"Çok çalışarak, sahada savaşarak yeniden kupalar ve şampiyonluklar kazanacağız".
Bu kez çok daha büyük hedeflerle Trabzonspor'un başına geçen teknik direktör Şenol Güneş, Turkuvaz Medya Grubu'nu ziyaret etti. Fotomaç'a özel röportaj veren Güneş, Trabzonspor'un büyüklüğünün ülke sınırlarını aştığını belirterek, "Böylesine büyük bir takımın futbolu da büyük olmalı. Biz bunun için buradayız" ifadesini kullandı.
Başarılı teknik adam şöyle devam etti: "Trabzonspor'un şampiyonluk kazandığı yıllarda biz parayı hiç düşünmezdik. Bu bizim başarı felsefemizdi. Bu düşünceyi futbolcularımıza yerleştirdiğimiz zaman yeniden o parlak günler ve başarılar gelecektir. Çok çalışıp savaşarak yeniden kupalar ve şampiyonluklar kazanacağız."
***
En büyük şehir takımıyız
Trabzonspor'un büyüklüğü ülke sınırlarını aştı. Böylesine büyük bir takımın, futbolu da büyük olmalı. Biz bunun için buradayız. Çok çalışarak, sahada savaşarak yeniden kupalar ve şampiyonluklar kazanacağız.
Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, önceki gün Turkuvaz Medya Grubu'nu ziyaret etti. Başarılı çalıştırıcı, ilk röportajını da Fotomaç gazetesine verdi. 1972 yılında Trabzonspor'a transfer olan, yaklaşık 15 yıl bordo mavili formayı giyen ve 1975-1984 yılları arasında tam 6 şampiyonluk yaşayan Şenol Güneş'le yaptığımız samimi röportajı noktası virgülüne
dokunmadan aynen yayınlıyoruz:
-Dördüncü kez Trabzonspor'un başındasınız. Bu kez dönüşünüz gerçekten çok şaşaalı oldu. Müthiş bir imza töreni düzenlendi sizler için. İmza töreninde Trabzonspor'la adı özdeşleşmiş, efsane olmuş ama uzun süredir ortalarda görünmeyen, küsmüş veya küstürülmüş değerli kişiler de vardı. Bu görüntü, "Şenol Güneş, daha geldiği ilk gün camiayı birleştirdi" yorumlarına neden oldu? Sizin Trabzonspor'a bu defa gelişinizle ilgili ilk izlenimleriniz neler oldu? Şenol Güneş: Gerçekten yaklaşık 16 saat süren bir uçak yolculuğuna rağmen, hiç dinlenmeden ayağımın tozuyla imza törenine çıktım. Daha Trabzon'a iner inmez gördügüm sevgi seli beni çok duygulandırdı. İmza törenindeki büyük katılım ve Trabzon camiasının önde gelen kişilerinin orada oluşu, beni mutlu etti. Bu aslında Trabzonspor'un çok büyük bir kulüp olduğunun da göstergesidir. Bizler gelip geçiciyiz. Başkanlar da yöneticiler de öyle. Ama Trabzonspor sonsuza kadar hep büyük bir kulüp olarak var olacaktır. Bu gelişimde Trabzonspor'u taraftarıyla, yerel basını ile çağ atlamış gördüm. Taraftarlarımızın Fenerbahçe yenilgisine rağmen bizim takımı alkışlaması, konuk takıma saygı duyması, hiçbir taşkınlığa sebep olmaması sevindirici gelişmeler. Bana Trabzon'a gelir gelmez 'Trabzonspor Müzesi'ni gezdirmek istediler. Ben de espri yaptım: 'Bu kupaların hepsini ben kaldırdım. Ben yaşadım, ben aldım.' Yapacak daha önemli ve bir sürü işimiz var dedim.
-Başkan Sadri Şener, sizin için "Biz Şenol Güneş'i tam yetkili olarak takımın başına getirdik" dedi. Bu şu anlama mı geliyor? "Trabzonspor'da Şenol Güneş bir CEO, bir Alex Ferguson gibi." Şenol Güneş: Görevimin sadece teknik direktörlük olmadığı doğru. Trabzonspor'la ilgili her alanda sorumluluklarım var. 'Şenol Güneş bu kadar ağır yükün altından kalkabilir mi?' sorusu akıllara gelebilir. Bu görevlerin başarı ile atından kalkabilmek için güçlü ve doğru bir kadro oluşturacağız. Bu kadroda herkesin bir sorumluluğu olacak. Trabzonspor için böylelikle istikrar da yakalanmış olacak.
