Eski Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu, Halter Federasyonu Asbaşkanı Naim Süleymanoğlu, Türkiye'ye getirilişi sırasında Bulgaristan'a para verildiğini, ancak kendisine para verilmediğini, bunun için toplam ne kadar para harcandığını bilmediğini söyledi..
Büyükler Ferdi ve Masterler Türkiye Halter Şampiyonası için Alanya'da bulunan Naim Süleymanoğlu, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Eski
maliye bakanlarından Ekrem Pakdemirli'nin, geçtiğimiz günlerde yayınlanan kitabında yer alan ''Naim Süleymanoğlu'nun Türkiye'ye getirilmesi sırasında 7 milyon dolar harcandığı'' yolundaki iddiasını değerlendiren Süleymanoğlu, şöyle konuştu:
''Zaten Türkiye'ye gelmiştim. Benim bildiğim, yarışmalara katılmam için, Bulgarlar yetiştirme parası istediler. Onun için 1 milyon 250 bin dolar verildi. Ama ailemin getirilebilmesi için ayrıca para verildiyse bilmiyorum. Çünkü daha sonra ailem de geldi. Eğer orada bir para verildiyse bunu bilmiyorum. Bana zaten para verilmedi.''
Eski halterci Halil Mutlu da yaptığı açıklamada, Naim Süleymanoğlu'nun Türkiye'ye gelişi sırasında ne kadar para harcandığını tam olarak bilemediğini dile getirdi. Türk hükümetinin, örtülü ödenekten Bulgar hükümetine 1 milyon 150 bin dolar ödediğini bildiğini anlatan Mutlu, şunları söyledi:
''O biraz da siyası bir olaydı. Naim Süleymanoğlu da kaçarak geldiği için Bulgaristan yetiştirme parası almıştır. Çünkü vize almadıktan sonra Naim Süleymanoğlu 1988 Olimpiyatları'nda yarışamıyordu. Onun yarışması için de rahmetli Özal, bildiğim kadarıyla örtülü ödenekten 1 milyon 150 bin dolar verdi. Naim Süleymanoğlu da bu paranın boşa gitmediğini gösterdi. Çünkü yarışmanın ardından Times'a kapak oldu. Dünyada bir sürü olaylar oldu. Bulgaristan'da Türkler'in var olduğu ortaya çıktı. O zaman biraz daha siyasi ve politik bir olay olduğu için de bu parayı vermek zorundaydınız işin gerçeği. Ama benim bildiğim bu. Eğer 7 milyonu bulduysa bulmuştur. Benim bildiğim ve herkesin bugüne kadar bildiği 1 milyon 150 bin dolardır. Bulgaristan'ın hesabına yatan para. Ben de emin değilim. Duyduğum ve kendi aramızda konuşmuş olduklarımız. Ama kaçan, kaçıran, hiçbir şey yapmayıp da oturan. Onlar beni ilgilendirmiyor. Onlar bizim devletimizin işidir. Ödeneği yöneten kişileri ilgilendirir.''