Skor üzerinden yorum övgüyü getirir. 'Rakibin daha iyi olduğunu kabullenmiş, ona göre plan kurmuş' dersin. İyi futbola puan vermiyorlar, neticeyle oynayıp kâr edene alkış tutarsın. Kadro içinde 3-5 sakarı olan bir rakibin üzerine gitmeye gerek yok. Onlar nasıl olsa bir şey yapar, beklersin. Tam 30 dakika orta saha çizgisini geçmedi Trabzonspor. Yattara'nın bire beş dripling hamleleri hariç o sahaya adım atan olmadı. Mevkisi gereği oralarda gezinen Gökhan'ın bir tehdit oluşturması beklenemez. Ama oldu. Her alanda fazla adam bulunduran Beşiktaş, Cale ve Gökhan'ın ikili kontağını önleyemedi. Beklenen sakarlığı gösterdiler. Rüştü'yü de katarsak, nereye koşacağını bilmeyen 5 kişi tabelanın değişmesine yardımcı oldu.
Trabzon hiç oynamadı Saha ve seyirci avantajı olan, arkadan öne atak organizasyonunda bütünlük gösteren ev sahibi, geri düştü. Bir kaçını değiştirdi Mustafa hoca. Ne yapacağını bilmiyordu aslında. O kadar üstün oynayan bir takım nasıl tabelada eksi hale düşer? Futbolun cazibesi işte. Her zaman oynayan kazanmıyor. Oynayıp kaybedilen Vanspor, Fener maçlarının acısı 13 senedir sızlıyor. Sadece Umut'u çıkardı, Alanzinho'yu aldı Yanal hoca. "Çanakkale geçilmez" den taviz vermedi. Tüm hatlarıyla kalenin etrafını kollayan bir yapı, geçen her dakika yükseldi. Bu futbol hocama hiç yakışmadı. Ligin lideri, o derece mahkum olmamalıydı. Bu futbolun bilimsellikle alakası yok. Hiç oynamadı Trabzonspor. 'İyi savundu' bile diyemeyiz. Siyah-beyazlılar beceriksizdi. "Neyi niçin yaptığını bilmiyor, ustalıktan yoksundu" dersek, sanırım olayı tarif etmiş oluruz.