Beşiktaş ve Denizli, dün Fenerbahçe karşısında bildiği doğruları ve inançlarını sahaya yansıtarak 8. kez Fortis Türkiye Kupası'nın sahibi oldu. Denizli maça yine ilginç bir değişiklikle başladı. İbrahim Toraman sağ kanatta sahaya çıkarken, İbrahim Üzülmez kulübede oturdu. Dedik ya Denizli ne yaparsa yeridir. Çünkü oyun sisteminde şov yok, takım oyunu
var. Doğruları bir iki maç dışında yanlışlarından daha fazla. İki kulvarda birden yürüyen Beşiktaş ilk hedef olan Fortis Türkiye Kupası'nı kazandı. Hem de ezeli rakibi Fenerbahçe'ye 6 kez 2-1'lik skorlarla kaybetmesinin acısını 4-2 gibi farklı skorla çıkararak. Siyah-beyazlılar, ikinci yarıda oynadıkları muhteşem futbolla sonuca giderken aynı inançlı oyununu ligde de oynarlarsa bana göre lig kupasını da kazanırlar. Maça gelince ilk dakikalarda iki takım da birbirini ölçüp biçerek oyuna başladılar. Beşiktaş sahada kaldığı sürece akıl dolu bir futbol oynayan Yusuf'un 6. dakikada attığı golle öne geçerken aynı Yusuf, Bobo'nun ikinci golünün de asistini yaparak alkışı hak etti. İlk yarıda yüzde yüzlük bir golü kaçıran Bobo attıgı iki gol ve Holosko'ya yaptığı asistle galibiyetin mimarı oldu. Dün Beşiktaş takımında kötü oynayan yoktu. Her futbolcu yüreğini ortaya koyarak oynadı.
Fener'e yine hüsran Fenerbahçe'ye gelince kupaya yine hasret kaldılar. Bir tek Güiza, Beşiktaş'a bir kez daha gol atıp görevini yaptı. Alex durgun, orta saha ne yaptığını bilmez haldeydi. Bu oyunla kazanmaları imkansızdı. Biraz da maçın hakemine değinmek istiyorum; art niyetli olduğuna inanmak istemiyorum ama tüm taktir haklarını Fenerbahçe lehine kullanmasıyla kuşku duymuyor da değilim. Öyle bir penaltı kararı verdi ki evlere şenlikti! Az düdük çalan Bünyamin Gezer'e bunu hiç yakıştıramadım. Sonuçta Beşiktaş hedefine ulaşırken, Fenerbahçe kupada bir kez daha hüsranı yaşadı.