Şimdiye kadar toz kondurulmayan Mahmut Özgener başkanlığındaki Türkiye Futbol Federasyonu, son haftalarda inanılmaz eleştiri ve muhalefetle karşı karşıya. Bakmayın bu sessizliğin sakinlik olarak gösterilmesine, kasırga geliyor kasırga. Bu söylediklerimin doğrulanması için Beşiktaş- F.Bahçe maçını bekleyin. O derbinin sonrası önemli sonuçlara gebe. Kötü sesler korosu turneye hazır, repertuardaki şarkılar da değişiyor! Bulunduğu her platformda "Bu federasyonu ben getirdim" diye övünen Aziz Yıldırım ve Göksel Gümüşdağ ne diyecek? Onların dudaklarının arasından çıkacak kelimeler ve aldıkları cezalara tepkileri çok önemli. Kulüpler Birliği'ne liderlik yapan bu ikilinin söyleyecekleri sadece onların sözü mü sanıyorsunuz? Sayın Adnan Polat'tan sonra, kongreye giden başkan Yıldırım Demirören'in de bu TFF'ye karşı çıkış yapması an meselesi. Milli Takım'a, Fatih Terim'in yerine hâlâ hoca bulunamaması, bulunanların ise kabul görmemesi, bazı cenahlarla TFF arasında artarak süren sinir harbine dönüştü. Bu süreç, Özgener'in aleyhine işliyor. Her şey güzelse soruyorum: Bir maç seyircisiz oynama cezası beklenen F.Bahçe-G.Saray derbisine, niçin iki maç ceza verildi? Hemen hemen her başkanın sıklıkla yaptığı, akredite etmeden maça girme olayında Gümüşdağ'a niçin para cezası verildi? Milli Takım hocası konusunda neyin sıkıntısı çekiliyor? Bütün takımları sezon başında sıkıntıya sokan "iddaa"daki oranların TFF'nin bile haberi olmadan değiştirilmesi basit bir olay mı? Kısacası, filmde mutlu son görünmüyor... Yolculuk başladı, saatlerinizi kurun!