Cangele ne düşündü? Emre o hareketi yaptığında Arjantinli futbolcu, "Beni öldürecek" diye korktu mu? Emre ceza kuruluna verildi. Bakalım adalet terazisi dolduruşla mı, akil düşünce ile mi çalışıyor
Emre Belözoğlu'nun, maç devam ederken sahanın kenarından Cangele'ye yaptığı hareket tartışılıyor. Nesi tartışılıyor onu da anlamış değilim ya Devam eden gergin bir maç var. İki futbolcu birbirlerine sert girmişler. Canları yanıyor, sinirliler. Emre tedavi oluyor, gözü kararmış durumda. Yaptığı hareket ile Cangele'ye meydan okuyor. Hareketin ne olduğunu kötü örnek teşkil etmemesi için yazmıyorum. Ama büyük takım oyuncusuna, hele hele Fenerbahçe forması giyene yakışmıyor. Şimdi bu görüntüler üzerine kesilen ahkamlar sonucunda Emre Belözoğlu Ceza Kurulu'na gitti. Erman Hoca (Toroğlu), Emre Aşık'ın Beşiktaş-Fenerbahçe maçında Nobre'ye yaptığı hareket ile bunu örtüştürüyor.
Birbiri ile hiç ilgisi olmayan, benzemeyen, birisi maç sırasında top oyundayken yapılmış, öteki oyuncu saha kenarında tedavi görürken. Emre Aşık'ın yaptığını profesyonelce diye açıklamaya çalıştılar ama onu bile beceremediler. Belözoğlu'nun ise yaptığı çok açık. Tehdit ediyor karşısındakini. Peki o anda Cangele, "Bu adam beni öldürecek mi?" diye düşündü. Elbette hayır. Oyun sırasında gelecek bir tekmeyi hesap ediyordur en fazla. O tekme geldi mi? Yine hayır... Emre Bözoğlu yaptığı hareketin yanlış olduğunu kabul etti. Fenerbahçe taraftarı ise futbolcusunu ayıpladı, özür dilemesini istedi. Emre Aşık'ın hareketinden sonra, Beşiktaş camiasından menfi tek kelime geldi mi? Burada yanlışı, kendi içinden bile gelse savunmayan, samimiyeti kendisine kale yapmış bir camia var. Kimse ortalığı karıştırmaya çalışmasın. Sorun bakalım herhangi bir hakeme; Emre bunu maç sırasında yapsaydı ne ceza verirdi. Karşılığı en fazla sarı karttır. Rakibine parmağını sallayıp "görürsün sen" demekle farkı yok çünkü. Bu yorumları başka noktalara çekmek istemiyorum. İyi niyetle düşünmeye çalışıyorum. Şimdi Ceza Kurulu'nun ne karar vereceğini de merakla bekliyorum. Bakalım ellerindeki adalet terazisi dolduruşla mı çalışıyor, akil düşüncelerle mi?