Defans hatalarından kaynaklanan gollü bir maç olacak. Topu ayağında tutan avantaj elde eder.
Dakika 80'de Barcelona'lı Toure dışarı alınıyordu. Barça, Bayern ile dalga geçerken o da 8 bin 600 metre koşmuştu. Takım ortalaması ise 8 bin 360 metreydi. Yani nerede ise aynı... Takımın en aktif bölgesi ön liberoda yer alan oyuncu ile takımın ortalaması aynıydı. Anlamı açıktı; Messi'si, Eto'o'su, Xavi'si de arı gibi çalışıyordu. Oynadıkları konuma
bakmadan. Bunu yapabilecek Türk takımı yoktu. Nefesleri de anlayışları da yetmezdi. Ama adı 'derbi' idi. Biz "Dünyanın en büyük derbisi" diyorduk. Ama dünyadan sadece 1-2 gazeteci akredite oluyordu. Neyse... Geçelim... Analize elbet... Alex olmayınca Fener mecburi 4-4-2'ye dönecek. Premier Lig'in en çok kullandığı taktiğe yani... Ama çakma 4-4-2. Semih'in ortaya yardım edeceği 4-4-1- 1 versiyonu yani. G.Saray, Lincoln'ü kullanırsa 4-2-3-1 gibi oynayacak. La Liga'nın en çok kullandığı taktik de bu. Biri İngiliz, diğeri İspanyol esintisi getirecek. Topal-Ayhan ikilisi mi, yoksa Emre-Selçuk ikilisi mi daha çok top kaybedecek? Dikkat edin 'çalacak' yazmadım, 'kaybedecek' dedim. Maçın skorunu top çalmalar değil, çıkarken kaybetmeler belirleyecek. Fener bu konuda daha sıkıntılı olacağa benziyor. Duran toplarda G.Saray'ın olacağı gibi!.. Yer paylaşımı yapamayan G.Saray duran toplarda hesabı şaşıracak. Defans arkasına atılan toplarda Edu'suz Lugano'nun şaşıracağı gibi. Hele de Fener topu ayağında tutan takım olma hevesi ile savunmayı önde kurarsa! Bu hafta oynanan 4 UEFA Kupası çeyrek finalinin üçünü ev sahipleri kazandı. Ortak özellikleri topla fazla oynamalarıydı. Sadece PSG evinde, Dinamo'dan daha az oynadı topla. Nitekim kazanamadı, 0-0 bitti maç. Bu nedenle topu ayağında daha fazla tutabilen avantajlı olacak.
Fenerliler, Baros'u sevmez Baros çabukluğu ile Fener savunmasının sevmediği oyuncu tipi olacak. Lugano veya Önder'den birini sarartarak hatta belki kızartarak. Aynı renk değişim riski Emre ile Güiza mücadelesinde de yaşanacak. Sarışın Emre'nin kızarma olasılığı fazla gibi. Hele ki Aydınus gibi, göğüs cebi ile eli arasında sıkı fıkı ilişki olan bir hakemle!.. İşin psikoloji tarafı mı? Karşınızda dev rakibiniz; ne karı-koca dırdırı, ne ödenmemiş transfer taksidi, ne geçmişteki taraftar protestosu, sahaya çıktınız mı 'onu yenmek adına' her şeyi unutursun!.. Onun için herkesin psikolojisi üst düzeyde... Merak etmeyin gol değil, goller gelecek. Beceri gollerinden olmayan... Defansların saç baş yolduracağı savunma hatalarından kaynaklanacak. Her iki takım da gol bulacak. Maçı beraberliğe bağlayan... Sadece tahmin olacak... Benim yazdıklarım... Dostluk ise kalacak... İki takım arasında... Zaten ne zaman kalmadı ki!..
