Fotomaç'a konuşan Trabzonspor'un hocası, "Fatih Tekke gelirse takımı toparlar, diğerlerine güven verir" derken, transfer listesinde başka önemli oyuncuların da bulunduğunu söyledi. Güneş, "Büyük Trabzonspor için sonuna kadar savaşacağım. Asla pes etmeyeceğim" ifadesini de kullandı.
***
Asla pes etmem
"Fatih Tekke ile anlaştık. Sorun, kulübünün istediği para. Gelirse takımı toparlar, diğerlerine güven verir" "Fatih olmazsa listemizde önemli başka isimler var. Şimdi bunları açıklayamam. Gökdeniz şu an dönmez" "İskelet kadrosu olan, güçlü bir Trabzonspor için buradayım. Asla pes etmem bu konuda. Ama sabır lazım".
Trabzonspor taraftarı, Fotomaç'a konuşan Şenol Güneş'in vaatleriyle büyük heyecan duydu. Bordo-mavili hoca, röportajın devamında, "Büyük Trabzonspor" için kararlı olduğunu bildirdi.
- Gökhan Ünal'ı satmayı düşünür müsünüz? Şenol Güneş: Gökhan Ünal, bu ligde gol kralı olmuş ve kendisini kanıtlamış bir forvet. Ayrıca Trabzonspor,
bu futbolcuyu 6 milyon 250 bin euro bonservis bedeli karşılığında transfer etmiş. Şimdi böylesine bir golcüyü değerini bulacak bir teklif gelmeden nasıl satarsınız? Gökhan'dan zarar etme lüksümüz yok. Onu tekrar eski günlerine döndürmeliyiz. O zaman zaten gerçek değerine ulaşacaktır. Bu golcümüzü tekrar vitrine çıkarmalıyız. Çok iyi bir teklif gelirse satabiliriz. Ama ben şu anda hiçbir yerli oyuncumdan vazgeçemem, satmayı da düşünemem. Ancak yabancı oyuncularımıza teklif gelmesi durumunda transferlerine izin veririz. Çünkü yabancı kontenjanımızı açmak istiyoruz. Trabzonspor, bundan sonra kadrosunda direkt oynayabilecek ve maç çevirebilecek kalitede yabancılar alacaktır.
-Anlattıklarınızdan "Trabzonspor Ocak ayında forvet transferi yapacak" düşüncesi ortaya çıkıyor. Peki bu yerli mi yoksa yabancı mı olacak? Şenol Güneş: Evet, iyi bir forvet alacağız. Zaten Fatih Tekke ile görüşüp anlaştığımızı biliyorsunuz. Ama Fatih Tekke'de şöyle bir sorun var. Kulübü Zenit, Fatih için 2 milyon euro bonservis bedeli istiyor bizden. Mart 2010'da sözleşmesi bitecek bir oyuncuya hangi takım 2 milyon euro verir söyler misiniz? Evet, Fatih Tekke'nin yetenekleri tartışılmaz, transfer edersek bize katkısı oldukça büyük olur; saha içindeki birçok sorunu da çözer. Ama şurada sözleşmesinin bitmesine 3 ay kalmış. Zenit 2 milyon euro'luk bonservis bedelinde indirim yapmazsa biz de bekleriz ve sezon sonunda Fatih Tekke'yi kadromuza katarız.
-Fatih Tekke'nin transferi ile Trabzonspor'da neler çözülür? Tekke olmazsa yabancı bir forvet oyuncusu mu alacaksınız? Şenol Güneş: Fatih Tekke gibi oyuncular takım için lider oyunculardır. Fatih her sezon futbolunun üzerine bir şeyler koyan bir oyuncu. Takım içinde sahada ve saha dışında ağırlığı olur. Toparlayıcı olur. Diğer futbolculara da bir güven gelir. Orta sahamız ve forvet hattımız çok daha iyi işler. Fatih Tekke'nin gelişi ile Gökhan da, Umut da gerçek kimliklerine bürünerek oynarlar. Evet Fatih Tekke olmazsa, yabancı bir forvet alırız. Listemizde uzun süredir yakından takip ettiğimiz önemli forvetler var. Şimdi burada isim vermemiz doğru olmaz.
-Hocam, Gökdeniz Karadeniz yeniden Trabzonspor'a döner mi? Şenol Güneş: Şu anda dönmez. Takımında el üstünde tutuluyor. İlerleyen yıllarda yeniden yollarımız kesişebilir.
-Mehmet Batdal'ın ismi sıkça Trabzonspor ile anılıyor. Böyle bir girişiminiz oldu mu? Şenol Güneş: Mehmet Batdal'ı Ünal hoca (Ünal Karaman) çok iyi tanıyor. Benden önce bir girişim olmuş. Bucaspor, 750 bin TL'de ısrarcı olmuş. 500 bin TL'lik teklifimizi kabul etmemişler. Hepsi bu. Yeni bir girişimimiz yok.
