Beşiktaş Dergisi'nin ocak 2010 sayısına konuşan Denizli, takımına güvenerek bunları söylediğini anlatarak, ''Biz en az geçen yılki kadar bu
şampiyonluk yarışında iddialıyız. Bu takım normal çizgisinde olduğu zaman da bu iddiasını gerçekleştirir. Bundan hiç kimsenin, hiçbir Beşiktaşlı'nın şüphesi olmasın. Beşiktaş bu ligin belirleyici takımıdır ve kendi durumunu da yine kendisi belirleyecektir. Geçen yıl kazandığımız unvanları bir defa bizden almaları için olağanüstü çaba sarf etmeleri ve başarı çizgisine yaklaşmaları lazım. Biz ancak ve ancak bütün bunları aldığımız sonuçlarla, oynadığımız futbolla gerçekleştiririz'' diye konuştu.
Denizli, önlerindeki takımlarla aralarındaki farkların 1-2 maç çizgisine endeksli olduğunu kaydederek, ''Neticede bu takımlarla da biz içerde ve dışarda mücadele edeceğiz. Beşiktaş'ın neyi başarıp neyi başaramadığını da o zaman daha rahat göreceğiz'' dedi. ''SON 3 MAÇTAKİ PUAN KAYBINA ÇOK SİNİRLENDİM''
Ligin başladığında yaşadıkları tablonun normal olduğunu belirten Mustafa Denizli, son 3 haftada 7 puan kaybetmelerine ise çok sinirlendiğini vurguladı.
Denizli, geçen seneki yolu tekrar yürüyeceklerini anlatarak, ''Ligin başında ve sonunda aldığımız sonuçlarla düşündüklerimizin biraz uzağında kaldık. Ligin başında yaşadığımız tablo normaldi, benim beklemediğim bir tablo değildi. Ancak son oynadığımız Diyarbakır, Manisa ve Bursa maçlarındaki kayıp 7 puan, benim düşüncelerimin çok uzağında bir kayıptır. Ben her şeye optimist yaklaşan bir insanım, ama bu üç maçtaki kayıplara çok sinirlendiğimi açık açık söyleyeyim'' şeklinde konuştu.
Yine takımlarının bunu telafi etmesinin gerektiğini söyleyen tecrübeli teknik adam, şöyle devam etti:
''İki sezon arasındaki en önemli fark; geçen yıl rakiplerimiz bizi belirgin bir korku unsuru olarak görmezken, bu sene korku unsuru olarak görüyorlar. Bunu ikinci yarıda da hissedecekler. Bu durum bizim için zaman zaman avantaj zaman zaman dezavantaj olabilir. Çünkü hepsinin aklında 'Bak geçen yıl bunlar yaşandı. Böyle bir Beşiktaş yine gelecektir' düşüncesi belki onları biraz daha fit durumda tutar. Ama neticede nereden bakarsan bak, bir de bunlarla bizim oynayacağımız maçlar var. Yani artık şampiyonluğun birinci derecede belirleyicisi bu beş takımın kendi arasında oynayacağı maçlar olacak. Peki bizim bu ilk beşle yapacağımız maçlar bizi nasıl etkiler? Tabloya baktığımız zaman üçüne kaybetmişiz; Galatasaray, Kayseri ve Bursa'ya. Fenerbahçe'yi yendik. Böyle bir tablo ikinci yarıda da oluşur mu? Söz konusu değil. Nerede oynarsak oynayalım böyle bir tablo bir daha olmaz. Beşiktaş'ın ilk yarıda bu dört maçtan üç puan alması, ilk yarıdaki puan cetvelindeki yerinde belirleyici unsurlardan biri oldu. Dolayısıyla buradaki tabloyu değiştirecek güce sahip olan bir takım Beşiktaş. Bütün bunların değerlendirmesini tabii ki biz kendi içimizde yapacağız.''
