Grup kuraları çekildiğinde 'Çok zor' diyen de 'Biz bunları üzeriz' diyen de oldu.
Maçlar yaklaştıkça 'Biz bu işi götürürüz'e gelindi. Maçlar başlamadan önce hazırlık maçları dahil Milli Takım'ın görüntüsü iyi değildi.
Ama maalesef biz pompayı fazla seviyoruz, habire pompaladık.
Benim için Milli Takım'ın aldığı bu sonuç sürpriz değil. Hatta daha da ileri gideyim, ben Çek maçını da alacağımızı düşünmüyordum.
Zaten adamların iki topları direkten döndü. Biz de bulduğumuzu attık. Futbolda her şey var, tamam... Kötü oynarsın, maç kaybedersin ama bir şeye hakkın yok; kötü mücadele etmeye...
Milli Takım futbolcuları, ikinci maçtan sonra üçüncü maça kadar kendilerini motive ettiler... Ne ile, prim sıkıntısı, tribünlerden yapılan protestolar, Arda'nın ıslıklanması...
İğrenç bir mücadeleydi
Milli Takım, ilk iki maçta kötü demeyeceğim, iğrenç bir mücadele gösterdi... Hepsinin havası sanki Ronaldo, sanki Messi... Tepkileri yiyince tavır koymalar başladı, şans eseri üçüncü maç kazanılınca başta milli takım teknik direktörü Fatih Terim ve kaptan Arda, herkesten hesap sormaya kalktı. Sanki Avrupa Kupası'nda finale kalmışlar, Türk insanı onları haksız yere tenkit etmiş ama hesabı soran onlar... Aslında bu Türk insanına karşı hesap vermesi gerekenler onlar. Kardeşim siz para yüzünden birbirinize girmediniz mi?... Benim Milli Takım Teknik Direktörüm sizleri aleni suçlamadı mı? Buraya kadar işin bir tarafı, bir de öbür tarafına dönelim;
Önemli bir ayrıntı var
Fatih Terim'in kızlarına küfür edilmiş, Terim'e küfür edilmiş, Arda'ya... Son derece iğrenç şeyler...
Buraya kadar da tamam. Ama bakınız şu ayrıntıya herkes dikkat etmeli.
Fatih Terim'in yaptığı iş zor bir iş...
Herkes futbolu biliyor. Yolda kimi görseniz "Milli Takım'ın hali ne olacak" diye soruyor. Böyle bir ortamda Fatih Hoca'nın kızlarının da, damatlarının da hareketlerine dikkat etmeleri gerekir. En ufak bir tepkide bitişik locanın içine yürüyüp, küfür edersen, "Ben Fatih Terim'in damadıyım" dersen Fatih Terim'i de zor durumda bırakırsın. Fatih Terim'in çocukları olmak da zor...
Basından uzak durmak zorundasın.
Basını kullandım sanırsın ama açığını buldu mu basın sana çakar.
Tamam Fatih Hoca, "Yahu kardeşim benim çocuklarım bir yere kadar konuşurum" diyebilir. İnsan çocuğuna da bir yere kadar laf geçiriyor. Ben magazin sayfalarını açtığımda Fatih Terim'in kızları ve damatlarına rastlıyorum. Haliyle de onlar olayların içine girip, muhatap oluyorlar. Soruyorum sizlere;
Fatih Terim'in eşini gazete sayfalarında, magazin sayfalarında, haberlerde kaç kere gördünüz? Ben Fatih Terim'in eşini gazetelerde çok az görenlerdenim.
Çok kimse de Terim'in eşini yolda görse tanımaz. Peki kim doğru yapıyor, kim hatalı... Fatih Terim'in kızları ile damatları hatalı, helâl olsun Fatih Terim'in eşine...
Davranışları ve hareketleri 10 numara... Tebrik ederim.
Türkiye bunu hak etmiyor
Bakınız; Alman Milli Takımı her turnuvada favoridir. Neden?
Adamlar bütünü ile birlikte sistemi oturttuğu için... Almanya'da A Milli Takım teknik direktörünün alacağı para bellidir. Dünya Kupası ya da Avrupa Şampiyonası'na giderken şampiyonluk halinde alacakları para da bellidir. Kimse çingeneler gibi prim pazarlığı yapmaz. Sistemi koyarsın, makine çalışır. Peki Türkiye'de bu sistemi koymamışsın ki benim Milli Takım'ım dünyaya rezil oluyor. Türkiye'de futbol oynamaya gelen ithal oyunculara, euro bazında para veriyoruz. Türk Milli Takımı'nda oynayanlara neden euro bazında prim veriyoruz da Türk Lirası vermiyoruz.
Bir kişi çıkıp da bunu bana izah eder mi? Peki bunun sorumlusu kim?
Biz kimden hesap soracağız? Benim Milli Takımlar teknik direktörü Fatih Terim'den daha da ötesi TFF Başkanı'ndan.
Peki şu ana kadar hesap veren var mı? Yok... Hani atıp tutuyorlardı.
Her tarafa tehdit savuruyorlardı.
Ne oldunuz? Türk insanı olarak bunları hak etmediğimi düşünüyorum.
Milli Takım, oynamayan futbolcuların çoğunlukta olduğu bir takımdı.
