Sekiz maç arka arkaya kazanan bir takım için güzel kelimeler kullandığımız karşılaşma sayısı bir bile değil. Son Gençlerbirliği maçındaki 45 saniyelik bir heyecan yetti herkese. Fenerbahçe yürürken bile kazanmasını beceriyor. Galatasaray ise bunu yapamıyor. Aralarındaki fark işte bu kadar net. Çünkü Daum önce yenilmemek için sahaya çıkıyor. İki stoperini duran toplar dışında, iki ön liberosunu ise birkaç pozisyon haricinde hücumda göremezsiniz. Rijkaard ise ön liberolarına hücum serbestliğini vermiş. Ama bu oyuncuların kapasitelerini doğru tartamamış. Biri arkasını sağlama alıyor, öteki "bir fazla atarım" diye oynuyor.
Birisinin Alex'i "tutukluk" yapmadan oynuyor, ötekisinin Arda'sı şarjını yenileyemiyor. Kış geliyor, şartlar zorlaşacak. Sert takımlarla maçlar ve sıkı deplasmanlar var. Alex'i durduran takımlar çıkınca, Fenerbahçe'nin iki 90 artı galibiyetindeki gibi yeni şanslar bulması zorlaşabilir. Ama Fenerbahçe başka kahramanlar yaratabilecek kadrosuyla sıkıntıları aşabilir. Galatasaray'ın bu alternatifi var mı? Sanmıyorum. Rijkaard'ın ne kadar teknik direktör olduğunu, fark yaratıp yaratamayacağını bu serilerde çok daha iyi anlayacağız. Daum'u yazmıyorum, çünkü onu biliyoruz.