''ŞAMPİYON 30. HAFTADA BELLİ OLUR''
''30. Hafta'' sözlerine açıklık getiren Denizli, ''Bunu söylediğim zaman herhalde ligin 9 ya da 10. haftasıydı. Bu sene geçen yılki gibi şampiyonluk yarışının son haftaya kalmayacağına, şampiyonun 30. haftada belli olacağına, bu takımın Beşiktaş olmasını da ümit ettiğime vurgu yaptım. Bu benim birinci derecede isteğim. Ondan sonra, çalışarak gerçekleştirebileceğim bir konu. O'nun dışında ilave ettiğim bir söz de var; Beşiktaş tamamen bu yarışın dışında da kalabilir. Ama lig bir şampiyon çıkaracaksa bu sene muhtemelen 30. haftada bu belli olur dedim. Bu sözlerimden, 'Beşiktaş 30. haftada şampiyon' anlamını çıkarttılar. İnşallah... Bir defa da onların dilekleri olsun'' ifadelerini kullandı.
Denizli, ligin ilk haftalarında Beşiktaş ile ilgili yapılan olumsuz yorumların hakikaten öneminin olmadığına vurgu yaparak, şunları söyledi:
''Ne bunlar akıllanır veya doğruyu görüp doğru eleştiri yaparlar, ne de Beşiktaş'ın bu yarıştaki sevgisi, mücadelesi sona erer. Eğer ligi 6 haftada 8 haftada bitiriyorlarsa zaten futbolla ilişkilerinin ne olduğunu söylemeye gerek yok. Burada önemli olan şu; Türkiye'de öyle veya böyle tribün insanı bazı şeylerden etkileniyor. Bu etkilenmeyi ortaya da koyuyor. 1.5 yıldır yedikleri, içtikleri, yazdıkları hangi çizgide olduğu belli olan insanlara, bu insanlar herhangi bir paralellik göstermiyor. Tepki gösteriyor, paralellik göstermiyor. Dolayısıyla onlara benim buradan ekstra bir şey söylemem gereksiz. Beşiktaş'ın ne olduğu ve ne olacağı 6 mı 8 mi yoksa 34 haftada mı belli olur bunu birlikte göreceğiz.'' ''KAHİN YAKIŞTIRMASI HOŞUMA GİTMİYOR''
Kendisinin ''Kahin'' olarak gösterilmesinin hiç hoşuna gitmediğini belirten Mustafa Denizli, ''Zaten benimle onların futbola bakış açısını çok açıkça gösteren yargılardır. Bu yargıları ben ortaya koyarken hiçbir şekilde yanılmam diye de koymuyorum. Ben kendi düşüncelerimi, tecrübelerimi ve görünen tablonun analizlerini ileriye dönük olarak yaptığım zaman o sonuçlara varıyorum. Kendi kişisel sonuçlarımı da açıklama cesaretini gösteriyorum. Kendinden korkanlar, kendine güvenemeyenler bu düşüncelerini açığa vuramazlar. Benim onlarla aramdaki fark bu. Onlar düşünceleri, tahminleri varsa bile ancak evde hanımlarına, çocuklarına falan söyleyebilirler; ondan sonra da onlara 'Ben sana dememiş miydim' derler'' diye konuştu. ''OMUZUMUZDAKİ APOLETLERİ KİMSE ALAMADI''
Denizli, davranış biçimi ve duruşunun, Beşiktaş'la ilgili davranış biçimi ve duruşu olduğuna dikkat çekerek, ''Tabii her takımın kendine has özellikleri vardır ama bu duruş Beşiktaş'ta önemli. Beşiktaşlı duruşu diye kamuoyuna verilen bir görüş de var. Biz duruşumuzdan memnunuz. Şu anda sırtımızdaki yükün ağırlığının farkındayız. En yakın süreçte omuzlarında yükü taşıyan, omuzlarında iki apoletli unvanı taşıyan takım Beşiktaş. Daha hiç kimse bunları alamadı. Önce bir alsınlar sonra konuşuruz. O zaman konuşacaklarımız varsa söyleriz'' ifadelerini kullandı.
