Trabzonspor Teknik Direktörü Hugo Broos, Belçika'nın en yüksek tirajlı gazetesi HLN'ye, verdiği röportajın ardından Bordo-mavili yönetim ile dün yaptığı görüşme sonrası bugün medyanın karşısına çıktı.
Bir Belçika gazetesinin kendisiyle yaptığı söyleşi sonrası ortaya çıkan spekülasyonlarla ilgili Trabzonspor Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde
basın toplantısı düzenleyen Hugo Broos, Belçika'da yayın yapan gazetenin kendisiyle yaptığı söyleşiden sonra Türk basınında yer alan yorumlarda haksızlığa uğradığını belirterek, "Kendimi adaletsizliklerle, yalanlarla, hakaretlerle, hatalı tercümelerle, anadilim olan Flemenkçe'ye dair bir bilgi eksikliğiyle ve sarfettiğim sözlerin bağlamlarından koparılmasıyla karşı karşıya buldum. Bu nedenle şimdi kendimi tüm bunlara cevap vermekle yükümlü hissediyorum" dedi.
Trabzonspor Teknik Direktörü Hugo Broos, öne çıkan başlıklarla ilgili olarak, "Söz konusu haberlerde, büyük bir saygı kusuru olarak değerlendirilmeye müsait bir şekilde, İslam dinine ve onun vecibelerine uyum sağlamakta güçlük çektiğim yazıldı. Fakat, işin aslı böyle değildir. Çünkü, ben, oyuncularım cuma günleri dini vecibeleri olan Cuma namazlarını kılabilsinler diye antrenman saatlerini buna göre düzenliyorum. Oyuncularımı Ramazan ayında oruç tutup tutmamaları konusunda tamamıyla serbest bırakan yine bendim. Sezon öncesi Hollanda'daki hazırlık kampımızda, yine Mierlo'da, oyuncularımın Miraç Kandilleri'ni kutladım ve Ramazan Bayramı'nda kulübümüzde yapılan bayramlaşma törenine de katıldım. Ayrıca sormak isterim ki, saat sabah 5'te müezzin tarafından uyandırıldığını söylemek bir saygısızlık mıdır ? Ya da benim uyum sorunu çektiğime dair bir gösterge midir ?" şeklinde konuştu.
"Söz konusu haberlerde Trabzonlular'ın silah tutkunu olduğunu söylediğim yazıldı. Ben ise sadece Egemen'in amatör olarak tüfeklerle ilgilendiğini, atış yapmaya veya ava gittiğini söyledim" diyen Broos, "Ben, Trabzonlular'ın ülkelerini seven insanlar olduklarını ve her maçtan önce İstiklal Marşı'nda ve ulusal bayram günlerinde kulübe astıkları Atatürk posterleriyle bunu gösterdiklerini söyledim. Ben, kulübün yabancı antrenörler için değil antrenörler için bir mezarlık olduğunu söyledim. Bu bir Flemenkçe deyimdir ve bu deyimi kullanırken kulübün çok hızlı ve çok sayıda antrenör değiştirdiğini söylemeye çalıştım" açıklamasını yaptı. Belçikalı teknik adam, asla kulüp yönetiminin kendisine istifa etmesi için baskı yaptığını söylemediğini belirterek, "Ben, sonuçlardan ötürü gerek kulüp içinde gerek kulüp dışında baskı altında olduğumu söyledim. Bir gazetecinin bana iki defa, Gençlerbirliği ve Beşiktaş maçlarından sonra istifa edip etmeyeceğimi sorduğunu söyledim" ifadelerini kullandı.
EŞİM VE JACK'NİN EŞİ TRAFİKTE ÖLÜMLE BURUN BURUNA KALMIŞLAR
Broos, röportajda yer alan Trabzon trafiği ile ilgili bölümün ise röportajı yapan Belçikalı gazetecinin ifadeleri olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Burada, trafikte kendilerine kırmızı ışık yanarken geçen insanlar olduğu, benimle söyleşiyi yapan gazeteci tarafından aktarılan bir hadisedir. Zira kendisi, arabamla birlikte şehir merkezine gittiğimizde böylesi bir olaya tanık olmuştur. Ayrıca şunu da bilmenizi isterim ki, eşim ve Jacky'nin eşi, geçen hafta kırmızı ışıkta geçen bir sürücü yüzünden belki de ölümleriyle sonuçlanabilecek büyük bir kazayı kılpayı atlattılar. Tüm bunlar, bugün burada bu açıklamayı neden yaptığımı anlamanız için gösterdiğim birkaç örnekti. Saygıdeğer basın kuruluşlarının böylesine hassas içeriğe sahip bir metni çevirmesi için profesyonel bir tercüman görevlendirmemesi kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Ayrıca haber bir kez yayınlandıktan sonra diğer gazete ve internet sitelerinin de bu içeriği doğrulatmadan aynen alarak kullanmaları şaşırtıcıdır. Kötü bir hisse kapılmış durumdayım fakat yine de tüm bunların beni Trabzonlular'a, Türk insanlarına, kulüp yöneticilerine ve belki de bazı oyuncularıma karşı zor durumda bırakmak için yapılmış kasıtlı bir tasarım olduğuna inanmak istemiyorum" Broos, "İçinizden bazıları, verdiğim cevapların ve sarf ettiğim kelimelerin doğru bir şekilde aktarıldığına bundan böyle güven duyamayacağımı bana gösterdiler" diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben de bundan böyle sorulara cevap vermemeye, basınla konuşmamaya ve sadece maç sonrası basın toplantılarında maçla ilgili görüş bildirmeye karar vermiş bulunuyorum. Kapatırken, Belçika gazetesinde yer alan söyleşiyi hatalı bir şekilde çevirerek oldukça zor bir duruma düşmeme sebep olan kaynağı bulmak için ne gerekiyorsa yapacağımı ve bir antrenör ve insan olarak adımı lekelemeye çalışan bu kişiye karşı hakkımı hukuk nezdinde arayacağımı bilmenizi isterim"