PFDK, "nihayet" cezaları açıkladı. Sabah başlayan toplantı, akşam saat 21.00 gibi sona erdi. Zannedersiniz Ergenekon davasını görüşüyorlar! Her şey tamam da; Volkan ve G.Saray'a verilen cezalara itirazım var. F.Bahçe yönetimi, son derece doğru bir yaklaşımla Volkan'ın kasık sakatlığına yönelik raporlarını kamuoyuyla paylaştı. Hem F.Bahçe hem de Milli
Takım doktorlarının Volkan'ın kasık sakatlığından bilgisi var. Bunların hepsi raporlarla sabit. Bunlara rağmen milli kaleciye verilen ceza, abesle iştigaldir, popülisttir ve Futbol Federasyonu'yla arası bir türlü düzelmeyen G.Saray camiasına mavi boncuk dağıtmaktır. Ali Sami Yen'de PFDK'nın değil, ancak Ceza Mahkemeleri'nin karar verebileceği olaylar yaşandı! Maç esnasında sahaya inen "meczup" taraftar, F.Bahçeli oyuncuların canına kast etse bunun hesabı nasıl verilecek? Tribünden inip, sahanın ortasına kadar koşabilen bu adam kimdir? Herhangi bir sabıkası var mıdır? F.Bahçe tercümanı Samet Güzel'in kafasına tam 8 dikiş atıldı. Kafasına gelen kanyak şişesi ya ölümüne yol açsaydı? Bu olayları çözmek, değerlendirmek ve ceza vermek ne popülist PFDK'nın ne de "mahalle bakkalı" fikrine sahip, "indirim merkezi" Tahkim Kurulu'nun işidir! Bunlar adli olaylar. Ali Sami Yen Stadı, sorumlular bulununcaya kadar kapatılmalı! Volkan konusunda ise yanlıştan bir an önce dönülmeli.
Direkler ve TSYD! www.ataryemez.com adlı internet sitesini artık bilmeyen yok. Gazeteci tayfasının bağımlısı olduğu site, Habertürk Gazetesi Spor Müdürü Halil Özer'le röportaj yapmış. Sevgili Özer, "Emre Bol, Bursa'da maçı izlerken önümüze direk geliyor diye yazı yazıyor. TSYD'yi suçluyor! Kanuni olarak zaten o direklerle TSYD'nin alakası yok. Bildim bileli Bursa Atatürk Stadyumu'nda direk var" diyerek bendenizi bilgisizlikle suçlamış! O direklerle ilgili TSYD'nin sorumluluğu olmadığını ben de biliyorum. Ama TSYD, "Bizim gazetecilerimiz, yazarlarımız direkler yüzünden maç izleyemiyor. Basın tribününün yeri değiştirilsin" diyemiyor mu? Sadece pişpirik oynanan yer haline gelen TSYD'yi "etkili" hale getirmek bizim işimiz değil mi? Ben "gerçek emekçilerin" doğru düzgün maç izlemesi için yazmaya devam edeceğim Sayın Özer.
