LEVENT TÜZEMEN: Rüyadan kabusa (SABAH) Galatasaray adına dramatik bir gece
oldu. Maç oynanmadan önce Belediye'nin eksiklerini de düşünürsek herkes "Galatasaray rahat yener ve lider olur" görüşündeydi. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Galatasaray "Liderliği kucakladım" dediği rüyası, +94'te yediği golle kabusa dönüştü. Altını çiziyorum; Hüseyin Göçek çapsız bir hakem. Kötü maç yönetti. Verdiği ters kararlarla oyunu çileden çıkardı. Tribünleri öfkelendirdi, Galatasaraylı oyuncuları çıldırttı. Bu hakem, geçen yıl Kadıköy'de Galatasaray'ın çanına ot tıkamış, derbiyi yanlı olarak yönetmişti. Peki hakem kötü de, hırsızın hiç mi suçu yok? Bence kaçan liderliğin başsorumlusu Rijkaard. Kadro seçimlerinde yaptığı hatalarla Galatasaray'ın akordunu bozdu.
SÜPER LİG'DE NELER OLDU? İŞTE CEVABI ALİ GÜLTİKEN: İkinci gol gelmeyince (SABAH) İstanbul Büyükşehir Belediye takımı ligin en dengeli ekiplerinden biri. Takım disiplini ve organizasyonlarına son derece sadıklar. Oyundan çok kolay düşmüyorlar. Rakip baskısı altına kolay kolay da girmiyorlar. Maç içerisinde sakin kalıp maçı ellerinden kaçırmamak için büyük gayret sarf ediyorlar. Dünkü maçta bu özelliklerini tekrar ortaya koydular. Bu tür takımları bozabilmek, oyundan düşürmek çok kolay değil. Özellikle oyunun ilk yarısında Nonda'nın pozisyonu dışında G.Saray'a çok fırsat vermediler.
BÜLENT TULUN: Fırsatı teptiler (FOTOMAÇ) Cuma ve cumartesi başa güreşen rakiplerin kaybettikleri puanların üstüne, bir de Bursa'nın mağlubiyeti eklenince, son haftalarda eleştirilen Galatasaray'ın liderliğe kurulması bekleniyordu. İstanbul BŞB, neredeyse tüm forvetleri sakat olması nedeniyle, Sami Yen'e 18 kişilik kadrosuna PAF takımından oyuncular alarak gitmişti. Son haftalardaki cezasını hâlâ tamamlayamayan Keita ise yine yedek kulübesinde oturuyordu. İlk 45 dakika boyunca birinci ve ikinci bölgede sürekli pas yapan ama üçüncü bölgeye topu bir türlü sağlıklı şekilde geçiremeyen bir Galatasaray vardı.
ZAFER ERTEM: Göçek böyle istedi (FOTOMAÇ) Maç öncesi her şey sanki Galatasaray'ın lider olması adına kurgulanmıştı. Beşiktaş (2), Fenerbahçe (3), Bursaspor (3) puan kaybetmiş, Kayserispor zirvenin yeni sahibi olmuştu. Kayseri'den koltuğu almak için sadece 3 puan yetiyordu. Üstelik rakip banko 7 oyuncusundan da mahrumdu. Bir takımı ve onu oluşturan oyuncuları bundan başka ne motive edebilirdi ki. Ama Hollandalı yine herkesi ters köşeye yatırdı. Sabri cezalıydı Uğur tercihi doğruydu. Bizi şaşırtan Keita'nın kulübeye çekilmesiydi. Oysa iki gün önceki Panathinaikos maçı da buna benzer bir maçtı . Yunan ekibi maçı kilitlemişti.
HAKAN DİLEK: Çok uzaktı çok (FOTOMAÇ) Bir ilk yarı izliyoruz; soğuk ve kifayetsiz girişimleriyle geçerken Galatasaray'ın... İlk gol girişimi, ilk yarım saat henüz dolarken geliyor ve biz anlıyoruz bu maçın da nice sancılarla geçeceğini. Belediyeli futbolcular bir topa iki kişi basarak ortadan kaldırmaya çalışıyorlar kadro eşitsizliğini. Neredeyse yeniden kurulmuş bir takım var sahada. Ama Galatasaray orta sahadan iyi bir kurguyla ilerleyen bir takım görüntüsünden uzak. "İlerleyen" demek yanlış mı bilmiyorum, bu kadar hızlanmışken futbol. Hücum futbolu bu kadar zenginleşmişken. Bizim 'doktor' arıyor ilk yarının sonlarına doğru; "Bunların el frenini çekmişler usta!" diyor.
İSMET TANGO: Liderlik neyine! (FOTOMAÇ) Keita gibi bir adam nedendir bilinmez, formayı giyip sahaya ilk onbir de çıkamıyor. Eğer bunu Rijkaard yapıyorsa, bunun nedenlerini açıklamak zorundadır. Nedeni de Galatasaray takımının çok büyük paraya transfer ettiği Keita'yı kulübe de oturtma lüksünün olmadığıdır. Ayrıca Nonda, Baros, Kewell, Elano ve Keita'nın, arasına Arda'yı da monte edip bir takım kuramıyorsa, onun bilgisinden şüphe ederim. Beşiktaş'ın beraberliği ve Fenerbahçe'nin yenilgisinden sonra, pazar sabahı eline puan cetveli alan kimin lider olucağını hesapladı durdu. Büyükşehir Belediye Galatasaray için zor rakipti. Hele, hele ortada liderlik olunca, maçın tansiyonu bayağı arttı.
AYHAN AKBİN: Hesap ver Rijkaard (FOTOMAÇ) G.Saray zayıf rakibi karşısında özellikle ilk devre bir pozisyona girdiğinden zorlanıyor gibi gözükse de 2. devre golü attıktan sonra üstün oynadı. 2 kez Elano'yla, 1 kez Nonda'yla, 1 kez Arda'yla, attığı gol dışında Kewell'la birçok net pozisyon yakaladı. Buna karşılık İstanbul BŞB maç boyunca 1 tane bile pozisyona giremedi. Kaleci Franco yere bile yatmadı. G.Saraylı oyunculardan Uğur birkaç tane çok müsait pozisyonda topu dışarı ortalasa bile hücuma çıkmayı çok sevdi, takımına katkıda bulunmaya çalıştı. Şansına daha kolaylarını pas olarak atamadığı bir topu kaleci Hasagiç'in de yanlış çıkmasıyla Kewell gol yaptı.
HASAN TANKAYA: Son saniye şoku Maçtan önce tablo G.Saray'ın istediği gibiydi. Rakipleri puanları kaybetmiş, liderlik şansı bir kez daha kapının önüne gelmişti. Belediye'nin de kendi adına önemli isimleri sahada yoktu. Herkes Galatasaray'dan farklı futbol, bol gollü bir 90 dakika bekliyordu. Ama futbolun gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi. Neydi bu gerçek derseniz... Şöyle özetleyelim: Mücadele-tempo, rakipten fazla koşmak. İlk yarıda bu özellikleri Sarı-Kırmızılı oyuncularda göremedik doğrusu.