Deplasmandaki Eskişehirspor maçını hatırladım bu maçı izlerken. Orada da 2-1 bitmişti, laubalilik mi diyeyim, telaş mı diyeyim bilemedim ama bu maç da Eskişehir'deki maçı hatırlattı, son bölümde pozisyonlar verdi. Beşiktaş ilk yarının tamamında tok, tabanca gibi takımdan uzak, kırılgan bir yapıda oynuyor.
Oğuzhan'ın son 1 aylık düşüşü, Sosa'nın düşüşü sebebiyle bloklar arasında eski darlık yok. Alan genişleyince yoruluyorlar. Kaldı ki Beşiktaş'ta Gökhan diye bir oyuncusu var. Hem sakat hem form problemi yaşıyor. Olcay gol kaçırıyor, güvenini kaybediyor yavaş yavaş. Tık tık pas yapan Beşiktaş oyununda en önemli etkenlerden biri Atiba'nın öne doğru pas yüzdesiydi, onda da düşüş var. Sezon başı Beşiktaş bu oyunla bu kadar gol atıyor olsa "Kolay değil" derdim.
Bir yandan da şampiyonluğa giderken iki stoperini birden kaybediyorsun, hiç kolay değil.
Stoper; pozisyon oyununun geçerli olduğu bir mevkii...
Ben geçenlerde Napoli'yi seyrettim. Napoli'de dikkatimi şu çekti, 3-1 maç. Chievo'ya karşı rakip taç kazandı, 6 kişi birden geldi. Beşiktaş da böyleydi. Şimdi Beşiktaş'ı böyle göremiyoruz. Oyundaki düşüş mü, baskı mı, bilemiyorum. Napoli nasıl yapıyorsa Beşiktaş da böyle bir takımdı, yine öyle olmalı.
Bu maçta Beşiktaş adına 7-1'lik bir skorun üzerine de bir yazı yazıyor olabilirdik. "50 tane attıysak bir o kadar da kaçırdık" diyebilir Beşiktaşlı oyuncular. Misal, son iki 90 dakikada özetten rakipleri çıkarıp sadece Beşiktaş gol pozisyonlarını versen 3 dakikalık özetlere sığmaz. Bu iyi bir özellik Beşiktaş için ama başarı için daha sıkı haline geri dönmesi de gerekiyor.
Rakiplerini daha çok yoruyordu.
Rakipler maç sonlarında diri kalmıyordu.
Bunun karşılığında 52 tane gol attı. 2 gol ortalamasını geçiyorlar.
Beşiktaş önce hücumdan başlayıp oradan savunmayı kurgulayan bir takım.
Ligi savunmacı Fenerbahçe mi kazanacak, hücumcu Beşiktaş mı, soru bu.
Artık stres başlar
Beşiktaş fikstürde iki maç geriden giderken 'Baskı yaratıyor mu?' derken oyuncular, "Biz kendi işimizi yapıyoruz" diyorlardı. Fakat 23, 24. haftalarda bu stres yavaş yavaş başlar. Ligin sonuna doğru "Aman, ya kazanamazsam" diye düşünürsün. Böyle maçlar olacak. Erken gol, hatta 2 farklı skorlar gelmedikçe bu stres sahaya da ister istemez yansıyacaktır. Öyle gözüküyor ki bu şampiyonluk yarışı sezon sonuna kadar gidecek, stresli de gidecek.
Beşiktaş da, Fenerbahçe de sezonun ilk yarısındaki gibi nispeten kolay oyunlar sergileyemez. Artık son viraja yaklaşılırken küçük hatalar farkı belirleyecektir.
Beşiktaş mı yapar Fenerbahçe mi bunu kestirmek zor.