Sabah 7.50 uçağına binmek için erken saatlerde Atatürk Havalimanı'ndaydık. "Sabahın körü" uçağında Fenerbahçe kafilesi de vardı. Herkes adeta ayakta uyuyordu. Oldum olası erken uçakları sevemedim. Free Shop'ta Daum ve yardımcısı Koch'la karşılaştık. Free Shop'u adeta yağmaladılar! Ardından Fenerbahçeli futbolcular birer birer gelmeye başladı. Brezilyalılar hiç ayrılmıyor, hep beraber takılıyorlar. Alex, Deivid, Roberto Carlos, Vederson ve Bilica yapışık ikiz gibiydi. Ama esas gözüme çarpan yeni transfer Özer Hurmacı'nın da Brezilyalılarla oturup kalkmasıydı. Ankaraspor'dan takım arkadaşı Vederson'un yanından hiç ayrılmadı. Elinde tek bir koltuk değneği olan Özer'e sakatlığının durumunu sordum. "Ağabey artık kendimi iyi hissediyorum. Kampa gelme amacım da takımla beraber olmak" dedi. Elindeki Türk pasaportu dikkatimi çekti. "Sen Almanya doğumlu değil misin Özer?" "Öyleyim ağabey ama Türk pasaportu taşıyorum" cevabını verdi. Emre Belözoğlu'nun Mehmet Topuz'u bir dakika olsun yalnız bırakmaması da dikkatimi çekti. Kamp süresince bu satırlarda birlikte olacağız.