Rijkaard'ın ilk derbisi olması bu tip maçlarda hangi şablonu uyguladığı açısından bence merak konusuydu. Genelde ülkemizde derbilerde icatlar çıkarmaya uğraşan teknik direktörlere alıştığımız için kadrolar ve ilk 15 dakika çok önemliydi. G.Saray eldeki mevcut ideal kadrosunu koruyarak sahaya çıktı. Beşiktaş ise garip bir şekilde Nobre, Bobo ve Holosko'yu kenarda oturtarak Tello'yu ise eve yollayarak başladı. Sürpriz kadrolarda teknik direktörler hep idam sehpasının ucundadır. Olası kötü sonuçlarda kafalar kopar. Dakika bir, gol bir oldu. Ki ancak 3. sınıf takımların yiyeceği bir goldü bu. Arda'nın süper kornerini takdir etmek lazım. Ama arka direkte Mustafa Sarp'ı unutan savunmaya da bir büyük ayıp. Servet, Emre Aşık, Hakan Balta gibi uzun oyuncular serbest vuruşlarda rakip ceza sahasında bir kâbus gibi yer alıyorlar. Aradan da Mustafa gibi, Arda gibi sürprizler çıkıyor.
Sabri-Keita felç etti İlk yarıda topla oynayan Beşiktaş gibi görünmesine rağmen gol pozisyonları G.Saray'daydı. Özellikle ikinci bölgede topla çıkışlarda Ayhan çok arandı. Sarp ve Topal birbirlerine çok benzeyen oyuncular oldukları için takımlarını rahatlatmakta zorlandılar. Sabri ve Keita, Beşiktaş'ın sol kanadını felç ederken buraya müdahale edilmemesi ilginçti. İkinci yarının başında oyunu ileride kurarak başlayan Beşiktaş'a, G.Saray uzun süre karşılık veremedi, yoğun baskı yedi. Her zamanki oyunu okuma yeteneğini ve zamanında müdahaleyi çok iyi uygulayan Rijkaard yorgun Arda'yı Elano ile değiştirerek işi o anda bitirdi. Maçın sonucunda 3 gol, gol pozisyonu adeta olmayan Beşiktaş'a karşı azdı. Daha yüksek skorlu bir maç olması gerekirdi. Bu kadar riskli bir kadro ile sahaya çıkan Denizli, Beşiktaş'ın 5 haftada tükenmesine yol açtı. G.Saray ise yoluna tam gaz devam ediyor. Oynuyor, keyif veriyor, gol atıyor. Panathinaikos maçı öncesi çok önemli moral depolandı. Maçın en iyileri başta Sabri, Servet ve Emre idi. Bir diğer iyi de hakem Bülent Yıldırım'dı.