Son dört maçla düşüşe geçen Trabzonspor bu inişini Gaziantep maçı ile pekiştirdi. Dünkü futbolun tekniği, taktiği ve mantığı ortada iken artık bu takımdan fazla bir şey beklemek haksızlık olur. Maçtaki en büyük rakip, stres ve gerginlikti. Orta sahada olmayan paslaşmalar, aranan oyuncu kombinasyonları, pas hataları, isabetsiz şutlar... Netice itibarı ile dün sahada olmayan bir Trabzonspor vardı. Colman dışında giydiği formanın hakkını veren hiçbir oyuncu yoktu. Kalede de Sylva dahi son haftaların formsuz futbolcular listesine adını yazdırmak için adeta sıraya girmiş. Geride Song ve Egemen ise birbirleriyle anlaşamamakta yarış eder oldular. Uyum ve yardımlaşma kaybolmuş gibi. Nerede o top geçirmeyen Song? Büyük umutlarla alınan Selçuk? Nerede o gol kralımız Gökhan! Ya kaptan! O da kayıp!
Umursamaz Yattara Geçen hafta bazılarınca yıldız olarak bir maçta göklere çıkarılan Alanzinho bu maçta sahada 45 dakika zor barınabildi. Yattara ise yine bildiğimiz Yattara adeta sahada mağlubiyete rağmen tınmadan kemençe çalmaya devam etti. İlk 45 dakikalık zaman dilimi içerisinde taktiğe dayalı hiçbir pozisyon dahi üretemeyen bir Trabzonspor izledik. İkinci yarıda bir miktar daha canlı ve etkili gibi gözüken Trabzonspor'un tüm gayretleri mağlubiyetten kurtulmaya yetmedi. Böyle takımlara karşı gücünüzü ve kuvvetinizi ortaya koyabilmeniz gerekirdi. Oysa ki Trabzonspor bir şampiyonluk adayı olarak sahada hiçbir belirgin özellik ve etkinlik orataya koyamadı. Netice olarak Trabzonspor bu maçta mağlubiyeti kabul ve hak ederek sahadan ayrılmıştır. Kimseye bu mağlubiyetin vebalini ve kabahati yüklemeye kalkmayalım. Trabzonspor'un, böyle kritik bir maçta hatta deplasmanda kendisine bu derece destek ve tolerans tanıyan bir hakeme bundan sonra da rastlaması çok zor. Bordo-mavililer başarılı olmak için için acil önlemler almalı.