Hani güreş müsabakalarında cazgır "İki er çıktı meydane" diye başlatır ya güreşleri... Dün de öyle bir maç oldu. Çok fazla teknik taktik olmadı.
Beşiktaş ile Çaykur Rizespor iki pehlivan gibi karşılıklı güreşti. Birbirlerine hiçbir şekilde önlem almadılar. İki takım da birbirini rahat rahat oynattı.
Halı sahada bu kadar rakibe pozisyon verilmez. Beşiktaş dünyaları kaçırdı dersiniz ama, Çaykur Rizespor da bayağı pozisyon kaçırdı.
Siyah-beyazlılar, güzel paslaşıyor, göze hoş gelen işler yapıyorlar. Ama 3-0 yapamazlarsa, maç hemen tehlikeye giriyor.
Bakın, Beşiktaş'ın bu kaçıncı maçı, son dakikaları kabus olarak geçirdiği! Rakibi resmen davet ediyorlar. Bir yere kadar siyah-beyazlı oyuncular takım için oynuyorlar, ama o bir yerden sonra kendilerine oynamaya başlıyorlar.
Bu işte mesela Sosa'yı ayırabiliriz. Çünkü o devamlı takım için oynuyor. Defanstaki Marcelo, tuhaf işler yapıyor. El bombası gibi! Öyle bir penaltı yaptı ki yenilir yutulur gibi değil. Aslında yanında sarı kart da lazım. Ama hakem bu penaltıyı 15 dakika (!) geç verdi. Onu da hakem, yardımcı hakem, çizgi hakemi konuştular. Sonunda yardımcı verdi.
Sakatlık tehlikesi baş gösterdi
Kerim Frei, Beşiktaş için önemli bir oyuncu. Şenol Güneş, onu gerektiği kadar kullanmadı. Maç eksiği var. Kuvvetli olduğunda müthiş işler yaptı, ama sonra maçsızlıktan dolayı güçsüzlüğü ortaya çıktı.
Sosa, Kerim ve Oğuzhan çok iyi üçgenler yaptılar.
Rizespor'un bu üçlüyü bozması gerekirdi. Ama onların oynamasına müsaade ettiler. "Onlar da oynasın, biz de oynayalım" dediler... Böyle düşünürsen kalitesi yüksek olan oynar ve kazanır, siz seyredersiniz.
Gomez'e çok fazla yardım gitmiyor. Defansın arasında tek kalınca istediklerini yapamıyor, sinirleniyor.
İsmail Köybaşı sezona iyi başladı. İyi çıkış yaptı.
Ama maalesef aynı çıkışını sürdüremiyor. Bazen kolay yapacağı işleri de yapamıyor. Güç olarak sezon başındaki gibi değil. O da onun bileceği bir iş!
Ama Beşiktaş için bir tehlike baş göstermeye başladı.
Sakatlıklar... Quaresma ve Oğuzhan. Tolgay geldi bu ikisi gitmeye başladı. Aslında Beşiktaş tek kulvarda oynuyor. Bu sorunun da cevabı Şenol Güneş'e ait.
Beşiktaş'ın hatası şu oldu; rakibini yakalamışsan ümüğünü sıkıp orada işi bitireceksin. Can çekişirken bırakırsan, kendine geldiğinde seni kötü ısırır. Rize'de 2-1'den sonra bir şok yaşayabilirlerdi.
Hakem için çok zor maç olmadı. Zaten Beşiktaşlı oyuncular, hakemi zorlayamıyor. Böyle olunca hakem için kolay maç oldu.
Ama net penaltı olan pozisyonda kararı bu kadar düşünüp, konuşarak vermeleri şunu gösteriyor. Hakemler ne kadar çoğalırsa o kadar yetkiyi birbirlerine atıyor. Pozisyondan korkuyorlar, kaçıyorlar.
Yani nerede çokluk, orada .okluk!
Karadeniz'deki ilk viraj geçildi
Beşiktaş, bu hafta Karadeniz'de iki hayati önem taşıyan maça çıkacaktı. Bunlardan ilki, Rize deplasmanında kayıpsız geçildi. Salı günü rakibi Trabzonspor... Var olmak ya da olmamak mücadelesi... Sebebi de şu; Beşiktaş bu iki maçtan 6 puan çıkarırsa liderlik koltuğuna oturacak, sonraki bütün maçlarını da alırlarsa şampiyon olurlar. Bu bir takım için, onu da bırakın futbolcular için çok önemli bir olaydır. Yani sen oynarken, aklın rakibinde olmaz. Sırf kendi rakibinle, maçınla uğraşırsın. Bu çok önemlidir.
Şimdi Beşiktaş son viraja girdi.
O dönemeç de Trabzon'da... Kazanırsa son düzlüğe lider girecek. Ondan sonra artık gücü yeten yetene...