-Yardımcılarınızla ilgili bir belirsizlik var. Hami Mandıralı ve Şota'ya teklif yaptığınız doğru mu? Şenol Güneş: Kulübede bir değişiklik yapmayacağım. Bu yardımcılarımla yoluma devam edeceğim. Hami'ye teklif yaptığım doğru. Şota ile de bir görüşmem oldu.
-Peki teklifinizi kabul etmediler mi? Hami için "5 aylık teklif aldı. Bu yüzden Trabzonspor'a gelmedi" deniyor. Bu doğru mu? Şenol Güneş: Ben yardımcılarıma her zaman 1'er yıllık teklif yaparım. Başarılı olurlarsa zaten sıkıntı yoktur. Görevlerine devam ederler. Hami'nin sezon sonuna kadarlık teklifimize sıcak bakmadığı doğrudur. Ama hem Şota ile hem de Hami ile ilerleyen dönemlerde çalışabiliriz. İkinci yarıda bazı maçlarda Ünal Karaman'ı sahada yanımda görebilirsiniz. Hepimiz güçlü bir Trabzonspor oluşturmak için çaba göstereceğiz.
-Ünal Karaman ile Hami Mandıralı arasında bir sorun olduğu söylenir durur yıllardan beri. Böyle bir şey var mı? Şenol Güneş: Hami de Ünal da çok karakterli kişilikler. Böyle bir sıkıntı yok. Hem Fenerbahçe maçı öncesinde Hami ile Ünal birlikte oturup dostça Trabzonspor üzerine sohbet ettiler.
-Trabzonspor'un ligde Fenerbahçe ve kupada Galatasaray'la oynadığı derbilerde aldığı yenilgileri neye bağlıyorsunuz? Sizi bu maçlarda en çok üzen şey ne oldu? Şenol Güneş: Bu mağlubiyetleri henüz takım olamamamıza bağlıyorum. Bunu açacak olursak; iki maçta da Trabzonspor gibi oynamadık. Yani sahada savaşmadık. Kopuk kopuk oynadık. Savunma, orta saha ve forvet hatlarında hem yeterli değildik, hem de çok hata yaptık. Fenerbahçe maçında yediğim gol, takımın ani pozisyonlara hazırlıksız oluşunu gösterdi. Neydi bu? Alex'in topu kafa ile Güiza'ya indirdiği pozisyonda Song da Egemen de pozisyona hakim değildi, konsantre olamamışlardı. Nitekim iki oyuncu da toparlanıp golü önleyemedi. Her iki maçta da oyunun belirli bölümlerinde rakibe baskı kurduk, galip de gelebilirdik ama devamını getiremedik. Eksiklerimiz çok. Bunları devre arası kampında gidermek istiyoruz. Fenerbahçe ve Galatasaray derbilerinde beni en çok üzen şey, yenilgiden çok sahada mücadele etmeden kaybetmemiz oldu. Trabzonspor, maçı kaybedebilir ama savaşarak kaybeder. Sahadan yenik ayrılsa bile alkışlanarak soyunma odasına gönderilen bir Trabzonspor izletmemiz gerekiyor.
-Fenerbahçe maçının 6. dakikasında 3 metre 47 cm geride olan Alanzinho'ya ofsayt bayrağının kaldırılması sizce bir hakem hatası olarak değerlendirilebilir mi? Yoksa altında başka şeyler aranmalı mı? Şenol Güneş: Bu tür hatalar her takımın başına gelebilir. Evet önemli bir hatadır. Ama hatadan çok burada Trabzonspor'un ne oynadığına bakmak gerek. Biz bu maçta iyi oynamadık. Hakem hataları eskiden de vardı, bundan sonra da olacaktır.
-Hocam, aralık ayının başında gelip Trabzonspor ile 3.5 yıllık sözleşme imzaladınız. Geçen yaklaşık bir aylık süre içinde sizi en çok duygulandıran ve mutlu eden şey ne oldu? Şenol Güneş: Galatasaray maçı için İstanbul'a geldiğimizde havaalanında bir taraftarın çekinerek sevgi ile uzaktan bana baktığını gördüm. Onu gülümseyerek yanıma çağırdım. Koşa koşa hemen yanıma geldi. Gözlerindeki mutluluğunu anlatamam. Heyecanla elindeki hediye paketini bana sundu. Çok heyecanlıydı. Çok güzel, anlamlı bir hediye ve içinden çıkan bir mektup. O mektup benim için sözün bittiği yerdi. Çünkü Trabzon doğumlu olmayan ama içi Trabzonspor sevgisiyle dolup taşan bir üniversiteli taraftarın, bana başarı dileyen, Trabzonspor sevgisini anlatan mektubu beni de çok duygulandırdı. İşte bu sevgi, kelimelerle anlatabilecek bir sevgi değil. Trabzonspor aşkı böyle bir aşk. Bu durum Trabzonspor'un ne kadar büyük bir takım olduğunu gösteriyor. Trabzonspor, sevgisi ülke sınırlarını aşmış dünyanın en büyük şehir takımlarından biri. Bunu başka bir örnekle belgeleyecek olursak; Güney Kore'de Seoul'ü çalıştırırken, orada Kore vatandaşı olmasına rağmen Trabzonspor'u tutan taraftarlar gördüm. Hatta içlerinden bazıları, Trabzonspor'un tarihini bile en az bizim kadar iyi biliyorlar. İşte Trabzonspor böylesine büyük bir takım.
