Dün geceki 36 lisanslı oyuncu içinde kimin yerinde olmak istemezdiniz maç başlarken? Antalya kalecisi Polat'ın değil mi? Geçen hafta piranalar gibi saldırıp yarım düzine gol atmış bir rakibin karşısına sıfıra yakın Süper Lig tecrübesi ile çıkıyor zira. Ama o rakibin kaleyi tutan topu yok ilk 45 dakikada. Bulsa olacak. Ve oluyor nitekim; 45+1'deki ilk beceride. Belediye maçının masal olduğunu, Avni Aker'de yine sıkıntılı gece yaşanacağını tahmin ediyorduk da böyle rezil bir oyun da beklemiyorduk. Rakip erkenden hata yapmadıkça ya da ne bileyim topu kendi kalesine sokmadıkça bir kurgu oturtması mümkün değil Trabzonspor'un. Oyun zekâsı biraz eksik, fizik gücü hâlâ yetersiz.
Uyum sorunu yaşadılar Geçen haftaki başarının asıl mimarı Selçuk- Colman ikilisi idi. Bu kez Colman tümden serbest oynamaya kalkınca Selçuk, Serkan'ın 30. dakikadan sonraki desteğine kadar yalnız kaldı, konuk da göbeği istediği gibi kullandı. Antalya bundan daha rahat bir ilk yarı bulamaz daha. Oyunu istediği gibi götürmesine karşın gol bulamıyorsa başları çok ağrıyacak demektir. İkinci yarı kaleyi bulan 2. top ve ikinci golle başladı. Antalya ise çerçeveyi ilk kez 63. dakikada endirekt vuruşla bulabildi. Ceyhun'un ağırlığına rağmen Selçuk'a desteği ev sahibini biraz rahatlattı. Bir türlü organize olamayan Trabzon'da dikkati sadece Gabriç çekerken, 3. çerçeve 3. golü getirdi. Trabzon'un set oyununda işi çok zor. Hep ilk golü bulması gerekiyor ki bu büyük takım vasfı değil. Kapanan rakibe gol atmak elbette zor; ama bir şablonunuz olacak mutlaka.