''FENERBAHÇE VE MANCHESTER UNITED MAÇLARI UNUTULMAZ''
Denizli, bu sezon ilk yarıda yaptıkları Fenerbahçe ve Manchester United maçlarının unutulmayacaklarını söyledi.
Bu karşılaşmaların sezon sonunda hatırlanması gereken maçlar olarak hafızalarda kalması gerektiğini vurgulayan Mustafa Denizli, şunları kaydetti:
''Fenerbahçe maçı büyük bir ihtimalle arşive girecektir, Manchester United maçı da tarihe geçecektir. Yani bunların iki tanesi Beşiktaş tarihi açısından, bir tanesi ezeli rekabet açısından, bir diğeriyse ülke adına çok önemli. Beşiktaş olarak çıkıp kimlik değiştiriyorsun, ülke takımı adına başarıyorsun. Bu sadece senin ülkende hatırlanan bir galibiyet olmuyor, bütün dünyada uzun süre unutulmayacak bir galibiyet olarak hafızalarda kalacak. Tabii ki bunlar benim birinci yarı itibariyle mutlu günlerim. Ama mutluluk futbol takımlarının yarışında, sonuçta yaşanacak olan mutluluktur. Ona da önümüzde 4-5 aylık bir süre var.''
''BİR FİLMİN TEKRARI GİBİ BİR SEZON YAŞIYORUZ''
Taraftarlara yönelik mesajı da sorulan Denizli, ''Bir filmin tekrarı gibi bir sezon yaşıyoruz. Geçen yıl da aşağı yukarı aynı tabloları yaşadık. Sonuç itibariyle söylemiyorum; tribün ve takım görüntüsü olarak söylüyorum. İkinci devredeki Beşiktaş taraftarıyla, Beşiktaş takımının buluşması gerektiğini artık hem onların hem bizim idrak etmemiz lazım. Geldiğim günden beri taraftarla ilgili mesaj vermiyorum. Çünkü bu kadar çok sosyal içerikli, sportif içerikli mesaj üreten gruba karşı herhangi bir mesaj vermeniz havada kalabilir. Çünkü onlar da son derece üretken. Sadece şunu söyleyelim; onlar bizi biliyor biz de onları. Gerisi problem değil'' ifadelerini kullandı.
2009'daki beklentilerinin 2010'da da devam ettiğinin hatırlatılması üzerine Denizli, ''Tabii hedeflerin yanında en önemli konu sağlık... Ailem, futbolcularım, Beşiktaşlılar ve bütün insanlar için öncelikle sağlık diliyorum. Biz Beşiktaş olarak geride kalan yılda sağlıktan pek iyi not alamadık. Hastalıklar, sakatlıklar Beşiktaş adına çok olumlu bir tablo çizmedi açıkçası. Ama ümit ediyorum ki bütün bunlar bizim hedeflerimizi engellemeyecek'' diye konuştu.
''BİR KULÜP BAŞKANININ AÇIKLAMA YAPMASI KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİL''
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın hakemler hakkındaki açıklamalarıyla ilgili görüşü de sorulan Denizli, ''Bir kulüp başkanının çok sert ifadeler kullanmadığı sürece, bazı şeylerden rahatsızlıklarını ifade etmesi çok kötü bir şey değil. Neticede kulüp başkanları omuzlarında büyük bir yük taşıyan, sorumlulukları tüm camiaya karşı fazla olan insanlar. Tabii Aziz Yıldırım'ın veya bir kulüp başkanının ne söyleyip söylemediği çok önemli değil. Eğer bundan etkileşim varsa karşı tarafı sorgulamak lazım. Herkes çıkıp bir şey söyleyebilir. Bundan niye etkileneceksin ki sen? Bunun üzerine tabii birkaç hatalı karar da olunca hemen üzerine konduruluyor. Aziz Yıldırım'ın bu tür konuşmaları dönem dönem diğer kulüp başkanları tarafından yapılmıştır. Onun üzerine çok fazla durmuyorum'' ifadelerini kullandı.