Sonunda Roberto Carlos'un da bu takımdan kesilebileceğini görmüş oldum! Artık gam yemem. Bitmiş, tükenmiş bir Roberto Carlos'a sadece adından dolayı bu kadar tahammül edilmesi haftalardır yazılarıma konu oluyordu. İyi de oldu. Onun yerine 11'de sahaya çıkan Vederson maç eksiği olmasına rağmen hiç sırıtmadı. Harika bir de gol attı. Sarı-lacivertliler özellikle ilk yarıda Belediye kalesinde büyük bir baskı kurdu. Bu sezon ilk kez kanatlardan böylesine çok orta yapıldığını gördüm. Özellikle Gökhan Gönül müthiş mücadele etti. Takımın en iyisi olduğunu söyleyebilirim. "Gol kaçırma makinesi" Güiza dün gece yine formundaydı! Bu kez 30 saniye içinde iki kez gol kaçırarak farklı bir rekora imza attı! F.Bahçe eğer ilk yarıda Güiza-Semih ikilisi ve çift forvet kurgusuyla sahada olsaydı emin olun maç daha ilk yarım saatte kopardı.
Kimse itiraz etmedi Daum ikinci yarı forveti ikiledi. Amacı ön tarafta topu daha fazla tutabilmekti. Bunda da başarılı olduğunu gördük. Semih'le Güiza'yı birlikte gören bir takım savunmasının kesinlikle rahat etmesi mümkün değil. F.Bahçe hiç değilse iç sahada bu sistemle oynamalıdır. Dün gece en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de F.Bahçeli oyuncuların hiçbir şekilde hakeme itiraz etmemeleriydi. Hakem haklı da haksız da olsa dönüp arkalarını gittiler. Demek ki emir büyük yerden gelmiş! Bir iddiam var. G.Saray'ı bilmem ama bu ligde F.Bahçe 10. haftaya kadar kayıpsız gider. Kör gider, topal gider, az gol atarak gider ama gider. Zaten Daum'un da aklında bundan başka bir şey olmadığını adım gibi biliyorum. Ne de olsa Süper Lig şampiyonluğu tılsımıyla herkesi uyutabileceğini iyi biliyor! Hayırlı işler Herr Daum!