Onun için de başarısız olması doğaldı. Peki bunu da halledecek kimdi? Fatih Terim... Niye? Gökhan Töre'nin silah olayı çıktı ve bu uzadı. Bundan en büyük zararı da Milli Takım gördü. Ağır davranıldığı için Ömer Toprak, "Gökhan Töre varsa ben gelmem" açıklaması yaptı. Fatih Hoca bu olayı çözemedi. "Stoperim yok" dedi Mehmet Topal'ı yerinden etti.
Menajerlerin etkisi?
Böyle olunca da hem Mehmet Topal'ı oynattığı yerden verim alamadı hem de Topal oynadığı yerde istenilen verimi veremedi.
Peki alternatif var mıydı? Ömer Toprak... Peki bu işi yurt içinden çözemez miydik? Çözerdik. Başakşehir'de Yalçın diye bir çocuk var. Bu çocuk oynarsa arkasında da alıştığı bir kaleci var. Ama çağrılmıyor bile.
O zaman milli takıma çağrılanlarda menajerler çok etkili oluyorlar mı? Milli Takıma gitmek için belli menajerlerin safına mı geçmek lazım? Herkes bir şeyler söylüyor, kimsenin ağzı torba değil. Bunların da açıklığa kavuşturulması gerekir.
Babacan'a 10 puan
Volkan Babacan, Volkan Demirel'in stadı terk etme olayından sonra "Milli Takım tam bitti" dediğimiz noktadayken kaleyi devraldı ve bugüne kadar geldi.
Milli Takım oyuncularına 10 üzerinden puan vermeye kalksam bir çoğu sınıfta kalır. 6-7 vermekte zorlanacağım oyuncular olur ama aralarında bir tek Volkan'a 10 üzerinden 8 veririm. Bu oyunculuğuna... Peki duruşuna ve adamlığına? 10 üzerinden 10... Yalnız sakın şunu unutmayın, Volkan Babacan ile hayatımda karşılaşmadım. Oturup çay içmişliğimiz bile yok.
Milli Takım'da oynayan oyuncular sakın ağlamasınlar... Bu Milli Takım basın tarafından bu turnuvada el bebek, gül bebek beslendi.
Bazı şeyler bilindiği halde yazılmadı.
"Bugün yeri değil" denildi. Yani kıyak yapıldı. Arada yalaka olanlar da vardı. Tabii firmaların davetlisi olarak oraya uçaklarla götürülüp ağırlanan basın mensuplarından bahsetmiyorum.
Onların çoğu yalakalık yapmaya mecburdu, yaptılar da... Tarih profesörü TRT'de bir şeyler söylemiş. Söylediklerini okudum normal şeyler...
Anlamadığım bir şeyler var. Bu ülkede tarih profesörü olunca sadece tarihten mi konuşacak.
Futbol profesörü olup tarihten söz eden çok insan var. Siyasetten bahsetmek için illa milletvekili mi olmak lazım. Böyle saçma bir şey olabilir mi. Hem TRT'ye hem de Ahmet Şimşirgil'e linç girişimine girildi. Yapılanlar haksızdı.
Beyler, yoldaki insanı alakadar eden işleri yaptığınız zaman her şeye muhatap olacaksınız. Küfürkafir- şiddet hariç. Oh ne ala dünya, kimse sizi eleştirmeyecek, "Bizi eleştiren tarih profesörüymüş..." Geçiniz...
Maalesef, uçak hep türbülansta gidiyor bazıları için.
Milli Takım hocasıysan...
O türbülans ülkeye de tesir ediyor.
Oradan çıkamıyorlar. Bunu defalarca söyledim; sempatik olmaya mecbur değilsiniz ama antipatik olmayacaksınız.
Kulüp takımı çalıştırabilirsiniz.
O taraftar bizden sorumludur.
O sizden hesap sorar.
Türk Milli Takımında teknik direktörseniz;
Türk halkına hesap vermeye mecbursunuz. Bak Fatih Hocam, Türkiye'de maalesef, "Türk Milli Takımı mağlup olsun da bu Terim gitsin" diyen çok adam var.
Bu cümleyi de söyleyene değil söyletene bak. Dost acı söyler.
GÖKHAN GÖNÜL KENDİ OYUNUYLA TUŞ OLDU
Fenerbahçe'den Gökhan Gönül Beşiktaş'a gitti... Zaten 1 ay önce ön protokol imzalanmıştı.
Gökhan Gönül, Fenerbahçe Kulübü'nden isteklerinde haklıydı. Gelen yabancı futbolculara ödenen imza paralarının bunların bazısı hiç oynayamadı, onların parasının yarısını Gökhan talep etti.
Ama yönetim vermedi.
Menajerini kulübe almadı. Yani Gökhan Gönül'ü yolladılar. Bu sefer ne yaptılar. Ellerinde ikinci bir milli bek olmasına rağmen seyirci protestosundan korkarak bek almaya kalktılar. Ve tonla para verecekler.
Gökhan para için gitmedi
Peki şimdi burada Fenerbahçeli yöneticiler diyorlar ki "Gökhan Gönül para için gitti." Gökhan Gönül para için gitmedi ama duyduğum kadarıyla başka bir yerde hata yaptı.
Beşiktaş'la ön anlaşma imzalarken orada bir tazminat maddesi vardı. Ve o tazminat maddesi Gökhan'ın elini bağladı.
Gökhan Gönül'ü gönderen Aziz Yıldırım'ın elini güçlendirdi.
Yani Gökhan Gönül kendi oyunu ile tuş oldu...