-Trabzonspor, Yattara'dan neden vazgeçemiyor? Koca bir sezonu boşa geçirdi. 2003 yılından beri Trabzonspor'da. Bunca inişli çıkışlı grafiğine ve saha dışı olumsuzluklarına rağmen, kimler geldi kimler gitti, Yattara hep Trabzonspor'da. Bunun sebebi sizce nedir? Şenol Güneş: Yattara en iyi sezonunu benim dönemimde geçirdi. Sanırım sezonu 15 asistle tamamlamıştı. Golden çok asist yapmayı, yani gol attırmayı düşünen bir futbolcu. Bire birde geçemeyeceği futbolcu yok. Olağanüstü bir futbol zekasına sahip. Şov yönü üst düzeyde bir yıldız. Bütün yönetimler ve teknik adamlar, Yattara'dan bu yüzden vazgeçemediler bugüne kadar. Yattara 29 yaşında. Daha en az 5 yıl futbol oynar. Ama kendisine çok iyi bakması gerekiyor. Sağlam ve kendisini sahaya veren bir Yattara sadace Trabzonspor'da değil, dünyanın üst düzey bütün takımlarında direkt oynar. Trabzonspor'dan tavan ücret alan (1 milyon 700 bin euro) bir futbolcuydu. Bu sezon sakatlığı nedeniyle oynayamadığı için yönetim, bu futbolcunun ücretinde karşılıklı anlaşarak indirime gitti. Yattara'dan bu sezon olmazsa bile gelecek sezon yararlanırız. Hem de Trabzonspor'a büyük katkı sağlar. Fiyatı da böylelikle yükselir. Gerçek değerine ulaşır.
-Kafanızda nasıl bir Trabzonspor yaratmayı düşünüyorsunuz? 5 Mayıs 1996'da 32. haftada Fenerbahçe'ye 2-1 yenilerek şampiyonluğu kaybettiğiniz sezonda takımda müthiş bir kadro vardı. Özellikle taş gibi bir çekirdek kadro vardı. Gelecek yıllarda yeniden böyle bir kadroyu bir arada görebilir miyiz? Şenol Güneş: Hedefimiz zaten böyle bir Trabzonspor oluşturmak. Başta da söylediğim gibi, böylesine güçlü bir Trabzonspor takımı oluşturmak için buradayız. Asla pes etmem bu konuda. Taraftarlarımız sabırla böyle bir Trabzonspor beklesinler.
-Yattara varken, genelde penaltıları ve kornerleri o kullanıyordu. Sizin döneminizde duran top uzmanı kim olacak? Şenol Güneş: Penaltıları Colman kullanacak. Kornerlerde de duran toplarda da Selçuk çok etkili. Onu da kullanabiliriz.
-Süper Lig hakkında ilk izlenimleriniz neler? Geride kalan haftalara bakıldığında futbol olarak en beğendiğiniz takım kim? Şenol Güneş: Hiçbir takımı beğenmedim. Bütün takımların futbol olarak eksiklikleri var. Sadece Kayserispor tesisler ve futbol olarak büyük yol kat etmiş durumda.
-Futbolda en sevmediğiniz mevkinin kalecilik olduğunu söylemiştiniz yıllar önce. Ve eklemiştiniz: "Sevmediğim mevkide (kale) tam 20 yıl boyunca görev yaptım." Bir de sevdiğiniz forvet bölgesinde oynasaydınız acaba ne olurdu? Şenol Güneş: Evet, gerçekten kalecilik yapmayı hiç sevmezdim. Çünkü kalecilikte sahada beklersiniz. Top gelsin de kurtarayım diye. Ama Şenol Güneş beklemeyi hiç sevmez. Hep bir mücadelenin içinde olmayı sever. Yine de 15 yıl boyunca başarı ile Trabzonspor kalesini korudum.
-Hocam biraz da bizlere Güney Kore'deki yaşantı ve Seul'de geçirdiğiniz günlerden bahseder misiniz? Şenol Güneş: Güney Kore, bizden 50 yıl ileride diyebilirim. Tam anlamıyla bir kurallar toplumu. Herkes konulan kurallara uyuyor. Sokakta polis göremezsiniz. Hırsızlık, cinayet gibi olaylar ender yaşanıyor. Polisler, sadece trafikte alkol muayenesi yapmak için var sanki. Altyapısı çok güçlü bir ülke... Yer altında sanki ayrı bir dünya var. Yerin altında 5-6 katlık metro istasyonları, alışveriş merkezleri var. Boş duran insan yok. Herkes çalışıyor, herkes ülke ekonomisine katkıda bulunuyor.
-Seul takımının işleyişi nasıl? Yani bizdeki kulüpler gibi borçları var mı? Şenol Güneş: Güney Kore'deki hiçbir takımın 5 kuruş borcu yok. Bütçelerine göre hareket ediyorlar. Gelir gider dengelerini çok iyi ayarlıyorlar. Futbolcuların alacakları, sözleşmelerinde belirtilen tarihlerde aynen banka hesaplarına geçiyor.
