Zor görünen derbiyi kolay kazanan sarı-kırmızılı ekip kötü oynadığında bile istediğini alacak yapıya ulaşmış.
Sezonun ilk derbisine kadar kayıpsız gelen Galatasaray, karşılaşmaya klasik düzeniyle başladı. İlk 5 dakikada bilinen baskısını kurup, golü de buldu. Bu golün bence en enteresan yönü son haftalarda sürekli aynı noktalarda bulunan Mustafa Sarp'a Beşiktaş savunmasının hiçbir önlem almamış olmasıydı. Golden sonra baskısını artıran Beşiktaş, oyunu kontrol
altına almaya çalıştı. Nihat'ın arkasında oynayan en önemli silahlarından Yusuf'un organizasyonunda Ernst ve Tabata ile topu ileri taşıyıp, Erkan ve Serdar gibi hareketli oyuncuları ile pozisyon bulmak istedi. Ama Galatasaray savunmasının dikkatli yapısı buna izin vermedi. Özellikle Mehmet, Mustafa, savunmasına büyük destek veren Keita ve Sabri'nin iyi gününde olması Beşiktaş forvetine istediklerini yapma şansı tanımadı. Uluslararası tecrübesi fazla oyunculardan kurulu Galatasaray, Beşiktaş hücumlarından dönen topları da iyi değerlendirdi. Milli maçlarda oynamış yorgun futbolcu çokluğuna rağmen. Organize çıkan sarı-kırmızılılar, Ernst ve Tabata'nın geri dönüşlerdeki sorununu da kullanarak pozisyonlar üretmeyi başardı.
Topla çok fazla oynayınca... İki takım arasındaki en önemli farklardan biri de defans ile orta saha arasındaki boşluktu. Beşiktaş'ta bu sorun belirgin bir şekilde göze çarparken, Galatasaray böyle bir problem yaşamadı. Siyah-beyazlıların istediği baskıyı kuramamasının en önemli nedenlerden biri de bloklar arasındaki mesafenin fazlalığıydı. Bu olumsuzluğa çözüm bulunamayınca Beşiktaş topla daha fazla oynamasına rağmen üretken bir görüntü sergileyemedi. Yusuf ile baskı kurup, çabuk oyuncuları ile kanat ve göbekten kaleyi yoklamaya çalışan Kartal, bir türlü bu düşüncesini sahaya yansıtamadı. Hücuma çıkarken topla çok oynadıkları için Galatasaray'ın toparlanmasına izin verdiler. Karşılaşmanın ilk yarısında tempo normaldi. Beşiktaş, orta sahada kalabalık olsa da pozisyon üretmedi. Siyah-beyazlılar, sayı fazlalığına rağmen adam paylaşımında ciddi sorunlar yaşadı. Bu anlamda rakibinden daha iyi bir görüntü sergileyen Galatasaray, tam bir markaj olmasa bile Tabata'yı Mehmet Topal ile kontrol etmeye çalıştı ve bunda başarılı oldu.
Arda'nın durumu normal Arda, dün akşam beklendiği kadar etkili değildi. Milli maçlardaki yorgunluğu ve moral bozukluğunun bu duruma çanak tuttuğu ortada. Bu derbi onun için kötü geçse de gelecek için ölçü sayılmamalı. Yıldızlar da bazen kötü gününde olabilir. Arda da dün akşam bunu yaşadı. Bunlar futbolda olağan şeyler. Büyük bölümü ortada geçen maçta golleri bulan Galatasaray, kayıpsız ilerleyişini sürdürdü. Sarı-kırmızılılar defans ve göbekteki yardımlaşmasını kanatlara da taşıyabilirse önemli bir açığını kapatmış olacak. İkinci yarıda Tabata'nın yerine Fink'i, Nihat'ın yerine de Bobo'yu alarak etkinliğini artırmaya çalışan Beşiktaş, bunda da başarılı olamayınca iyileşmesi uzun sürecek bir yara aldı. Galatasaray ise kenar yönetiminin yerinde kararları ile kağıt üzerinde zor görünen bir maçı beklediğinden çok daha rahat kazandı. Dünkü derbi gösterdi ki Galatasaray zor dönemde zor maçları kazanacak takım kurgusunu ve organizasyonu yakalamış.