Hani "Bu maçı unuttuk, önümüzdeki maçlara bakmak zorundayız" klişesi vardır ya, Belediye maçı tam da o maçtır Trabzonspor için. Kayıptan sonra sarf edilen bu söze çok farklı bir galibiyetten sonra uymak zorundadır bordo-mavililer. Zira bu skor bir peri masalıdır futbolda, büyük moral verir ama yanıltır da aynı zamanda. Diğer yandanTrabzonspor, futbolumuzun lider takımlarından biri olduğunu en zor dönemlerinde bile sokar insanın gözüne. Tarihimizde kaç takım vardır, stoperi bir maçta 3 korner golü atan? Durur durur, bir şey yapar ve yeni bir kilometre taşı döşer Trabzon. Hani işler kötü giderken deriz ya "Nerdesin ey Trabzonsporluluk ruhu?", bir de "Olimpiyat Ruhu" var Trabzon cephesinde. Bir Sivas yenilgisi hariç hemen her maçı farklı kazandılar Olimpiyat'ta. Geçen sezon iç saha maçlarını burada oynasa belki de şampiyon olurdu Trabzonspor.
Colman-Selçuk etkiliydi Biraz da oyunu analiz edelim. Trabzonspor lig arasında fizik güç kazanmış gibi geldi bize ilk yarıda. Çok istediler, çok koştular. Ancak aşırı pres hevesi her şeyin çözümü değil; hamlede biraz geç kalınca, ayağa çabuk oynayan rakip de varsa tüm takım açığa düşüyor bir anda. Bir de savunması ne top rakipteyken ne de kendindeyken güven vermiyor Trabzon'un. Riskli, kısa düşen paslar, rakibin tek santrforunu paylaşırken piyangonun kısalara çıkması gibi. Trabzonspor farklı kazandı ise bunun baş nedeni Egemen sürpriziydi elbette. Ancak o olmasa da kazanacaktı misafir ekip. Zira bir yıl sonra ilk kez Colman-Selçuk ikilisi büyük takım orta sahasından örnekler sunabildiler. Özellikle Colman takımını çok iyi yönetti. Ama Colman bu, bakarsınız bundan sonra gözükmez ortalıkta. Broos'un, Yanal'ın çift forvet sistemine dönmesi oyuna damgasını vuran bir diğer etkendi. Gerçekten patlama yapmak isteyen bu ikili kendi attıkları goller dışında, Egemen'in üçlemesine de alan yarattılar çaktırmadan. Gökhan Ünal gibi bir yeteneğin neler yapabileceğini çok açık gördük. Keşke kendisi de bir farkındalık yaşayabilse kariyerini daha fazla örselemeden.
Hakemi beğenmedim Hugo Broos bir de Gabriç'i yerinde kullandı bu kez, nasıl olduysa. Yeni Hırvat'ın sol kanattan etkili girişimleri oldu bu maç. Yeterli değil elbette. Trabzonspor'u takip edenlerin beklenti çıtasını o kadar düşürmeyi başardı ki futbolcular, biraz kıpırdanana maşallah deniyor mecburen. Bu arada, Drago Gabriç'in Umut'a attırdığı golden hemen sonra Ferhat-Sylva ikilisine yedirdiği golü de görmezden gelemeyiz. Maçın skoru, her şeyi bir yana; hakemlik için iki kara sayfa gördük Olimpiyat Stadı'nda. İlkinde Gökhan Kaba'nın Giray'ın kafasına elle yaptığı bloğu ödüllendirip Belediye lehine çalınan saçma sapan bir düdük. İkincisinde sarı kartlı diğer Gökhan'ın Serkan'a arkadan yaptığı kartlık harekette çok önemli bir avantajını kesen, üstelik kart da göstermeyen bir garip hakem. Bu kadarına pes doğrusu. Maçın rahat skoruna bakıp hakemliği bu kadar düşürürüm sanmayın efendiler; sıkışacak ve bu tuhaflıkları kaldıramayacak maçlar da olacak maratonda.