-Güney Kore'de bizdeki gibi fanatik taraftar grupları var mı? Şenol Güneş: Seul'de futbola bir eğlence, keyif unsuru olarak bakılıyor. Kazanınca normal olarak taraftarlar tabii ki mutlu oluyorlar. Yenilgi halinde de "Futbolda yenmek de yenilmek de var" felsefesinin bilincindeler. Takım kaybetse bile normal hayatlarındaki işleyişte hiçbir değişiklik olmuyor. Ayrıca oradaki taraftar grupları, teknik adamlara ve futbolculara büyük saygı gösteriyorlar. Seul'de görev yaptığım süre içinde beni ziyarete gelen taraftarların önceleri bana hediye ile gelmeleri beni şaşırtmıştı. Sonraları bu durum sürekli böyle devam edince, anladım ki orada taraflarların teknik adamlara ve futbolculara hediye vermeleri bir gelenek.
-Seul'de basınla, medya ile aranız nasıldı hocam? Şenol Güneş: Çok iyi ilişkiler içinde oldum. Gayet sıcak ve samimi bir ilişkim vardı gazete, dergi ve TV'lerle. Verdiğim mesajları çok iyi alıyorlardı. Türkiye'dekinden çok daha iyiydi diyebilirim. Hatta benimle ilgili sadece spor üzerine, futbol üzerine röportajlar yapmıyorlardı. Verdiğim toplumsal mesajları da çok beğeniyorlardı. Birçok konuda benimle röportaj yapılıyordu. Taraftarların benimle ilgili kurdukları "Şenol Güneş hayranları ve çeşitli FUN grupları" da oluşmuştu. Kore'de ülkemizi her alanda en iyi şekilde temsil ettim ve derin izler bıraktım.
-Hocam biliyorsunuz Türkiye, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'na aday oldu. Şampiyonada 8 şehir ve 9 stadyumun kullanılacağı açıklandı. Bu 8 şehir içinde İstanbul, İzmir, Kayseri, Ankara, Bursa, Eskişehir, Antalya ve Konya var. Ama bir futbol şehri olan Trabzon yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şenol Güneş: Bu statlar ve şehirler neye göre belirlendi? Bu açıklanmalı. Trabzon neden bu aday şehirler içinde yok. 'Şu nedenden yok' denmeli. Sorun uzaklıksa, artık büyük turnuvalarda uzaklık-yakınlık diye bir ayrım yok. Sorun yeterli otelin olmayışı mı? Eğer bu bir gerekçe ise açıklanmalı. Gerekirse otel yapılmalı. Ama bir futbol şehri olan Trabzon'u böylesine bir organizasyona talip olurken yok sayamazsınız. Bu doğru değil.
-Hocam, futbolculuk ve teknik adamlık kariyeriniz ilklerle ve başarılarla dolu. Türk spor tarihinde Süper Lig'de en uzun süre gol yememe rekoru bin 112 dakika ile sizde. Türkiye'nin 48 yıllık rüyasını siz gerçekleştirdiniz ve Türkiye'yi 2002'de Dünya Kupası'na götürdünüz. Bununla da kalmadınız ve Türkiye'yi Dünya Üçüncüsü yaparak Türk futbol tarihinin en büyük başarısının altına imza attınız. 2002'de UEFA tarafından dünyada 'Yılın Teknik Direktörü' seçildiniz. Gelmiş geçmiş Türk Milli Takımı teknik direktörleri arasında en fazla başarı sağlayan teknik adam oldunuz (Yüzde 58.82'lik başarı ile). Trabzonspor'un bütün şampiyonluklarında siz vardınız. 2003'te Türkiye'yi Konfederasyon Kupası'nda üçüncü yaptınız. Yine de hep eleştirildiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Şenol Güneş: Eleştirmek en kolay şey. Bizim medyamız hep işin kolayına kaçtı. Eleştiriler tabii ki olacak. Ama yapıcı olmalı. Şenol Güneş sokağa çıktığında, gittiği bir yerde, ki neresi olursa olsun hep saygı ile karşılanmıştır. Bizler, topluma örnek olması gereken kişileriz. Başarılarımızla, davranışlarımızla, verdiğimiz mesajlarla... Her insanın yaşantısı boyunca hataları olmuştur. Bizler de hatalar yaptık mutlaka. Ama doğrularımız, elde ettiğimiz başarılar gözardı edildiği zaman ortada bir yanlışlık var demektir. Bu en tehlikelisidir işte. Ama bizim de basınımızda eskiye oranla olumlu gelişmeler olduğunu düşünüyorum. Dünya sürekli değişiy
or, gelişiyor bizler de gelişip bu değişime ayak uydurmalıyız. Ben dün yaptığını bugün beğenmeyen, daha iyisini, en iyisini yapmaya çalışan ve sürekli kendini yenileyen biriyim. Toplum olarak böyle olmalıyız. Çok çalışmalıyız... Çok çalışmalıyız... Çok çalışmalıyız... Asla pes etmemeliyiz.