Denizli'nin kıymetinin bilin Beşiktaş eğer bir yola devam etmekte kararlıysa, çok yalnız ve mutsuz görünen Mustafa hocayı motive etmek zorunda
Mustafa Denizli, Beşiktaş'ın kaybettiği puanların ardından tartışma noktasına getirildi. Önce, Mustafa hocaya yapılan eleştirilerin büyük bölümüne katılmadığımızı belirtip, elbette bazı tercih yanlışları konusunda söylenenlere katıldığımızı aktaralım. Beşiktaş'ın kadro yapısına baktığımızda ve maçların performansını hatırladığımızda, Denizli'nin takıma yaptığı hocalık katkısının, çok övülen Rijkaard'ın en az 2 katı önde olduğunu söylememiz gerekir. Son Galatasaray maçı bile bir teknik adamın maçın kaderi ile ne kadar oynayabileceğinin, suyun akış yönünü ne kadar değiştirebileceğinin en somut örneği.
Yıllar önce Fenerbahçe'nin başındayken Ali Güneş'i forvet arkası oynatıp, maçı kazandığında "kahraman" ilan edilen Mustafa hocanın, aynı kurguyu Serdar Özkan ile yaptığında, darağacının önüne getirilmesi haksızlığını tartışalım. Ali Güneş ile Serdar Özkan'ı karşı karşıya getirdiğimizde, ikinci tercihin kalite olarak daha önde olduğunu görüyoruz. Buna rağmen Serdar taktik kurgunun önüne koyduğu pozisyonları cömertçe ve beceriksizce harcadı. Bir teknik adamın görevi de buraya kadardır zaten. Rakibin zaaflarını tespit ederek, bundan maksimum yararı sağlamak. Hoca bunu tartmış ve başarmışsa, gerisi de futbolcuya kalan bir seçenek. Ama Galatasaray maçı 3-0 kazandı. Ve kötü adam Mustafa Denizli oldu. Frank Rijkaard'ın, oyunun kontrolünü tamamen Beşiktaş'ın eline geçirmesine karşı yaptığı bir hamle bulabiliyor muyuz? Bir tarafta maçın skorunu değiştirmek adına kurgu yaratan bir teknik adam (Mustafa Denizli), öte tarafta Arda'nın Kewell'ın yapacaklarına maçı emanet eden (Frank Rijkaard) diğeri. Mustafa Denizli'nin "Bu maçı emanet ederim" diyebileceği tek oyuncusu yokken, bunları sağlayabilen teknik adamlarla yapabileceği mücadelenin en üst seviyesine ulaştığını görüyoruz. Maç sonrasında, sahaya çıkan 11'i şaşkınlıkla karşılayanların, daha onca benzer taktik yaratıcılıklar yapmamış olmaları da ilginç. Maç sonrasında 'fatura adresi' olarak hocayı gösterenler, devre arasında Yusuf Şimşek'in de alınmasına karşı olmuşlardı. Yusuf Beşiktaş'ı şampiyon yapınca, bir daha konuşmadılar. Şimdi "Bobo nasıl yedek kalır?" diye konuşuyorlar. Asıl sormaları gereken "Serdar Özkan bu golleri nasıl kaçırır, Rüştü gibi bir tecrübe bu golleri nasıl yer?" olmalıydı. Böylesine herkesin gözünün içine sokulan pozisyonlara rağmen, günah keçisi arıyorlar. Manchester United maçına hiç değinmiyorum bile... Beşiktaş eğer bir yola devam etmekte kararlıysa, çok yalnız ve mutsuz görünen Mustafa hocayı yeniden motive etmek zorunda. Bu görev, başta yönetim olmak üzere tüm camiaya düşüyor. İki kupayı müzelerine koyan kararlılığın sahibini sahalara döndürmek durumundalar.