Trabzonspor son Belediye maçından aldığı umulmadık beraberlikle tam manası ile neye uğradığını şaşırdı. Öyle ya, 'Denizli ve Konya karşılaşmalarında kaybedilen 6 puanın telafisi nerede ise imkânsız' derken son beraberlik gidişe tuz-biber ekti. Bu gibi durumların üç sorumlusu vardır. Birincisi teknik yönetim, ikincisi idari yönetim, üçüncüsü de saha içindeki futbolcular. Yedek kulübesi ise bu şartlar altında daha bir önem taşır. Kulübenin ağırlığı hem sahadaki oyunculara destek ve teşvik verir hem de rakibe korku salar. Gelin görün ki kulübedeki oyuncular adeta sıfırlandı. Futbolcular ne sahadaki arkadaşlarına heyecan ne de rakiplere korku saldı. Hafta başında sayın Şener, "Artık bıçak kemiğe dayandı, hocaya bu düşüşün sebepleri sorulacak" dedi. Şanssızlık, tesadüf gibi sudan bahanelere de itibar etmeyeceğinin de altı çizildi.
Fark kapatılabilir mi? İyi güzel de, bu sorgu ve sual işleminde biraz geç kalınmadı mı? "Geç kalındı" konusunda tüm yazarlar ve taraftar hem fikir. Düşüş başladığı haftalarda önlem alınamaz mıydı? Peki şimdi "Aradaki puan farkı bu oyunla kapatabilir mi" sorusu da insanların aklını kurcalıyor. Evet... Cevabımız net: Bugünkü oyunla kapatılamaz! Şimdi tabana kuvvet... Yani insan üstü bir gayret... Sivasspor maçına kadar asla en ufak zaaf ve kayıp olmayacak. Üstelik de Sivasspor maçı deplasman demeden kazanılacak. İşte bundan sonra Trabzonspor belki kendini düze çıkarma imkanı bulabilir ve yeni bir ivme kazanabilir. Trabzonspor şampiyon olmak istiyorsa kalan maçlarının hepsini final olarak düşünmeli ve üç puanı hanesine yazdırmalıdır. Neticede "Bu ikaz ve alarmı keşke daha önceleri verseydiniz" demesi geliyor insanın içinden.