Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'ye büyük hizmetler etmiş ve çok sayıda tesis kazandırmış başkanların başında gelir. Sarılacivertli camia için gerektiğinde sağlığından da fedakarlık yapmaktadır. Ama bu çabaları gösterirken bazen çok hassas davranıyor. "Buluttan nem kapmak" diye bir deyim vardır. Başkan da sitem değil, en ufak imadan alınıp böyle hareketleri kendisine yapılmış kabul ederek ona göre davranıyor. Kendisinin seçtiği bazı değerli yönetim kurulu arkadaşlarını dışlamasının yanında bazı futbolcuları da kulüpten uzaklaştırıyor. Serhat, Tayfun, Servet, Ali Güneş, Mustafa Doğan ve Nobre bu nedenle en iyi zamanlarında kulüpten ayrıldılar. Şimdi de Kazım, Önder ve Semih topun ağzında. Sahaların huysuz çocuğu Kazım, kulübe karşı kusurlu davranmadığı halde ve takım için lazımken kadro dışı bırakılıyor. Keza Önder bir deplasman kadrosuna alınmadığı için üzüntü ve hırsından elini sakatlıyor.Bu iki futbolcuyu gözden çıkarmak ve 5 ile 3 milyon euro bonservis ücreti koyarak satılmalarına da engel olunuyor. Semih ise çağırılıp bir görüşü bile alınmadan mukavelesi uzatıldığı için küstürülüyor.
Eurolig'i boşverin Büyük başkan, örf ve adetlerimize göre büyükler affeder. Bu üç futbolcu kulübe ve size karşı bir terbiyesizlikte bulunmadıkları, üç cephede savaşan takımın onlara ihtiyacı olduğu, Daum ile futbolcu arkadaşlarının da affedilmeleri istendiği göz önüne alınarak gereği yapılmalıdır. Unutmayın ki "üç yıl üst üste şampiyonluk" sözünüz de var. Basketbol takımımız Eurolig'de devamlı hezimete uğradığı, az farklı yenilgiler alsa bile Fenerbahçe'nin hedefi olması gereken şampiyonluk ve ilk sıralardan uzak bir güçte bulunduğu için Avrupa sevdasından vazgeçmelidir. Siena maçındaki farklı yenilginen nedeni üç gün önceki zorlu ve yorucu Aliağa karşılaşmasıdır. Efes ile başa çıkmak için iç sahadaki maçlara önem verilmelidir.
NOT: Sayın başkandan, spor yazarı Alaattin Metin'in yönetim kurulunda hangi görevde bulunduğunun açıklanmasını tekrar rica ediyorum.