Bu Trabzonspor'a saha büyük geliyor. Sağa sola koşuşturan çok ama alan markajı anlayışı gelişmemiş bir oyuncu topluluğu olduğu için büyük boşluklar kalıyor rakibe. Atay başkan olsa hemen koyardı teşhisi: Şenol hiç çalıştırmamış takımı!.. Trabzon'da kendine sporcu bile dedirtemeyen İsaac'ten gol yiyen takım için sadece "pes", taraftara da "ya sabır" demek mümkün. 120 milyon borca rağmen bu takımın hâlâ bir sağ beki yok. Orta sahanın sağında etkili olabilen Serkan bekte her maç bir golü oluyor neredeyse. Ama aslı komedi başka. Sol açık lazım diye, aylarca peşine düşülüp 2.5 milyon euro bonservisle getirilen Gabriç, 20. dakikada sağ açık oluveriyor. Bir "pes" daha yani.
Bari gireni çıkarmasa! Trabzon'un bu sezon çok az gol atabileceğini baştan söylemiştik. Tek forveti Selçuk'u öne iterek desteklemeye çalışan Broos'un bu planı da tutmuyor. Selçuk fiziken ve ruhen güçsüz. Umut'tan zaten gol beklemiyoruz da bari gireni çıkarmasa! Colman ise ilk kez hak ettiğini erkenden aldı; Broos'un az doğrusundan biri! Cale ve Colman kadar rakibe bu kadar kolay geçilen iki yabancı Türkiye'de yok. Alanzinho da hemen yılıyor. Kadronun en pahalı oyuncusunun hâlâ kulübede kalması başka bir yanlışa işaret ediyor. Trabzonspor'un tüm yabancıları sıradan bir izlenim veriyor şu an. Böyle bir şeyi hiçbir takımın maddi-manevi kaldırması mümkün değil.
Gidişat hiç de iyi değil İkinci yarıda Trabzon'un gol bulabileceğini düşünen pek yoktu. Zira gol için gayret gösteren sadece biraz Engin vardı. Ve beklendiği gibi de oldu. Gökhan Ünal ile forveti çiftleyen Hugo Broos puanı bulamadı ama Selçuk'u savunmaya yardımcı yapması hiç değilse başka gol yememesine yaradı. Trabzonspor'un Colman, Cale, Song ve hatta Alanzinho gibi oyunculardan ikisini paraya çevirip, çok acilen çok iyi bir golcü ve sağlam bir sağ bek alması şart. Yoksa gidişat iyi değil. Durum vahim diyorum yani. Bu takım, bu fizik zaafiyet ve moral çöküntüsü ile tarihinde ikinci kez düşme korkusu yaşatabilir sevenlerine.