Sonda yazacağımızı yazının başında söyleyelim. Beşiktaş'ın ikinci golü Gökhan Zan mı Bobo mu attı bu tartışılır ama tartışılmayacak bir şey var. Gol ofsayt. Ancak, bir başka gerçek daha var. Beşiktaş'ın Nobre ile attığı golün sayılmaması ise bir facia. Çünkü bu pozisyonda ofsayt yok. Maça geçelim... Beşiktaş, her İstanbul BŞB maçında resmen işkence çekiyor. Bu eziyet dün gece de maçın başından sonuna kadar sürdü gitti. Tello, takımı işkenceden kurtarmıştı ama Beşiktaş'ın mutluluğu sadece 4 dakika sürebildi. İstanbul BŞB'nin beraberlik golünden hemen 1 dakika sonra Beşiktaş'ın ikinci golü kazanması ise mucize gibi bir şeydi. İstanbul BŞB, UEFA Kupası'nın çılgın takımı Metalist'e benziyor. Birinci sınıf futbol oynuyorlar. Her takımı yenebilecek oyun planları var. Hatayı asla affetmiyorlar. Beşiktaş bu inanılmaz galibiyeti yaşamasa geçen haftanın 12 puanlık ikramlarının hiçbir değeri kalmayacaktı.
Holosko 'sıfır' çekti Açık söylemek gerekirse Beşiktaş, maçın başından sonuna kadar oyuna hakim olamadı. Düzeldi denilen defans inanılmaz falsolar yaptı. Orta sahada Beşiktaş'ın değil yine İstanbul BŞB'nin ağırlığı vardı. Herkes Nobre ile Bobo'nun birlikte oynamasını istiyor. Nobre'ye laf yok. Canını dişine takarak oynuyor. Bobo'ya gelince... Resmen döküldü. Gökhan Zan'ın kaleye giden gollük vuruşunu çizgi üstünde tamamlamaktan başka "Aferin" dedirtecek hiçbir etkinliği olmadı. Orta sahanın dinamosu Ernst'in bile döküldüğü bir maç olduğunu söylersek gerisini siz anlayın. Ekrem ve Delgado'nun sahadaki varlıkları hiç hissedilmedi. Kurtaracı olarak sonradan oyuna giren Holosko'nun da "sıfır" çektiğini söyleyebiliriz. İşin özeti, Beşiktaş dün gece uçak kazasından sağ kurtulan bir yabancı gibiydi. Nihayet İstanbul BŞB işkencesi bitti.