-Trabzonspor'un büyüklüğü konusunda size yürekten katılıyoruz. Anlattıklarınız gerçekten çok ilginç şeyler. Buradan şu sonuç ortaya çıkmıyor mu? Trabzonspor forması özel bir forma ve bu formayı giymek büyük ayrıcalık. Peki takım içindeki futbolcular, bu formanın değerini bilip, bu formanın ağırlığına yakışır bir şekilde mücadele ediyorlar mı? Şenol Güneş: Trabzonspor'un şampiyonluklar kazandığı yıllarla bu bizim başarı felsefemizdi. Hiç parayı düşünmezdik. Sahada kazanmak için savaşırdık. Hatta İstanbul'da Fenerbahçe'ye 1-0 kaybettiğimiz maçtan sonra Trabzon'a dönmek için Harem'den otobüse bindik. (o yıllarda yurt içi maç seyahatleri uçaklarla değil, otobüslerle olurdu) Herkes öylesine üzgündü ki, Trabzon'a kadar otobüste kimse konuşmadı. Biz o yıllarda böyle bir takımdık. Şimdi bu felsefeyi Trabzonspor'a yeniden yerleştirmek için buradayım. Bu anlayışı futbolcularımıza yerleştirdiğimiz takdirde yeniden o parlak günler ve şampiyonluklar gelecektir.
-Hocam, özellikle Fenerbahçe başta olmak üzere Galatasaray ve Beşiktaş ekonomik alanda Trabzonspor'dan çok ileride. Düşük bütçelerle Üç Büyükler'le yarışabilecek mi Trabzonspor? Şenol Güneş: Trabzonspor'un da gelirlerini artırıcı projeleri var. Birkaç yıl içinde ekonomik alanda Trabzonspor da rahatlayacaktır. Hatta borçsuz bir kulüp haline gelecektir; ki hedeflerimizden de biri bu. Ama biz, ekonomik alanda belki Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş ile bugün yarışabilecek durumda değiliz. Onlar kadar pahalı transferler de yapamayabiliriz. Ama biz bu alandaki eksiklerimizi daha çok çalışarak, sahada daha çok savaşarak gidereceğiz.
-Trabzonspor'da daha çok hangi mevkide eksiklik var? Hangi mevkilere takviye yapmayı düşünüyorsunuz? Takımı güçlendirmeye ocak ayındaki ara transfer döneminde mi başlayacaksınız? Yoksa sezon sonunu mu bekleyeceksiniz? Şenol Güneş: Takımda en sorunlu bölge forvet. Çünkü koca Trabzonspor'un şu anda sadece iki golcüsü var. Gökhan Ünal ve Umut Bulut. Savunma ve orta alanda pek sıkıntımız yok.
-Peki hocam, Gökhan Ünal ve Umut Bulut, Trabzonspor'da oynayabilecek kalitede golcüler mi? Şenol Güneş: Her ikisi de geçen yıl başarılı bir sezon geçirmişler. Gol vuruşlarında eksiklikleri olabilir ikisinin de. Ama bütün forvetler gol kaçırabilir. Önemli olan girdikleri pozisyonların hakkını verebilmeleri. Yani son ana kadar gol için çaba göstermeleri gerekir. Trabzonspor'da oynayan bir forvet, Hami Mandıralı gibi olmalı. İki ayağını da etkili kullanmalı, toplara iyi vurmalı, boş alanlara kaçmalı, çalım atmayı bilmeli, golü koklamalı ve sürekli gol pozisyonunun içinde olmalı. Gökhan'ın da Umut'un da bu bakımdan tabii ki eksiklikleri var. Umut Bulut, çok iyi niyetli ve sahada elinden gelen mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyor. Gökhan Ünal, maçta kopuk kopuk oynuyor. Oyuna konsantre olamıyor. Onun bu eksikliklerini gidermeye çalışacağız. Gökhan bu kadar gol kaçırmasına rağmen, idmanlarda toplara o kadar isabetli ve düzgün vuruyor ki; demek ki sahaya çıktığında kendinde bir güvensizlik oluşuyor. Bunlar aşılamayacak problemler değil. Bu sorunları gidermek için buradayız.