1966'da kurulan Kayserispor, ilk kez Süper Lig'de zirveye kurulmanın sevincini yaşıyor. Uzun yıllar asansör takım olan Kayseri, başkan Recep Mamur ve ekibinin doğru hamleleri ile bambaşka bir hüviyete büründü. Tabii bu başarılarda payı inkâr edilmeyecek kişilerden biri de menajer Süleyman Hurma'dır. Teknik direktör Tolunay Kafkas, milli takımlardan tanıdığı gençlerle futbol vitrininde boy göstermeye başladıkça Kayserispor da doğru tohumların meyvelerini toplamaya başladı. Birkaç sezon önceki yıldızlara endeksli takım gitti yerine bütünlüğünü benimseyen, bireysellikten ziyade ekip olmayı hedefleyen ve sonuçta başarılara ulaşan bir takım ortaya çıktı. Sezon başından bu yana önemli oyunculardan yoksun sahaya çıkıp Manisa'da Makukula'sız, Bursa karşısında ise Cangele'siz kazanıyorsanız bu, takım olmanın işaretidir. Tolunay Kafkas, sistemi ve şablonu oturtmak için uzun süre uğraş verdi ve sonunda takımını zirveye taşıdı.
Sıra Kayserililerde Kayseri'de en büyük birlik beraberlikti. Ama Bursa karşısında bu açık da kapatıldı. Şampiyonluk için ise tüm camia hedefe kilitlenmeli, herkes elini taşın altına koymalı. Bana göre imkanlar, tesis, stat, teknik kadro yeterlidir. O zaman şampiyonluktan söz edilebilir. Takım zirveye çıktı, şimdi sıra Kayseri şehrine geldi. Bakalım şehir gerçekten şampiyonluğu istiyor mu? Yoksa Bursa maçı yalancı bir bahar mıydı? Hep birlikte göreceğiz. "Kayseriliyim" ve "Kayserisporluyum" diyenlerin kulübe sahip çıkıp destek olma günüdür. Elini taşın altına sokmayanların ilerde konuşmaya hakkı yoktur... Çünkü bu işler lafla değil icraatla olur... Kayseri'de konuşma zamanı bitti. İş yapma zamanı gelmiştir. Takımın tüm yükünü yönetimin omuzlarına bırakmak adil olmayacaktır...