask da kullansak, yüzüme aldığım darbelerle hem morluklar ve şişlikler oluştu, hem de dişlerimi halen daha hissetmiyorum. Her şeye rağmen müsabaka sonrası yüzümde oluşan morlukları ve şişlikleri, kazandığım madalya nedeniyle hiç önemsemedim'' şeklinde konuştu.
Yaralı, özellikle final maçında karşılaştığı Rus rakibi karşısında bir ara umutsuzluğa kapıldığını itiraf ederek, ''Final maçında 'asla yenemem' dediğim rakibimi, kendime olan güven duygum sayesinde yendim. Bu başarımızda şampiyona öncesi çok iyi bir hazırlık kampı geçirmemizin ve hocamızın katkısı büyük oldu. Önümüzde bir dünya şampiyonası var. Hedefim önce ikinci kez dünya şampiyonu olmak. Londra Olimpiyatları için benim sıkletim kabul edilmedi. Oraya da arkadaşlarıma destek vermek için gideceğim. Umuyorum en kısa sürede olimpiyatlara benim kilomu da dahil ederler, ben de bu büyük organizasyonda bayrağımızı göndere çektirip, İstiklal Marşımızı dinletirim.''