İçinde bulunduğumuz mübarek ayda "Ramazan Paylaşmaktır" felsefesini ön planda tutarak, puanları da paylaşıyor Trabzonspor. Kadroda revizyona giden Belçikalı, sistemdeki tutuculuğunu sürdürdü. Trabzonspor'un geçen yıl kazandığı maçlara bakalım. Belirleyici alan orta sahası. Dünya futbolunda da böyle. Savunmayı rahatlatan da, hücumu destekleyen de orta saha. Eldeki malzeme belli. Olmuyorsa inat etmenin anlamı ne? Trabzonspor ileride tek kişi bıraktığı sürece, rakiplerine karşı mahkûm oynuyor. Sürekli dayak yiyen boksör görünümünde. Mevcut futbolcu profili ile bu takım tek forvetle oy-na-ya-maz. Elinde, iki yönlü orta saha oyuncuların, bindirme yapan kanatların, ileride top tutan, yıpratan ve tek vuruş ustası santrforun olur da oynarsın. Bu satırların yazarı da dahil olmak üzere hepimiz Umut ve Gökhan'ı eleştirdik. Eğrinin doğrusu, bu malzemeden yapılacak yemekte ikisini de kullanmak zorundasınız. Özellikle iç sahadaki maçlarda bunu yapmazsanız, futbol bilginizden şüphe ederim. Kendi evinizde bile baskı yiyerek oynuyorsunuz, hücumda çoğalamıyorsunuz. 'Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer' derler. Broos'un bu kaçıncı yoğurt vakası? Taraftarın ağzı değil yüreği yanıyor.
Yabancıların katkısı Bakıyoruz rakiplere. Yabancılarının katkılarını düşünüyoruz. Bir de bizimkileri. Tamam, her futbolcu formsuz bir dönem geçirebilir. Ama kapasite belli. 2 ile 2'den 7-8 bekleyemezsiniz. Toplasanız da, çarpsanız da 4'ten fazla etmiyor. 4 maçta 4 puanla ligin kaybedildiğini düşünmüyorum. Evet, idari ve teknik anlamda hatalar çoğalıyor. Yapılması gereken, milli maç arasının iyi değerlendirilmesi. Kulübün değerleri bir araya gelmeli, iletişim sorunu çözülmeli. Kendi çıkarlarını kulüp menfaatlerinden üstün tutanlar ayıklanmalı. Trabzonspor kimliğinin her şeyin üzerinde olduğu unutulmamalı. Futbolcuların ise, psikolojik olarak lige yoğunlaşmalarını sağlamak için ister Uzungöl'e götürün, ister Forum'a. İsterseniz de yerlileri camiye, yabancıları Sümela'ya.