Sportif olmaktan çok, sosyal sancı gösteren maçı izlemeye, baba toprağı Adana'ya geldim. Diyarbakır cezasını oynayarak çekiyordu ya bari ben gideyim de "Hoş geldiniz kentimize" diyeyim istedim. Detayları ve oraları hafta içinde yazar anlatırım kısmetse de maçtan fazla bir keyif alamadım arkadaş. Çorak futbol oldu, Çukurova'nın bereketli topraklarına yakışmadı valla. Geçen haftanın, 'Bursa gazisi' Diyarbakır belli ki gerginliğini atamamış. Belediye de üzüme bakıp kararınca tıkız-kabız top oynandı dün Adana'da. Bu maçı öğlen sonrası saat 15.00'e alanın ya meteorolojiden haberi yok ya da gıcığına yapmış bunu! Yahu o sıcakta bırakın futbolu, plaj voleybolu bile oynanmaz arkadaş. Neyse ki maç öncesinde valinin her iki takım kaptanına çiçek sunması, ardından da kulüp başkanlarının birbirlerinin formasını giyip sahayı turlaması oldu da acuk hoş manzara yayıldı kameralarımıza. Ziya hoca, 3 hafta hak mahrumu olduğundan takımının başında değil, locaların birinde sessiz sedasız oturmak zorundaydı. Sahada koşturanlar sessiz suskun beceriksiz kalınca, ilk devre başladığı gibi bitti. 2. yarı başında maçın da sıfır sıfır sona ereceği havası yaygınken birden bire golü buldu Belediye gençleri. Az sonra Diyarbakır penaltı golüyle durumu eşitledi ama art arda 2 İstanbul golü gecikmedi.