Bu yıl da komşu kıta Avrupa'ya erken veda etti Trabzonspor. Aslında Fransız rakibine ilk maçta teslim olmuştu. İki takım arasındaki en büyük fark, dillerde tüy bitiren golcüydü. Elin oğlu Avni Aker'de, 2 defa gösterdi kendini. Turu aldı. Bizimkiler mi? Onlar, taraftarlara en çok saçı kim yolduracak yarışı içerisindeler. Fransa'da özellikle ikinci yarı, çift forvet anlayışı biraz direnç arttırdı. Ama dediğimiz gibi pastaya tat verecek krem şanti eksikliği hayal kırıklığının en büyüğü idi. Bununla birlikte, hocanın ısrarla uygulamak istediği kalabalık orta sahanın önünde tek forvetli sistemde, özellikle orta saha oyuncularının performansı belirleyici oluyor. Baskı yiyen ve oyunu ileriye itemeyen orta saha uygulamasında bordo-mavililer üzücü sonuçlar almaya devam edecektir. Bir gerçek var ki şu anda orta sahanın merkez oyuncuları formsuz. Tjikuzu, Colman ve Selçuk en verimsiz dönemlerindeler. Alternatif oyuncuların hazır tutulması konusunda biraz Ceyhun Gülselam dersine çalışmış görünüyor.
Bursa maçı kazanılmalı Yönetimlerin başarı kıstasının saha sonuçları ile ölçüldüğü ülkemizde, bundan kurtulmanın yolu profesyonel kadrolardan geçiyor. Trabzonspor'da bu yolda bir adım attı. Fakat hâlâ yönetim kurulu üyeleri sahadan ellerini çekmiyorlar. Burada Ünal Karaman'a daha fazla yetki verilmesi taraftarıyım. Sportif direktöre verilecek yetki, yönetim kurulunu da rahatlatacaktır. Kongre krizinden takımın ne kadar etkilendiği önemli. Üst üste alınan yenilgiler can sıkıcı ama, geleceğe bakmak zorundayız. Bursa maçı bu alanda büyük önem arz ediyor. Gabriç, Yattara ve Engin'in katılımı ile çift forvetli sahaya sürülecek takımın alacağı galibiyet, kara bulutların az da olsa dağılmasına neden olacaktır. Hugo hoca, isimlere bakmadan formda olana forma verirse, bu tezimiz daha da güçlenecektir. Broos'a kendinden önceki hocanın da isimlere takılarak kaybettiğini hatırlatmak isteriz. Bizim dediğimizi anlamazsa da en iyi anlatacak kişinin Sevgili tercüman Halil'in olduğunu düşünüyoruz.