Sevmiyorum seni sonbahar... Ateş düşürdün yüreğimize... Duayenimizi, sevgili İlker abimizi aldın bizden. Öksüz bıraktın bizi! Öksüz bıraktın siyah-beyazı... Türk basınının 'Son Kuşlar'ından biri daha uçup gitti... Bak tüm Kartallar ağlıyor İlker Ateş'i kaybettik diye! Evet bizler babamızı kaybettik... Mekanın cennet olsun baba... Gazetecilik mesleğine
40 yılı aşkın süredir onuruyla ve başarı ile hizmet eden, Beşiktaş aşığı olmasına rağmen diğer takım taraftarlarının çok sevip saydığı İlker Ateş'e Allah'tan rahmet diliyoruz, başta ailesi olmak üzere tüm yakınlarının ve Türk basınının başı sağolsun. Başımız sağolsun. O artık bir melek... O artık gökyüzünden gülümsüyor bize... O artık Cennet'ten yazacak Beşiktaş yorumlarını... Öylesine büyük bir gazeteciydin ki sen İlker abi, Beşiktaşlılık duruşunun da gerçek tanımıydın... Hep örnek aldık seni. Gidişinle gökyüzü maviliğini kaybetti, bütün renkler soldu, hüzün mevsimine girdik... Üşüyoruz... Susuyoruz... Tüm Beşiktaşlılar susuyor! Kelimeler sanki kerpetenle çıkıyor; her çıkan söz, denizleri yakıyor acıdan. Sen ölmedin İlker abi. Geride bıraktığın yüzbinlerce unutulmaz yazı... radyo ve televizyon programı.... Güzelliklerinle hep kalbimizde yaşayacaksın. Senin hep göklerde dalgalandırdığın Beşiktaş bayrağını artık oğlun Erhun Ateş dalgalandıracak... Beşiktaş, şampiyonluk kupalarını alınca ilk sana getireceğiz... Çünkü Beşiktaş'ın başarıları, sen olmadan mutlu etmez hiçbir Kartal'ı! Siyah-beyaz sevdasını gelecek nesillere tertemiz armağan ederek gittin İlker abi. Biliyorum bir Kartal, randevusuna hiç gecikmezmiş... Çünkü Kartallar yüksek uçar.... Cennet'in en güzel köşesi seni çağırıyordu. Sen de göğün mavilerinden Cennet'in baharlarına uçtun... Ama bu zamansız randevu hüzne boğdu bizi... Biz seni şimdiden çok özledik İlker abi. (ZEKİ UZUNDURUKAN)